5 Nisan 2010 Pazartesi

İki Darbe Arasında

İki Darbe Arasında*

Veysi ERKEN

Türkiye’de darbe mağduru olmayan var mı?

Böyle bir soruya verilecek bir tek cevap vardır o da hayırdır.

Evet, ideolojik olarak konumlanan veya İslamî değerleri yaşamak isteyen herkes bir veya birkaç darbenin mağduru ve mazlumu olmuştur.

Benim hatırladığım dönem itibarıyla 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan ve son dönemin teşebbüsleri hepsinin mağduru ve mazlumu vardır.

Elbette ki ilahi adalet tecelli edecek ve mağdurlar haklarını alacaklardır.

İlahi adalet tecelli edecek şüphemiz yok sadece mağdurlara ve mazlumlara sitemimiz var. Sitemimiz sessiz duruşlarınadır.

Esasında sessizlik pusudur ve darbeci zalimlerin istediği şeydir.

Ara sıra bedeli daha ağır ödemek durumunda kalmak pahasına sessizliğini bozan ve sesini yükseltenler olmuştur.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu bunu yapanlardan birisidir.

Sessizliğini kitapla bozanlar da olmuştur.

Direnenlere selam.

İşte “İki Darbe Arasında” bir direnişin hikâyesidir. İbretlerle dolu. Herkesin okuması gerekir diye düşünüyorum.

Evet, bu kitabı mazlum ve mağdur duruma düşmek istemeyen herkes okumalı. Kitapla ilgili bilgilendirme toplantıları yapılmalı ve zalim darbecilerle sahte kahramanlar da bilinmeli.

Kitap konuşması gerektiği yerde konuşan, susması gereken yerde susan ve her şeye rağmen inancından taviz vermeyen bir kahramanın hayat hikâyesidir. İskender Pala’nın hayat ve mağduriyet hikâyesi.

İslami yaşayışını sürdürmek isteyenlerimizden hangimiz bu eziyetleri yaşamadık. Üniversitelerin kışladan bir farkı var mıydı?

Okulunu, sınıfını terk etmeye zorlanan, ikna odalarında hayatları söndürülenler az mı bu ülkede?

Bunlarla birlikte sahte kahramanlıklar, dostluklar ve liderler de bilinmelidir.

Bir kalemde 163 kişinin hayatının yok edilmesinin ve terk edilmişliğin ızdırabı bilinmelidir.

İskender Pala bunu akıcı bir üslupla bizlere sunmuştur.

Darbecilere karşı zamanında direnilseydi belki bu acılar yaşanmazdı.

Mamak zindanlarında çürütülenler –ülkücüsü- komünisti- beraberce kendilerini ezenlere direnselerdi ülkede huzur olurdu.

28 Şubat darbesine karşı “namlusunu halka çeviren tanka selam durmam” diyen merhum Muhsin Yazıcıoğlunun yanında saf tutulsaydı mağduriyetler ve mazlumiyetler olmazdı.

Heyhat zihinlerimiz şablonlaştırıldı.

Ötekinin mağduriyet ve mazlumiyetine sessiz kaldık.

Zalimler de bu sessizlikten faydalandı ve tırpanlarını savurdu.

Ve…

İşte korkunç sonuç.

Telafisi on yıllarca mümkün olmayacak mağduriyetler ve kırılmalar.

Her şeye rağmen sessizlik bitmeye ve pusu açığa çıkmaya başlamıştır. Genç sivillerin, Darbeye Karşı 70 Milyon gibi hareketler ve İskender Pala gibiler sessizliği ve pusuyu bozuyor. Aralarına ateş girenler artık unutmuyor.

Hafızasını taze tutmaya çalışıyor.

28 Şubat sürecinde mazlumların sayısını arttıran ve ordudan atılanlar için “disiplinsiz oldukları için atıldılar” diyen sahte kahramanların devri bitecektir inşallah.

“İki Darbe Arasında” bunun ibretlik hikâyesi.

Okumak ve okutmak her hak savunucusunun vazifesi.

Eline, diline ve kalemine sağlık İskender Pala.

Unutturulmak istenenleri bizlere hatırlattığın için binlerce teşekkür.

Selam ve Sabırla…

· *İskender Pala, İki Darbe Arasında, Kapı Yayınları, İstanbul 2010.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?