Kamil ve Salih İnsan Yetiştirmek Mümkün mü?-2
Veysi ERKEN DR.
Milli Düşünce Röportaj Soruları ve cevapları Haziran-Temmuz 2023
2-Toplumsal uzlaşma zemininde, ülkenin ihtiyaçları ve milletin değerleriyle örtüşen, özgür, özgün, sorgulayıcı bir muhteva ve müfredat nasıl oluşabilir?
Program toplumsal uzlaşma zemininde değil de “Salih ve Kamil İnsan” yetiştirme misyonu ve vizyonuna uygun düşünülürse sağlıklı muhteva ve müfredat hazırlanabilir. Dolayısıyla “Program” içeriğini oluşturacak muhteva ve müfredat talim ve terbiyenin gerektirdiği niteliklere, araçlara, yöntemlere vs. istinad ettirilmelidir. Ancak böyle bir programla kâmil ve Salih insan yetiştirilebilir.
Programla muhteva ve müfredat “Talim” ile ilgili iş ve işlemler ve “Terbiye” ile ilgili iş ve işlemler birbirini tamamlayacak tarzda düzenlenmesi gerekir. Programın muhteva ve müfredatının talim ile ilgili kısmı teknolojik gelişmelere, teknoloji geliştirmelere uygun ve esneklikte, terbiye boyutu da talimle kazanılan bilgi ve becerilerin değerlerle donatılmasını esas almalıdır.
Mesela Hukuk alanında talimle hukukun ilkeleri, kuralları, kanun vazetmeyi, kanunu uygulamayı vs kapsarken terbiye ile karar verirken adaletten ayrılmama duygusunu kazandırma, mühendislik alanında talimle mühendisliğin esasları, teknolojisini, teknoloji geliştirmesini, terbiye ile bir mühendisin malzemeden çalmama ahlakına sahip olması, tıpta talimle tababetin gerektirdiği bilgi ve beceriyi terbiye ile doktorun hastayı müşteri olarak görmemesi nitelikleri kazandırılmalıdır.
Programın talim boyutun bilgi ve beceriler, terbiye boyutu Allah la irtibatlı değerler ve ahlak boyutunu ihtiva etmelidir.
Kısaca Talim ve terbiye programın iki kanadı gibi olmak mecburiyetindedir. Değilse sakatlıklar ortaya çıkar. Kısaca müfredat bize dayatılan ihtiyaçlara göre değil gerçek ihtiyaçlara, gelişmelere, teknolojilere ve dini ilke ve kurallara dayandırılarak oluşturulursa anlamlı olur.
Böyle bir yaklaşım toplumun yaşadığı çözülüş, çöküş, eriyiş, eziliş ve yıkılışı hülasa; inkıraz ve tefessühü durduracak ve umutsuzluğu ümide çevirecek bir “insan yetiştirme” tarzı devreye girmiş olur.
Ancak böyle bir muhteva ile insana toplumumdaki kıymeti, kıymetinin ilahi kaynaklı olduğu gerçeği ona anlatılabilir, benimsetilebilir. İnsan yetiştirme düzeni ve müfredatı yeniden insanın yaratılış gayesine uygun inşa edilmelidir.
Kısaca insanı yetiştirmede ve insanı, kâmil insan haline getirmede en önemli faktör insan yetiştirme düzeninin uygulama yeri olan eğitim sistemi ve bu eğitim sisteminin hedeflerinin, programlarının yaratılış gayesine uygun, beşeri ideolojilerden arınık hale getirilmesi ile mümkün olur. Diyebiliriz ki, Türk-İslâm dünyasının birliğini ve bütünlüğünü sağlamak ve onu dünyaya nizam verebilecek duruma getirmenin yolu tevhid inancına sahip nitelikli “insan yetiştirme”den geçer. Her gün mürailerin arttığı bir dünyada tek yüzü, tek gönlü ve tek inancı olan “tevhid” fikrine sahip fertlerin yetiştirilmesi ülkemiz, insanımız, dünyamız dolayısıyla da tüm insanlık için su kadar, hava kadar elzemdir. Beyni, gönlü, hülasa bütünüyle kirlenmeye maruz kalmış olan insanımızın saflaşması, netleşmesi ve içi - dışı bir hale gelebilmesi için muhtevanın malayani şeylerden arındırılmasıı gerekmektedir.
İnsan yetiştirmede şahsiyetli fertlerin, şahsiyetli toplumların ve kişilikli bir yapılaşmanın gerçekleşmesi için bilinmesi gereken şartlardan ilki; çöküşün sebeplerinin belirlenmesidir. İkincisi önce aileden başlayıp daha sonra okulla devam eden bir süreçte program ve muhtevanın “insan”ın özelliklerine uygun ve çağımız şartları muvacehesinde belirlenmesi ve geliştirilmesi ile mümkündür.
Yine İnsana “değer” kazandırmada kullanılacak nitelikleri belirlemede ve geliştirmede temel faktörlerden birisi geçmişte yaşamış veya günümüzde hayatta olan “model şahsiyetler”in belirgin vasıflarının ortaya konulması, programın muhtevası ve müfredatında yer alması ile mümkün olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?