18 Temmuz 2018 Çarşamba

Bütün Vekillere Çağrı: Bedelli ve Yıpranma Konusunu Adil ve Kalıcı Çözünüz


Bütün Vekillere Çağrı:
 Bedelli ve Yıpranma Konusunu Adil ve Kalıcı Çözünüz

Veysi ERKEN

            NOT: Gerçekten başarılı hizmet etmek isteyen vekillere çağrım şudur. Ahbap çavuş ilişkisi içinde danışman değil, gerçekten size hazırlık yapabilecek müşavirler edininiz

            Hiçbir parti ayırımı yapmadan öncelikle yeni göreviniz hayırlara vesile olmasını cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.
            Umarım ki, meclis tatile girmez ve ülkemizin sorunlarına hızlı çözüm üretirsiniz. Yeni yönetim sistemi bunu gerektirir. Yeni yasama sistemi hızlı ve pratik olmak mecburiyetindedir.
            AK Parti vekillerince meclise bir kanun tasarısı verildi. Medyanın ifadesiyle “torba” kanun tasarısı meclisin gündemine girdi.
            Bu tasarının meclise hızlı bir şekilde iletilmesi yerindedir. Bilindiği üzere sosyal sorunların zamanında çözümlenmesi gerekir.
            Tasarı üç alanla ilgili düzenlemeleri ihtiva ediyor. Özellikle bedelli ve yıpranma kısımları önemlidir.
            Tasarının BEDELLİ askerlik ile ilgili maddelerine baktığımızda kalıcı çözümü ihtiva etmediğini görüyoruz. Umarım ki, gerek plan ve bütçe komisyonunda gerekse genel kurulda vereceğiniz önergelerle kanunu sağlıklı ve kalıcı hale getirirsiniz.
            Kanaatimize göre güçlü ve profesyonel ordu için askerlik konusunun ikide bir tartışma zeminine çekilmemesi ve bunun toplumsal soruna dönüştürülmemesi gerekir.
            Soruna bu açıdan bakıldığında BEDELLİ askerlik için “yaş”la ilgili kesin bir tarih verilmemeli.
            31 Aralık 1993 gibi bir başlangıç tarihinin belirlenmesi doğru değildir. Yaş ile ilgili başlangıç şu şekilde belirlenebilir. 26. Yaştan gün alan herkes BEDELLİ askerlikten faydalanmak için başvurabilir. İlave olarak 28 günde bir şey öğrenilmez.
            Böyle bir yaklaşım çözümü kalıcı hale getirir.
            Aksi takdirde “hurda kanunu” diye çıkarılan kanunlara benzemiş olur. Malumunuzdur ki, birkaç yıl ara ile kara taşıtları için düzenlemeler yapılmaktadır. Bir ara 20 yaş üstü taşıtları hurdaya çıkaranlar yeni araç alımında indirimden yararlanır denilmiş idi. Son düzenlemede ise yanılmıyorsam 16 yaş ve üzeri diye düzenleme yapıldı.
            Bu konuda da daha önce teklifte bulunmuştum.
            Misal olarak düzenlemeyi ruhsattaki trafiğe çıkışa bakarak 17. Yaşın başlangıcı denilse ikide bir yeni düzenleme yapma ihtiyacı kalmaz demiştim.
            Bu konuyu zamanında pek çok vekil ile de konuşmuştum. Ama vekiller vazifelerini yapmadılar.
            Sizlerden beklentim BEDELLİ askerlik ile ilgili düzenlemeyi düzgün yapmanızdır. Biliyorsunuz ki, artık kanun tasarıları hükümetten gelmeyecek. Düzenlemeler tamamen meclisin tasarrufunda olacak. Yeni meclis yeni bir işleyişle çözüm üretmelidir.
            “Torba” tasarıda bir diğer düzenleme “yıpranma” ile ilgili yapılacakmış. Size soruyorum acaba her mesleğin yıpranması yok mudur? Sadece asker, polis, sağlık personeli, eczacı veya diş hekimi mi yıpranıyor?
Mesela ilim adamı sayılan üniversitedeki eğitici ve araştımacı personel hiç mi yıpranmıyor? Malumunuz dahilinde olduğunu düşünüyorum. İlim adamının eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme gibi dört görevinden bahsedilmektedir. Bu görevler yıpratıcı değil mi?  Laboratuarlardan, kütüphanelerden veya atölyelerden çıkmayan ilim adamları yıpranmıyor mu?
            Lütfen doğru iş yapınız.
            Bilinen bir hususa da temas edeyim. Üniversite hocaları eğitim öğretim hizmeti sınıfından sayılmıyor maalesef.
            Bilindiği üzere her sene ilk ve orta öğretim kurumlarındaki öğretmenlere eğitim-öğretime hazırlık ödeneği verilir, belediye araçlarından indirimli faydalanır. Üniversite personeli bunlardan faydalanmaz.
            Soruyorum size üniversite personeli eğitici değil mi?
Ve soruyorum size üniversite personeli yıpranmaz mı?
Yoksa ÜNİVERSİTE PERSONELİ ROBOT MU?
            Esasında doğru şekilde kanunlaştırılması gereken çok alan var. Bu iki konu gündeme geldiği için bu alanla ilgili yazma ihtiyacı hissettim.
            Umarım ki, gerçekten milletin vekili olursunuz ve meclis gerçekten milletin iradesinin tecelligahına dönüşür, doğru iş yaparsınız ve hukuka uygun kanun çıkarırsınız.
            Selam ve Sabırla…

15 Temmuz 2018 Pazar

15 Temmuz Bir Yönüyle Kahramanlığın Bir Yönüyle İhanetin Zirvesi


15 Temmuz Bir Yönüyle Kahramanlığın Bir Yönüyle İhanetin Zirvesi

Veysi ERKEN

            15 Temmuz 2016 tarihe kazınmıştır.
            Bir yönüyle kahramanlığın, İslami anlamda imanın, fedakârlığın, cesaretin, direnişin ve destanlaşmanın adıdır. Bu yönü ile tarihe kazınmıştır.
            Bu yönüyle 15 Temmuz 2016 unutulmamalı, unutturulmamalıdır. Çünkü unutmak pusudur.
            Unutmak yeni ihanetlere kapı aralamadır.
            Asla ihanete, kahpeliğe, uşaklara, piyonlara ve hainlere kapı aralanmamalıdır.
            Ve.
            Bilinmelidir ki, tapınakçı Siyonist haçlı zihniyetinin ürünü ve uşağı olan FETÖ ihanet şebekesi BİTME NOKTASINA gelmemiştir.
            Sayın Başkan!
            “Fetö bitme noktasına gelmiştir” mealindeki ifadenizi televizyonlarda dinlerken eyvah dedim.
            Sizi yanıltıyorlar Sayın Başkan.
            Fetö bitme noktasında değildir. Özellikle daileri (propagandist)i her yerde iş başındadır. Bireysel mağduriyetler üzerinde propagandalarına, tezviratlarına, tağşişlerine ve teşvişlerine devam ediyorlar.
            Bilirsiniz ki, yalan, iftira, hakaret, takiye ve her türlü pislik seciyeleridir. Bu pisliklerden her türlü pislik, mazarrat, hainlik, yalan ve iftira beklenmektedir.
            Sadece beklenmiyor, yapıyorlar ve kafaları karıştırıyorlar.
            Gevşemeye gelmez.
            İnsani, Ahlaki ve İslami olarak size tavsiyem sadece etrafınızdaki resmi görevlilere danışmayınız. Halktan hasbi olanlara danışınız bu pislik yapılanmanın ne kadar diri olduğunu daha iyi fark edersiniz.
            Bu yöntem tapınakçı Siyonist haçlı zihniyetinin uşağı FETÖ örgütünün daha kolay bitmesini sağlayacaktır biiznillah.
            15 Temmuz bir yönüyle de  ihanetin zirvesidir dedik.
            Evet, milletlimiz kendi imkânlarıyla temin edilmiş silahların kendisine bu kadar acımasızca, haince ve alçakça yöneltileceğini düşünmemişti.
            Düşünmedi ama ihanet çetesi ihanetini efendilerinin emriyle ilmek ilmek dokudu.
            “One Minute” ihanetin hızlandırılması için bir başlangıç oldu. Uşaklar  ve piyon örgütler topyekûn harekete geçirildi. Gezi kalkışması, MİT hadisesi, 17/25 Aralık, MİT Tırları ihanetin zirveleşmesinin basamakları oldu.Bilinmelidir ki, bütün gizli örgütler iç içedir ve hepsi Siyonist haçlı zihniyetinin taşeronudur.
            Ve.
            15 Temmuz ihanetin zirve yaptığı gün.
            Bombalar ve mermiler halkın üzerine yağdırıldı. Tanklar milletin üzerine sürüldü.
            Evet, 15 Temmuz unutulmamalı ve unutturulmamalı.
            İhanet ve hainler hatırlatılmalı.
            Onlar çağımızın firavunlarıdır, nemrutlarıdır.
            Firavunlar ihanetlerini propaganda ile devam ettiriyorlar.
            Bu ihanet unutturulmamalı ve destanlaşan hayatlar firavunların ihanetlerini unutturmamak için yaşatılmalıdır.
            15 Temmuz direnişi ve ruhu bütün iletişim araç ve yöntemleriyle mevcut ve gelecek nesillerin ruhuna kazınmalıdır ki, hiçbir örgüt ve şebeke bu millete tuzak kurmaya kalkışmasın.
            Cenabı Allah: “gevşemeyin üzülmeyin eğer inanıyorsanız üstün olan sizlersiniz Âli İmran-139” diye ferman buyuruyor.
            Evet.
            Her türlü ihanet şebekesine karşı gevşememeliyiz, kabilliklerine devam etmeye çalıştıklarını unutmamalıyız.
Bir olmalıyız, iri olmalıyız, diri olmalıyız, güçlü olmalıyız, birlikte Türkiye olmalıyız.
Ve hep birlikte ilayı Kelimetullah davasında âleme nizam veren İslam ümmeti olmalıyız.
            Selam ve Sabırla…

            Cumhur İttifakının Bütün Vekillerine Çağrı

            Seçildiniz vekil oldunuz.
            Artık kanun tekliflerini sizler vereceksiniz.
            Hükümet tasarısı olarak meclise teklif gelmeyecek.
            Tatile çıkmayınız ve öncelikle  kanaya yara BEDELLİ ile Yüksek Öğretim Kanununu düzenleyiniz.
            Eğitim kurumları arasında geçiş sınavlarının tarihe gömülmesini sağlayınız.
            Bilinen gerçek şudur. Öğrenmek isteyen istediği alanda, zamanda ve mekanda öğrenme özgürlüğüne sahip olmalıdır.
            Bu durum insaniliğin ve İslamiliğin gereğidir.
            Bunu gerçekleştirmek için “arz-talep “ dengesini sağlamak gerekir.
            Devletin görevi talebi karşılayacak kadar eğitim kurumunu ve çeşidini sağlamaktır.
            Arz talep dengesi bütün öğretim alanları ve kademeleri için geçerlidir. Yüksek öğretimde ilkemiz “sınırsız ve sınavsız üniversite” olmalıdır.
            Haydi vekiller.
İş başına, tatile değil.

13 Temmuz 2018 Cuma

Sayın Başkan Bedelli ve Taşra Teşkilatı İle İlgili Düzenlemeleri Hemen Yapınız


Sayın Başkan Bedelli ve Taşra Teşkilatı İle İlgili Düzenlemeleri Hemen Yapınız

Veysi ERKEN

            Yönetim anlayışımızın temel ilkeleri insan odaklı, adalet, kararlılık, inanç ve cesaret üzerinde inşa edilmelidir ki, insanımız huzur bulsun.
            İnsan ile ilgili olanı “insanı yaşat ki, devlet yaşasın” biçiminde formüle edilmiştir. Yönetime bu mantıkla baktığımızda doğrudan bireyin muhatap olduğu taşra yönetimlerinin hemen düzenlenmesi gerekir.
            Bilindiği üzere cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin işleyişi ile ilgili düzenlemeler hızlı bir şekilde hayata geçirilmiştir. Bu ilkelerin tanziminde eksiklikler, aksaklıklar olabilir. Bunlar giderilir.
            Ama halkın muhatap olduğu taşra teşkilatları ile ilgili düzenlemeler kısa sürede yapılmazsa bürokratik çark devam eder ve hayat felç olmaktan çıkamaz.
            Birkaç misalle bu durumu izah etmek mümkündür.
            Mesela tezini hazırlamak isteyen bir yüksek lisans öğrencisine milli eğitim müdürlüğü 3 ayda cevap veriyorsa yönetim ilkesi ve zihniyeti bozuk demektir.
            Hastanede üç ay sonrasına gün veriliyorsa iş bitik demektir.
            Bir günde onaylatılabilecek projesini 2 ayda onaylatamayan bir firma engellenmiş demektir.
            Hak edişini zamanında alamayan bir müteahhit iflasa sürükleniyor demektir.
            Bu ve benzeri eylemler yönetimin taşra birimlerinde gerçekleşmektedir. Bunun için görevini gününde ve zamanında yapmayan taşra teşkilatını işler hale getirecek ilke ve birimler hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir.
            Mesela cumhurbaşkanlığı bünyesinde 112 gibi bir birim oluşturulmalı ve görevini aksatan kişi doğrudan uyarılmalı gerekirse cezalandırılmalıdır.
            Buna hemen itiraz edilebilir.
            Alınabilecek tedbirlerin başında haksız şikâyet ve isnatta bulunan cezalandırılır denilmelidir. Yoksa 147 alo hattını kaldırmak değil.
            Yeri gelmişken haber doğruysa Milli Eğitim Bakanı Alo 147’nin kapatılacağını ifade etmiş.
            Yakından tanıdığım Ziya beye tavsiye etmem. Böyle bir icraat kötü bir icraat olur. İyi bir başlangıç değildir.
            Zira kaliteli bir eğitim denetimi gerektirir. Alo 147’nin kaldırılması denetimsizliği arttırır.
            Ziya Selçuk Beye tavsiyem LGS ve YKS gibi sınavların kaldırılması ve maarifin terbiye boyutuna odaklanması ve kültürel yozlaşmayı durdurmasıdır.
            Tabii ki, bu konu aynı zamanda doğrudan başkanı ilgilendirir ve kısa zamanda eğitim öğretim kurulunu gerçekten milli ve yerli konuya vakıf insanlarla teşekkül ettirir. Bu konuda fisebilillah müşavirlik yaparım.
            Bu konu bir köşe yazısını çok aşar. Sadece işin aciliyetine temas ettim. Bu konuda da Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a bilgi sunabilirim.

            Bedelli Konusu

            Sayın Başkan
            Meclis yeni teşekkül etti ve ilk işi OHAL yerine ikame edilecek düzenlemeleri yapmak olacakmış.
            Sayın Başkan toplum meclisin çalışmasını istiyor. Tatile girmesi değil.
            Özellikle cumhur ittifakını oluşturan vekiller buna öncülük etmeli ve acil bir şekilde BEDELLİ konusu ile birlikte Yüksek Öğretim Kanununu topyekûn yeniden düzenlemelidir.
            Bu konuda yıllarca yazıyorum. Türkiye’nin güçlü, donanımlı, teknoloji ile donanmış operasyonel ve profesyonel bir orduya ihtiyacı vardır.
            Bu anlamda düzenlemeler yapılmalı ve bedelli bekleyenlerin mağduriyeti giderilmelidir.
            Aynı şekilde yükseköğretim kurumlarımızın dünyaya öncülük edebilmesi için hantal ve bürokratik yapıdan kurtulmasını sağlayacak düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
            Bunun için diyorum ki, sayın başkan ve vekiller meclis tatile girmemeli ve düzenlemeleri hemen yapmalıdır.
            Selam ve Sabırla…