Delilik Ülkesinden Notlar*
Veysi
ERKEN
Ayşe
Şasa bir dil-figâr. Gönlü yaralı bir insan.
Savrulmuşluğun
numunesi.
Delilik
ülkesinden yolu geçen muvahhide.
Evet.
Merhume Ayşe Şasa
toplumumuza yaşatılan savruluşun numunesi. Hayatta iken birkaç yazısını
okuduğum ve televizyondaki birkaç programını seyrettiğim senarist.
Daha önce “Bir Ruh Macerası” isimli kitabını
okumuş ve gençlere tavsiye etmiştim.
Umarım ki,
okumuşlardır.
Mütemmimi
sayılabilecek bir kitabını daha okudum.
“Bir Ruh Macerası”ndan girişi daha ağdalı olan “Delilik Ülkesinden Notlar.”
Ayşe Şasa “Delilik Ülkesi”nde yaşadığı
hezeyanları not etmiş ve bunları ibret olsun diye anlatmış.
Bu hezeyanları her
gencimiz yaşayabilir.
Zira insanımızı eğitme
ve yetiştirme tarzımız bu.
Konformist ve Kariyerist
bir felsefe ile yetiştirilen gençlikten her türlü hezeyan beklenebilir.
Mânâdan ve Allah’tan kopuk
bir hayat.
İşte merhume Ayşe
Şasa’nın düşürüldüğü hayat ve arayışı.
“Yahudi dadıların merhametine muhtaç halde geçen bir
çocukluk, köklerinden koparılmış bir eğitim süreciyle eşgüdümlü umarsız bir
yabancılaştırılmışlık, gerçek muhatabını bulamayan bir ilk gençlik dönemi,
ardından yanlış bir evlilik ve tüm bunlarla atbaşı giden sınırsız sıkıntılı bir
zihin hayatı… Ardından, delilik ülkesini ziyaret… Dışarıdan bakışta, sizi delilik
ülkesine götüren güzergâh bu minvalde seyrediyor. Sahiden bu yol üzerinden mi
gidiliyor delilik ülkesine? Ne tür bir dünya var bu diyarın ardında?” diye özetliyor
yetiştiriliş tarzını ve arayışını.
Günümüzün
Türkiye’sinde Ayşe Şasa gibi binlerce, milyonlarca dil-figâr vardır. Kültürlerinden ve Allah’tan koptukça
alkışlanan dil-figârlar. Ayşe Şasa’nın anlatımıyla Kemal Tahir “ şunu bilmiş ol ki, bu ülkede maskaralık yaptığın sürece
herkes sana alkış tutar. Ciddi bir şey yapmaya kalkışırsan da kimse ilgilenmez.
Yüzüne bakmaz. Bunu baştan böyle bil.” gerçeğini aktarmış kendisine.
Ayşe Şasa bir dönem
alkışlanmış. Alkışlanan Şasa “Delilik Ülkesine” uğramış ve okuduğu bir kitapla
yolunu bulmuş. Hidayete ermiş.
Ayşe Şasa “beni şizofreniye iten, modern Batının sığ,
hastalıklı, perişan döküntüleri…
Hayatımı programlayanlar, beni baştan bir eksene
endekslemişler... Hayatımı programlayanlar… Ebeveynim, benim neslimin
eğitimcileri, eğitim siyasetinin mimarları…” dır beni delilik ülkesine yolcu edenlerdir
diyor.
Evet,
Ayşe Şasa delilik
ülkesine yolcu edilmiş ama kader oyunu bozmuştur.
Ayşe Şasa “ ancak kader, oyunu bozacak… Mağaranın
tabanında yaralı bir hayvan gibi yatan umarsız varlığın dikkat alanına, birden
o güne dek hiç tanımadığı bir âlemin işareti düşecekti…
Modern Batının dekadan, kokuşmuş değerleri, birden, göz
kamaştırıcı bir ışık denizinde boğulup yitecekti… Öylesine bir sonsuzluk denizi
ki bu, âlemdeki tüm yozluğu, tüm kiri içine boşaltsalar, o denizin bir köpüğü
bile etmezdi…
Çok sonraları, düşüp kaldığım yerden beni apansız tutup
kendine çeken, sonra kademe kademe hayata çeviren o paha biçilmez panzehiri hep
bir tek adla, bir kitap adıyla ifade edeceğim…
‘Fusus’ ”
“Fusus” onun hidayet
vesilesi.
Pahalıya mal olmuş
bir tecrübe.
Temennimiz
insanımızın bu tecrübeleri yaşamamasıdır.
Bu tecrübeleri
yaşayanların “Delilik Ülkesi”nden
kurtulmaları, yaşamayanların ise bu tecrübeleri yaşamamaları için merhume Ayşe
Şasa’nın kitaplarını okumalarında fayda vardır.
Umarım ki, insanımız “Delilik Ülkesi”nden kurtulur. Zira
ülkemizdekiler cinnet halinde.
“Delilik Ülkesi”nden notlar yazamamak için haydi “Delilik Ülkesinden Notlar”ı okumaya ve
müellifesinin ruhuna Fatiha kıraat etmeye.
Selam ve Sabırla…
*Delilik Ülkesinden Notlar, Ayşe Şasa,
Timaş Yayınları, İstanbul 2014.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?