Kamil ve Salih İnsan Yetiştirmek Mümkün mü?-3
Veysi ERKEN DR.
Milli Düşünce Röportaj Soruları ve cevapları Haziran-Temmuz 2023
3-84 milyon insanın milli mefkûresini eğitim yoluyla inşa etmek için ne yapmak lazım?
Öncelikle Mefkûre/ gaye/ amaç “Salih ve “kâmil” ve “bilgi ve becerilerle” donanımlı insan yetiştirme olarak belirlenmelidir.
Mefkûre Salih ve kâmil insan yetiştirme olarak belirlenmiş ise hedef, ilke, kural, program, muhteva, müfredat ve çevre ona göre belirlenebilir. Böylece milli inşa etmek mümkün olabilir.
Yukarıda sayılan özellikler belirlendikten sonra fertler için alan seçme ve tercih özgürlüğü de sağlanması gerekir. Bilhassa “talim”in konusu olan alanlarda dayatmacı yaklaşımdan vazgeçilmesi gerekir.
Program ve muhteva ne kadar mükemmel olursa olsun “nitelikli çevre” yoksa verim ya hiç olmaz veya düşük olur. Çorak ve kayalık ortamda ürün yetişmediği gibi, “kötü çevre”de iyi, Salih ve kâmil ve donanımlı insan yetiştirmek de zordur veya mümkün değildir.
Onun içindir ki, “sadık olanlarla olunuz” denilmiştir. Sadık olanlar ifadesi çevrenin ehemmiyetini anlatır. Dolayısıyla çevre uygun halde düzenlenmezse müfredat ne kadar mükemmel olursa olsun netice alınmaz.
Bilindiği üzere İnsanı yetiştirmenin önemli bir boyutunu çevre oluşturur. Çevre, ferdi kuşatan her alan ve her şeydir. Aile, arkadaşlar, okul, gönüllü kuruluşlar, tabii coğrafya, seyredilen ve dinlenilen radyo. TV, video, müzik, seyredilen pankart, afiş, okunan dergi, kitap ve gazeteler çevreyi oluşturan unsurlar olarak akla gelir.
İnsanoğlu fıtratı gereği diğer canlılardan tefrik (ayırt edici-seçici) ve tekâmül edici yönleriyle ayrılır. Fıtratında var olan bu hususlarıyla çevreye yönelir. Fert çevreden etkilenir ve çevreyi etkiler. Esasında, fıtrat, insana has olan çevreye yönelme kabiliyetidir. Bu kabiliyetle “insan, fiillerini (davranışlarını) huylarını iyileştirmeye, doğru olanı yanlış olandan ayırt etmeye yahut da bunların fesada uğramasına sebep olmaktadır (El-Isfahanî 1974,s.169).
Yönelme kabiliyeti sayesinde fert çevresi içinde değişim ve gelişim sürecinde olabilmektedir. İnsanı yetiştirmede çevrenin önemini Allah, “Ey iman edenler! Allah’tan korkun (fenalıktan sakının) imanda ve sözünde doğru olanlarla beraber olun. Tevbe/119” ayetiyle hatırlatmaktadır. Gerçekten de, insanoğlu yaratılışı gereği kendisine bahşedilen fıtrat ile çevresine yönelir; onu etkiler ve ondan etkilenir. Fert iyi kötü, doğru yanlış, güzel çirkin, hayır şer vs. nitelikleri çevresinden kazanır.
Birey çevreden kazandığı niteliklerle ferdiyetten şahsiyete dönüşür. Şahsiyet kavramı her zaman olumlu nitelikleri ifade etmez. Şahsiyet kazanılan niteliklerin toplamını yansıtır. Dolayısıyla olumlu veya olumsuz olabilir.
İnsanı yetiştirmede, çevre marifetiyle ferde olumlu niteliklerin kazandırılması amaçlanmalıdır ki, olumlu şahsiyetler ortaya çıksın. Olumlu şahsiyet özelliklerinin gelişmesinde birinci derecede çevrenin etkili olması, çevrenin tanzimini de zorunlu kılar. Çünkü “fert görerek, taklit ederek fiillerle ünsiyet eder, ünsiyet de zamanla alışkanlığa dönüşür” (El-Isfashanî 1974,170). Alışkanlık haline gelen davranışlar sürekli tekrar edilirse tabiat haline gelir. “Can çıkar, huy çıkmaz” deyimi çevrenin etkisi ile alışkanlıktan tabiata dönüşen niteliklerin kalıcılığını gösterir. Peyami Safa, “Fatih-Harbiye” isimli romanında iki farklı çevrenin fertler üzerindeki etkisini anlatır. Yine Ömer Seyfettin'in “İlk Namaz” isimli hikâyesindeki tasvir, çevrenin ferdin yetişmesindeki önemini ortaya koyması yönünden ilginçtir.
Ferdin çevreden ve çevrenin içinde yer alan nesne ve rol modellerden etkilenmesi sebebiyle “modeller” insan yetiştirmenin önemli bir yönünü oluşturur. Çevredeki kültür unsurlarının fert üzerindeki ilk etkisi kavram geliştirmede görülür. Evde bulunan seccade, tesbih gibi eşyanın fert üzerinde etkisi ilk yıllarda çok büyüktür. Bunun içindir ki, seccade ve tesbih kullanan dindar ebeveyn ilk öğretmendir denilir.
İnsan yetiştirme tarzı talim ve terbiyeyi tazammun etmesi ve terbiyenin ıslah etmek, düzene koymak, gözetmek, arttırmak, olmak, meydana gelmek, büyütüp beslemek (Bayraktar 1984, s.1) anlamlarında kullanılması bu fiillerin gerçekleşme alan ve vasıtalarının önemini arttırır. Çünkü potansiyel olarak yetiştirilmeye ve şekillenmeye müsait olan ferdi, onu saran çevre etkisi altına alır. Fıtratının yaratılış tarzına göre devam etmesi veya kötüye dönüşmesi yetiştiği ortamla ilgilidir (Konuk 1994,s.23).
İnsanı yetiştirmede çevrenin önemi kadar çevrede bulunan eşya ve yetiştirme sürecinde kullanılan yöntemlerin de etkili olduğu bütün eğitimcilerce kabul edilir. Netice olarak insanın milli mefkûresini eğitim yoluyla inşa etmek için sadece okulların programlarını ve müfredatını değil, okul ve öğrencinin çevrelerinin muhtevasını da olumlu hale getirmek gerekir.
Böyle bir yaklaşımla fertlerde milli mefkûreyi inşa etmek mümkün olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?