Tasarruf ve Mağduriyetin kalıcı olmaması
Veysi ERKEN Dr.
“Yürüyen heykellerle aynı
müzedeyim ben...
Konuşan mumyalara kimden söz
edeyim ben...
Fikren işkencedeyim, ruhen
cezadayım ben...” diyor merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimiz.
Evet.
Fikren
ve ruhen işkenceden kurtulmak istiyoruz.
Başkalarına
bir şeyi telkin ederken kendimizi unutmayalım.
‘Biz tasarruf ekonomisinden yana olalım, israf
ekonomisini bir kenara koyalım’. Bunun ne benim milletimin kendisine ne de
devletime faydası vardır” derken kendimizden, bürokratlarımızdan, vekillerden ve
zenginlerden başlayalım.
Bilinen bir husustur.
En büyük israf devlet kurumlarında mevcuttur. Her
bürokratın altındaki makam aracı, her araç için israf, dinlenme tesisleri,
açılış törenleri, bürokratlar için tahsisatı mestureler, vs. vs, yüksek
gelirler, birden fazla ödemeler vs. vs.
Doğrudur.
İsrafın kişilere ve
ülkeye faydası olmadığı gibi zararı vardır. Allah bunun için müsrifleri sevmez.
Ayette: Ey Âdemoğulları! Her namaz
kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah
israf edenleri sevmez. A’raf 31” bir başka ayette: “Muhakkak ki, saçıp savuranlar, şeytanların
kardeşleridirler. Şeytan ise, Rabbine karşı çok nankördür. İsra-27” buyrulur.
Bu
anlayışta olanlar her türlü israfa karşı olmak mecburiyetinde hisseder
kendilerini. Bu anlayışta olanlar tasarruftan yanıdırlar ve başkalarına da
telkin ederler. Tabii ki, başkalarına tasarrufu telkin ederken kendilerini unutmazlar.
Dolayısıyla
Sayın başkan tasarrufu öncelikle devlet kurumları ve bürokraside sağlamalıdır.
Bürokratların makam araçlarından, ek gelirlerinden, özel tahsislerden vs.
başlanmalıdır tasarrufa.
Tasarruf
adı altında yeni mağduriyetler oluşturulmamalıydı. “Kamu işçileriyle
ilgili tablo, memur maaşlarında ilave bir düzeltmeyi zorunlu kıldı. Bu defa da daha önceden sonuçlandırılan
asgari ücret ve emekli maaşlarıyla ilgili bir huzursuzluk ortaya çıktı.
Kamu işçisini ve memuru nasıl ortada bırakmadıysak, çalışanından emeklisine hiç kimsenin mağduriyetinin kalıcı olmasına
rıza göstermeyiz. https://www.yenisafak.com/gundem/tum-kesimlerin-gonlunu-alacagiz-4547681
ifadesi mağduriyetlerin oluştuğunun kabulüdür.
Mağduriyetlerin
kalıcı olmaması için alınması gereken tedbir “sıkıntı ve nimetler”in adil paylaşımından geçer. Bir kişiye dokuz,
dokuz kişiye bir pul anlayışının terkinden geçer.
Emekli
vekil ve aynı zamanda vekil olanın 147 bin TL aldığı ülkede emeklinin 7500 TL’ye
mahkûm edilmesi mağduriyetin kalıcılığının bir göstergesidir.
Acilen
ücret makasının daraltılması gerekir. Mesela asgari geçim 7500 TL ise en yüksek
ücret bunun 2,5 katını aşmamalıdır.
Böyle bir
düzenleme yapılmazsa mağduriyetler asla bitmez. Tabii ki, mağduriyetlerin oluşmasında sendikacıların rolünü unutmamak gerekir.
Sendikacılar yüzdelik artışlarla memuru
oyaladığı müddetçe mağduriyetler ortadan kaldırılamaz. Sendikacıların yaklaşımı
da “altta kalanın canı çıksın”dan ibarettir.
Velhasıl
adalet istiyoruz.
Sıkıntı
ve nimetlerin paylaşımında, dağıtılmasında ve yardımlaşmada adalet istiyoruz.
Tasarruf
ekonomisinde adalet istiyoruz.
Tasarrufu
yoksul ve fakirden beklerken yüksek gelirlilerin, zenginlerin ve mutrefinlerin
israfına yol vermeyelim.
Neyse
yazımı merhum Abdurrahim Karakoç ağabeyimizin tasarruf ile ilgili birkaç mısraı
ile bitireyim.
“Ey ahali! Ey millet! Memur, işçi, amele
Vekâletten ferman var, dinleyin, duyun hele!
Baba, ana, kız, oğlan tutuşunuz el ele
Çorba çay niyetine Terkos suyu içiniz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Asgari ücretleri çarçur etmeyin sakın
Ya üç beş şirket kurun, ya bankaya bırakın
Aman erken ölmeyin, yonca biçimi yakın
Soğan ekmek bulunca sevininiz, uçunuz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Siz çalışın, kazanın; bürokratlar savursun
Milletlerin vekilleri viski, şarap devirsin
Güdücüler ülkeyi soysun kuşa çevirsin
Soygun vurgun, talanı hiç görmeden göçünüz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Dört kişiye tek pabuç yeter de artar bile
Beyin hakkı saltanat, kölenin hakkı çile
Koklayarak yaşayın katıksız somun ile
Değiş tokuş kullanın bir gömleği üçünüz
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?)
Köşeyi dönen dönsün... Karışmayın, size ne
İşsizlere iş çıktı, destek olun düzene
Şükran, minnet borcu var ezilenin ezene
Bu borcu ifa edin, ağarsa da saçınız
Hem tasarruf yapınız, hem israftan kaçınız (?) 18.01.1990”
Selam ve Sabırla… 26.07.2023