EDEB ve AHLAK
Veysi ERKEN
Bir darbı mesel.
“Ahlak”, “Su” ve “Ateş” arkadaş olmuşlar. Birbirlerine sadık kalacaklarına, birbirlerini kaybettiklerini kaybettiklerinde arayıp bulacaklarını kararlaştırmışlar.
“SU” beni kaybederseniz, bir “şırıltı” duyduğunuzda bilin ki, ordayım demiş. “ATEŞ” “duman” bulduğunuz yerde bilin ki, ordayım demiş. “AHLAK” beni kaybederseniz bir daha beni bulmamazsınız demiş arkadaşlarına.
Evet.
Ahlak kayboldu mu bir daha bulunamıyor. Ahlak ortadan kaybolursa “edeb” de , “haya” da, “huzur” da, “aile ve toplum” bitiyor. Hepimiz biliyoruz ki, ahlak ve edep birbiriyle ilgili ve iç içedir.
Şiddet, tecavüz, haksızlık, adam kayırma, dürüstlük, kurallara uygun hareket etme gibi hususlar ahlâkın temel problemleridir. Ahlâk "Bir melekedir ki, o sebeple fiiller (işler) kolaylıkla meydana gelir"(1)
Kelime anlamı ile huy, hâl ve hareket tarzı gibi manalara gelen ahlak, insanda yerleşmiş bulunan bir karekter yapısına işaret etmekte ve fertlerin iradeleri ile ilgilenen bir alan oluşmaktadır. Zaman toplum kültür ve organizasyonlara göre değişiklik gösteren davranış yöntemlerine karşılık ahlâk, zarurî ve değişmeyen davranış kurallarına işaret etmektedir(2).
Ahlâki özellikler nefiste subut bulmuş ve fiile dönüşen hususlardır.
Ahlâk haline dönüşen ve melekeleşen fiiller;
A- Faziletler,
B- Reziletler olarak iki başlık altında toplanabilir (3).
Faziletler
a– Hikmet
b– Adalet
c– İffet
d– Şecâat
Rezîletler:
a– Cehalet
b– Zulûm
c– İffetsizlik
d– Korkaklık,
Genel olarak ahlâklılık denince akla faziletler gelir. Kişinin kendini veya yöneticinin yönettiği alanın sevk ve idaresinde (Yönetme Tarzında) hikmet, adalet, iffet ve şecâat fiillerinin yani ahlâkın norm ve değerlerin hakim olması cehalet, zulüm, iffetsizlik ve korkaklık gibi norm ve değerlerin ise bulunmaması beklenir. Çünkü bu norm ve değerler (fazilet ve rezîletler) kişinin kendi ve organizasyondaki grup davranışlarını büyük ölçüde etkiler.
Bilindiği üzere hem fet hem de grup anlamında İslâm temelde beş alanı korumayı hedefler.
Bunları insanlığın fert ve toplum zaviyesinden olmazsa olmazı kabul edilen esaslardır.
1-Nefsin (canın) korunması
2-Aklın Korunması
3-Dinin korunması
4-Neslin korunması
5-Malın korunmasıdır.
Üzülerek ifade ediyoruz ki, bu ilkelerin tamamı tehdit altındadır.
Tek tek tahlil edilebilir.
Ama şu bir gerçektir ki, mevcut içtimai hayata baktığımızda vazedilen ilke ve kurallar fıtrata ve hududullaha aykırıdır. Ahlaksızlar bunun için saldırganlaşabiliyorlar.
İlgililer ve yetkililer samimi ise İlk yapmaları gereken iş ve işlem ahlaksızlığa ve fuhşiyata zemin hazırlayan mevzuatı bertaraf etmeli ve ahlaki değerlerimize uygun ilke ve kural vazetmelidir..
Bu gerçekleşirse ahlaksızlar saldıramaz ve insanımız daha fazla huzura kavuşur. Buna hazır mısınız sayın etkili ve yetkililer.
Siz hazır olursanız millet, toplum ve ferler hududullah dairesinde "edeb"li olur.
Bilindiği üzere “edeb” kelimesinin temelinde “elif” “de” ve “be” harfleri yer alır. Elif eli, de dili ve be beli temsil eder aynı zamanda, dolayısıyla insanlar bir başka deyişle eline, diline, beline hâkim ve sahip olur. Bireyler eline, diline ve beline sahip olursa kendilerine ve başkalarına zarar vermez,toplum emin ve güvenilir liman olur. İnsanlar birbirinin hak ve hukukuna tecavüz etmez, birey ve toplum olarak kimseye zarar vermez ve verilmek istenen zararı kabul etmez.
Selam ve sabırla...
Kaynak
1– Kınalızâde Ali Efendi, Ahlâk. İstanbul, Tarihsiz, s. 91.
2– Kılıç, R., Ahlâkın Dini Temeli, Ankara 1992, s. 2.
3– Kınalızâde, a.g.e., s. 94.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?