23 Aralık 2014 Salı

Delilik Ülkesinden Notlar



Delilik Ülkesinden Notlar*

Veysi ERKEN

            Ayşe Şasa bir dil-figâr. Gönlü yaralı bir insan.
            Savrulmuşluğun numunesi.
            Delilik ülkesinden yolu geçen muvahhide.
            Evet.
Merhume Ayşe Şasa toplumumuza yaşatılan savruluşun numunesi. Hayatta iken birkaç yazısını okuduğum ve televizyondaki birkaç programını seyrettiğim senarist.
Daha önce “Bir Ruh Macerası” isimli kitabını okumuş ve gençlere tavsiye etmiştim.
Umarım ki, okumuşlardır.
Mütemmimi sayılabilecek bir kitabını daha okudum.
“Bir Ruh Macerası”ndan girişi daha ağdalı olan “Delilik Ülkesinden Notlar.”
Ayşe Şasa “Delilik Ülkesi”nde yaşadığı hezeyanları not etmiş ve bunları ibret olsun diye anlatmış.
Bu hezeyanları her gencimiz yaşayabilir.
Zira insanımızı eğitme ve yetiştirme tarzımız bu.
Konformist ve Kariyerist bir felsefe ile yetiştirilen gençlikten her türlü hezeyan beklenebilir.
Mânâdan ve Allah’tan kopuk bir hayat.
İşte merhume Ayşe Şasa’nın düşürüldüğü hayat ve arayışı.
“Yahudi dadıların merhametine muhtaç halde geçen bir çocukluk, köklerinden koparılmış bir eğitim süreciyle eşgüdümlü umarsız bir yabancılaştırılmışlık, gerçek muhatabını bulamayan bir ilk gençlik dönemi, ardından yanlış bir evlilik ve tüm bunlarla atbaşı giden sınırsız sıkıntılı bir zihin hayatı… Ardından, delilik ülkesini ziyaret… Dışarıdan bakışta, sizi delilik ülkesine götüren güzergâh bu minvalde seyrediyor. Sahiden bu yol üzerinden mi gidiliyor delilik ülkesine? Ne tür bir dünya var bu diyarın ardında?” diye özetliyor yetiştiriliş tarzını ve arayışını.
Günümüzün Türkiye’sinde Ayşe Şasa gibi binlerce, milyonlarca dil-figâr vardır.  Kültürlerinden ve Allah’tan koptukça alkışlanan dil-figârlar. Ayşe Şasa’nın anlatımıyla Kemal Tahir “ şunu bilmiş ol ki, bu ülkede maskaralık yaptığın sürece herkes sana alkış tutar. Ciddi bir şey yapmaya kalkışırsan da kimse ilgilenmez. Yüzüne bakmaz. Bunu baştan böyle bil.” gerçeğini aktarmış kendisine.
Ayşe Şasa bir dönem alkışlanmış. Alkışlanan Şasa “Delilik Ülkesine” uğramış ve okuduğu bir kitapla yolunu bulmuş. Hidayete ermiş.
Ayşe Şasa “beni şizofreniye iten, modern Batının sığ, hastalıklı, perişan döküntüleri…
Hayatımı programlayanlar, beni baştan bir eksene endekslemişler... Hayatımı programlayanlar… Ebeveynim, benim neslimin eğitimcileri, eğitim siyasetinin mimarları…” dır beni delilik ülkesine yolcu edenlerdir diyor.
Evet,
Ayşe Şasa delilik ülkesine yolcu edilmiş ama kader oyunu bozmuştur.
Ayşe Şasa “ ancak kader, oyunu bozacak… Mağaranın tabanında yaralı bir hayvan gibi yatan umarsız varlığın dikkat alanına, birden o güne dek hiç tanımadığı bir âlemin işareti düşecekti…
Modern Batının dekadan, kokuşmuş değerleri, birden, göz kamaştırıcı bir ışık denizinde boğulup yitecekti… Öylesine bir sonsuzluk denizi ki bu, âlemdeki tüm yozluğu, tüm kiri içine boşaltsalar, o denizin bir köpüğü bile etmezdi…
Çok sonraları, düşüp kaldığım yerden beni apansız tutup kendine çeken, sonra kademe kademe hayata çeviren o paha biçilmez panzehiri hep bir tek adla, bir kitap adıyla ifade edeceğim…
‘Fusus’ ”
 “Fusus” onun hidayet vesilesi.
Pahalıya mal olmuş bir tecrübe.
Temennimiz insanımızın bu tecrübeleri yaşamamasıdır.
Bu tecrübeleri yaşayanların “Delilik Ülkesi”nden kurtulmaları, yaşamayanların ise bu tecrübeleri yaşamamaları için merhume Ayşe Şasa’nın kitaplarını okumalarında fayda vardır.
Umarım ki, insanımız “Delilik Ülkesi”nden kurtulur. Zira ülkemizdekiler cinnet halinde.
“Delilik Ülkesi”nden notlar yazamamak için haydi “Delilik Ülkesinden Notlar”ı okumaya ve müellifesinin ruhuna Fatiha kıraat etmeye.
Selam ve Sabırla…

*Delilik Ülkesinden Notlar, Ayşe Şasa, Timaş Yayınları, İstanbul 2014.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?