“Hayatın Kaynağı, İnsanın Kökeni, Din ve Bilim”*
Veysi ERKEN Dr.
Merhum Turan Güven hocamızı tanıyanımız, ilmi çalışmalarını ve mücadelesini bilenimiz var mı?
O, “insan gelecekte yaşar” derdi.
Evet.
Ölüm bir son değil inanan ve Müslüman olanlar için. Onun için “insan gelecekte yaşar” diyordu ve bu isimle kitap yayınladı.
Bu anlamda merhum Turan hocamızın yaşadığına inanıyor ve iman ediyoruz.
Merhum Turan Güven hocamızın akademik çalışma alanı biyoloji.
Bunun için hayatı, kaynağını, insanı, din ve bilim arasındaki bağlantıyı anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyordu. Bu bağlamda onlarca sohbetimiz oldu Turan Güven hocamla.
O, biyoloji biliminin bize yanlış öğretildiğini ve bunun kasıtlı gerçekleştirildiğini biliyordu.
Bilindiği üzere “Biyoloji, hayat ve canlı organizmaların incelenmesi hakkında çalışmalar gerçekleştiren tabii bir bilim olarak kabul edilir. Dolayısıyla Biyoloji; canlının her türlü fiziki yapısını, kimyasal süreçlerini, moleküler etkileşimlerini, fizyolojik mekanizmalarını, gelişim ve tekâmüllerini inceleme konusu yapar.
Özetle Biyoloji hayat ve canlı organizmaları inceler.
İşte Turan Güven hocamız bu incelemenin bilerek ve istenerek yanlış yapıldığını düşünüyordu. “İlk düğme yanlış iliklenirse gerisi de yanlış olur” sözü gerçektir ve Türkiye’deki ilmi (bilimsel) çalışmalarda ilk düğme yanlış iliklenmişti.
Esasında yanlış ilikleme devam ettirilmeye çalışılıyor.
Turan Güven hocamız bunun için “Hayatın Kaynağı, İnsanın Kökeni, Din ve Bilim” gerçeğini münasebetlerini anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyordu. O, Pozitivist- materyalist paradigma ile üretilen bilim ve teknolojinin insanlığın sorunlarına hiçbir çözüm getiremeyeceğini s.23” fark etmişti.
Mevcut paradigma (değerler dizisi) bilim ve teknoloji “dünyevileşme”yi sağlayan insanı insan olmaktan çıkaran bir yapılaşmayı öngörüyor, “ilim ve fen”i mürşit kabul ederek ilahlaştırıyordu
Böyle bir “dogma”tik anlayışın sonucu ortadadır.
İşte Turan Güven hocamız bu “dogmatik” anlayışı kökünden sarsmaya çalışıyor hayatı, hayatın kaynağını, insanı, din ve bilimi anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyordu.
Turan Güven hocamız hakikatin peşinde idi. Bunun için bilimi bir nevi İslamileştirmeye, gerçek kaynaklarına dayandırmaya, doğru temellere oturtmaya ve insanın insanlaşmasına katkı saplamaya çalışıyordu. O, yaratılış gayesine uygun bir zeminin hazırlanması için çaba sarf ediyor, insanı tefekküre, tezekküre ve taakkule çağırıyordu.
O, ancak böyle bir tefekkür tarzıyla biyolojik sistem anlaşılabilir inancındaydı.
Bilindiği üzere “Mükemmel sistemler, ancak mükemmel tasarımların ve planlamaların bir ürünüdür. Üstelik bu sistemlerin sadece yeryüzü ile uyumlu olması yetmiyor; aynı zamanda içinde yaşadığımız güneş sistemi ve galaksi de dâhil evrenin diğer elemanlarıyla da uyum ve ahenk içinde olması gerekiyor. S.36” diyordu.
Evet.
Turan Güven hocamız bu ifadesiyle “Allah- Evren, Allah- İnsan” ilişkisinin doğru bir zeminde anlaşılmasının gerekliliği vurguluyordu.
Kısaca Turan Güven hocamız bütün çalışmalarını doğru bir zeminde yürütmeye çalıştı. Buna şahitlik ediyoruz.
O, Türkiye’nin içine düşürüldüğü materyalist anlayıştan, bataklıktan kurtarmaya çalışıyordu.
“Hayatın Kaynağı, İnsanın Kökeni, Din ve Bilim” isimli eseri bu çabanın ürünüdür. Fiili duasıdır.
Temennimiz meslektaşları, öğrencileri ve bu alana ilgi duyan bütün ilim adamları “Turan Güven Ekolü”nü anlar ve bunun için gayret ederek çalışmaya ve Türkiye’nin kurtuluşuna katkı sağlar.
Yazımı merhum Turan Güven” hocamızın şu ifadesiyle bitireyim. “Bu dünya “yapım” ve “yıkım” dünyasıdır. Bazılarının görevi yıkmak, bazılarının görevi de yapmaktır. Batı’nın nasıl bir dünya istediğini buradan görebilirsiniz. Eğer biz bu teorileri (batı/batılın teorileri V.E.) kabul edersek, ensest ilişkide bulunan bir sapığa da “ne yapalım, adamda ensest ilişki geni faaliyete geçmiş” diye bir açıklama getirebiliriz. Bizi idare eden yaratılıştan getirdiğimiz biyolojik donanımız mıdır? Yoksa bu donanımın üzerine inşa ettiğimiz ve hatta bazen bu donanımın aksine davranmamızı sağlayan artı değerlerimiz midir? Eğer her şeyi genler idare ediyor ve insanın yapacak hiçbir şeyi kalmıyorsa, o zaman Allah insanlara niçin uyarıcı olarak peygamberler aracılığı ile DİN göndermiştir? Her şeyi genler idare ediyorsa, insanlara niçin eğitim yaptırıyoruz? Şimdi beyin fırtınası için sorumu soruyorum: İnsan davranışlarını açıklamak için tek başına GEN yeterli midir? S304-305”
Soru hepimize.
İlim adamıyım diyenlere çağrım, filim adamı değilseniz geliniz Turan Güven’ ekolü dediğim ekolü anlamaya çalışınız, yayınlanmış olan kitabını titizlikle okuyunuz ve Türkiye’nin içine düşürüldüğü girdaptan ve bataklıktan kurtulmasına katkı sağlayınız.
Selam ve Sabırla… 27.12.2023
*Prof. Dr. Turan Güven, “Hayatın Kaynağı, İnsanın Kökeni, Din ve Bilim” Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul-2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?