Haliç’te Yaşayan Simonlar*
Veysi ERKEN
NOT: BEDELLİ ASKERLİK konusunda epey yazı yazdım. Bu konunun
gündemde tutulması şart. Zira bir milyona yakın insanımız BEDELLİ konusunda
çözüm bekliyor. Bu spot BEDELLİ konusu çözüme kavuşuncaya kadar yazılarımın başında
yer alacaktır. “BEDELLİDE YAŞ 25 BEDEL 15 BİN”
Genel
anlamda yönetimde veya herhangi bir grupta yer alanlar kitap okumayı veya
kendilerine dayatılan kitaplardan başka farklı kitapları okumayı ve hayatı bu
şekilde tahlil etmeyi sevmezler.
Kendilerine
dayatılanlarla yetinenler her zaman Hanefi Avcı’nın ifadesiyle “SİMON”laşabilirler.
Hanefi
Avcı’nın hazırlamış olduğu ve bir nevi hatırat sayılabilecek “Haliç’te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün
Cemaat” kitabını yayınlandığı dönemde okumuştum.
Özellikle
Gezi ve 17 Aralık kalkışmalarından ve darbe teşebbüslerinden sonra bu kitabı
tekrar okuma ihtiyacını hissettim.
İyi
ki tekrar okumuşum.
Esasında
bu kitapta yer alan her olay, olgu ve fikir uzunca bir şekilde tahlil
edilebilir, tartışılabilir ve bundan sonuç çıkarılabilir.
Tabi
ki, böyle bir çalışma bir köşe yazısını aşar.
Ama şunu rahatlıkla
şunu söyleyebilirim. 2013 ve 2014’te olup bitenleri daha kolay anlamamızı
sağlayacak bir çalışma olduğunu bir kere daha fark ettim. Sizin de fark
etmenizi isterim.
Bu bağlamda kitabı
okumanızı arzu ediyorum.
Evet,
etrafımızda pek çok “Simon” var.
Devlet
denilen yapının içinde “simon”laşanlar
olduğu gibi, sivil zannedilen pek çok yapıda veya özel sektörde “simon”la karşılaşmak mümkün.
Hanefi
Avcı simonların özelliklerini şu şekilde bize izah ediyor. “…onların gerçek bir doğrusu yoktu; gerçek idealler ve inançlar uğruna
savaşmıyorlardı. Onlara empoze edilmiş, belki de binlerce kez tekrar edilerek
beyinlerine işlenmiş örgüt gerçekleri uğruna savaşıyorlardı; bu gerçekler
uğruna fedakârlık yapıp ölümü göze alıyorlar bunun dışındaki haksızlıklara ses
çıkarmıyorlardı. S.17”
Bu
izahtan sonra “kendimize baktım, biz de
öyle miydik? Kendi teşkilat mensuplarımızın suçlarını gizlemeye çalışıyorduk
ama vatandaşın işlediği suçlara en ufak hoşgörüde bulunmuyorduk. Vatandaşa kötü
muamele eden, darp ve işkence eden, görevini kötüye kullanan, rüşvet yiyen
meslektaşlarımızı yakalayıp suçlarını ortaya çıkarmak konusunda ne kadar
gayetliydik? S.18” diyerek içinde
yer aldığı yapıda da simonlaşmanın olduğunu ve bunun her yapıda olabileceğini “ aslında Simonlar her yerde, her örgütte
var; insana değer vermeyen, özgürlüğü önemsemeyen, itaat kültürünün hâkim
olduğu, grup menfaati için itaatin
istendiği her yerde Simonlar var. S.18” ifadesiyle dillendirmektedir.
Bu
ifadelerden yola çıkarak şunu rahtlıkla söyleyebilirim.
Bugünkü
olay ve olguları hakkaniyet ilkesi bağlamında incelemek isteyenler bu ve
benzeri kitapları okumalılar.
Okumadan,
tefekkür etmeden ve tahlilde bulunmadan sağlıklı hüküm verilmez.
Evet;
dün olduğu gibi bugünde de yolsuzlukların ve haksızlıkların olduğuna
inanıyorum. Hatta Yolsuzlukla, Yasaklarla ve Yoksullukla mücadelenin esas
alınacağı deklere edildiği dönemde bunların arttığını düşünüyorum. Efendilerin
hırsızlıkları, yolsuzlukları, haksızlıkları, yabancılara hizmetleri ve
ortaklıkları “simonlar” tarafından savunulur durumdadır.
Simonlar
kendi yapılarındaki soysuzlukları, yolsuzlukları ve haksızlıkları haspamıza
yakışır mantığıyla savunmaktadır.
Evet.
Haksızlıklar
artmıştır doğrudur.
Ancak
gerek resmi veya cemaat denilen yapılardaki simonların varlığı ve tahribatı
küçümsenemez.
Çünkü
simonların kendilerine ait kutsalı yok. Dayatılan ve kutsallaştırılan her şey “simonlaşan”
veya “simonlaştırılan”lar tarafından savunulabilir. Tıpkı dünün haşhaşi “dai”lerinin yaptığı gibi.
Finansörlükler
ve sponsorluklar için “yapı”ların içine düştükleri durum simonları ve “dai”leri
daha bariz bir şekilde ortaya çıkarmaktadır.
Gönlümüz,
yönetimlerde yer alan herkesle birlikte cemaatlerdeki bireyler de okuyup
simonlaşmanın tehlikesini idrak etmesini istemektedir.
Hülasa
bütün dostlarıma, okuyucularıma, bürokratlara, teknokratlara, siyasilere,
tarikatçılara ve cemaatçilere “Haliç’te
Yaşayan Simonlar” kitabını objektif
bir gözle okumalarını tavsiye ederim.
Varsa
etraflarındaki simonları daha kolay bir şekilde teşhis edebileceklerdir. Belki
kendilerinin de farkında olmadan simonlaştıklarını görecek ve bundan
vazgeçeceklerdir.
Selam
ve Sabırla.
*Haliç’te
Yaşayan Simonlar, Hanefi Avcı, Angora Yayınları, Ankara 2010.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?