Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti
Veysi ERKEN Dr.
Türkistan
coğrafyasında Müslüman Türklerin Çinliler ve Ruslarla savaşları yüzyıllardır
devam ediyor.
Kazakistan,
Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan, Afganistan, Azerbaycan, Doğu
Türkistan, Kafkanistan ve irili ufaklı özerke bölgeler asırlardır savaş alanı
olmuş ve olmaya devam ediyor.
Günümüzde özellikle
Doğu Türkistan bölgesinde kan, gözyaşı, zulüm, işkence ve soykırım bütün
şiddeti ve vahşetiyle sürdürülüyor. Dünya sessiz bir şekilde, gözlerini
kapatmış vaziyette duruyor.
Savaşları önlemek ve
huzuru sağlamakla görevli olduğu varsayılan Birleşmiş Milletler Teşkilatı
denilen yapı tam bir “Bir LEŞ miş m İLLETLER”
cesedi olarak Siyonistlere hizmet ediyor.
Evet.
Dünyanın bakar
körlüğünün devam ettiği zaman diliminde “Doğu
Türkistan Cumhuriyeti” 12 Kasım gününde ilan edilmişti.
12 Kasım 1933 ve 12
Kasım 1944 tarihlerinde Doğu Türkistan coğrafyasında soykırımcılara karşı
mücadele İslam Cumhuriyetinin ilanı ile taçlandırılmıştı.
Ama dünyanın körlüğü
ve zalimleri alkışlaması nedeniyle özgürlük ve bağımsızlık kısa sürdü..
“12 Kasım
1933 Doğu Türkistan İslam Cumhuriyetinin ve tekrar yine 12 Kasım 1944 Doğu
Türkistan Cumhuriyetinin Kuruluşunun yıl dönümü ve bu çifte cumhuriyetimiz Doğu
Türkistan Bağımsızlık hareketinin meşruiyetini ve haklılığını ispatlayan yegâne
tapusudur.
Kaşgar'da
12 Kasım 1933'te kurulup yıkılan cumhuriyetimiz tekrar 12 Kasım 1944 de
Gulca'da kurulmuştur ve tekrar Rus ve Çin işbirliği ile 1949 da Çin işgaline geçmiştir. 12
KASIM 1933 VE 1944'DE KURULAN DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETLERİ
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti
tapusu sahiplerine iade edilmelidir, edilecektir inşallah.
Unutulmamalıdır ki
özgürlük ve bağımsızlık mücadele olmadan kazanılmaz, tapusu iade edilmez. Bağımsızlık
bir ve bütün olarak mücadele ile mümkün
olur.
“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp
parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize
düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde
kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah
kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu
bulasınız. Âl-i İmrân- 103” ayetinin emri bunu gerektirir.
Bu ayetin emrine
sarılanların sayesinde Türkistan İslam ile ilk şereflenen coğrafyalardan biridir.
Bilhassa Talas savaşından sonra İslam hızlı bir şekilde intişar etti.
Atalarımız ile
birlikte her kavim ve kabileden insan fevc fevc İslam’la şereflendiler.
Sonra Kur’an'dan ve
sünnetten uzaklaştılar kavim ve kabileler, birbirlerini yok etmeye çalıştılar
ve böylece hem hâkimiyetlerini hem de medeniyetlerini kaybettiler.
İlim irfan mekânları olan Buhara, Semerkand, Kaşgar,
Kandahar, Belh, Tirmiz ve bütün şehirler ve yerler harab ve turab edildi iç
kavgalar ile.
Tabii ki, yüzyıllar
boyunca zulümler ve katliam da devam etti ve ediyor.
Kâh Çin işgali, kâh Rus bu durumdan faydalandı. İslam ile
ihya olan gönüller, kalpler ve bedenler imha edildi, coğrafya talan edildi ve
ediliyor.
Doğu Türkistan’da İşgal
ve imha hareketleri hiç bitmedi. Rus ve Çinlilerin yanına İngilizler, Amerikalılar,
Fransızlar, Almanlar ve şürekâları, iltisaklıları ve piyonları olan bütün
yamyamlar katıldı.
Her şeye rağmen
Müslümanlar hep var oldu coğrafyada bütün zulümlere ve katliamlara rağmen. Ama
Müslümanlar da düşman itlerinin fitneleriyle birbirine hep silah çektiler,
birbirini imhaya devam ettiler.
Katliamlar dün olduğu
gibi hala devam ediyor Urumçi’de, Kaşgar’da Kabil’de, Mezar-ı şerifte,
Kandahar’da, Keşmir’de.
Her yer İslam coğrafyası ve her yerde katliam, kan ve
zulüm.
Bu coğrafyanın, Doğu Türkistan’ın
sükûn, huzur ve selama, özgürlüğe, bağımsızlığa ihtiyacı var. Türkiye’ye
ihtiyacı var.
Dolayısıyla İslam ve
Mazlum coğrafyaların “kalbi” ve “beyni”
olan Türkiye’nin Türkistan coğrafyasına, Doğu Türkistan’a el atma zamanı
gelmiş, hatta geçmiştir.
Türkiye orada
olmalıdır ki, Türkistan coğrafyasında “barış”
sağlansın ve “selam” olsun.
Unutulmamalıdır ki
Doğu Türkistan’ın kurtuluşu da ancak birlik ve bütünlükle mümkün olacaktır.
12 Kasım günü Doğu
Türkistan’ın ve bütün mazlumların özgür, bağımsız günlerinin başlangıcı olsun
duasıyla.
Gayret bizden Tevfik
Allah’tan...
Selam ve Sabırla…12.11.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?