Kur’an’da Şefaat nasıl izah edilmektedir?

 Kur’an’da Şefaat nasıl izah edilmektedir?

Veysi Erken Dr.

Bir milleti veya bir inancı tahrip etmek isteyenler o milletin kullandığı ve o inanca ait kitaptaki temel kavramları tahrip etmeye çalışırlar.

Özellikle Siyonist haçlı zihniyetinin uzantıları ve aparatları bunu bir yöntem olarak kullanırlar.

Günümüzün Türkiye’sinde fetö, hindiyun ingiliziyun ve benzer yapılanmaların müntesiplerini inceleyenler bunu kolaylıkla fark eder ve görür.

Bu yapılar ve özellikle hindiyun ingiliziyun tarikatının müntesipleri Hz. Muhammed Mustafa'yı sav doğrudan devre dışı bırakmayacaklarını anladıklarından Kuran’ı Kerim'de geçen kavramlar üzerinden sonuç almaya çalışırlar.

İki asra yakın bir zamandır bunu hep icra etmeye çalışıyorlar.

Türkiye'deki uzantıları kendilerine tevdi edilen görevleri icabı aynı şeyi kırık plak gibi tekrar tekrar yaymaya devam ediyorlar.

Saf olanlar bunlara kanabiliyor.

 "Kur'an bize yeter" diyerek kavramları tahrip ediyorlar.

 Mesela "Şefaat" kavramını Kuran’ı Kerim'den okumadan ahkâm keseler. Şefaat kelimesinin Kuran’ı Kerim'de kaç yerde geçtiğini bilmeden, anlamadan ve hangi ayetlerde nasıl kullanıldığını öğrenmeden hüküm verirler, zihinleri karıştırırlar. (Kur’an’da “şef‘” kavramı sözlük anlamında kullanılan biri dışında (el-Fecr 89/3) otuz bir yerde geçmekte, bunların on üçünde şefaat biçiminde yer almakta, diğer yerlerde fiil ve isim kalıplarıyla tekrar edilmektedir. https://islamansiklopedisi.org.tr/sefaat#2-islamda-sefaat geniş bilgi için)

Sürekli "kimse şefaat edemez" diyerek Hz. Peygamberi devre dışı bırakmak isterler.

Geçmişte takıştığım bir hindiyun müntesibine sen Allah'ın gücü ve kudretine sınır mı belirliyorsun diye sorduğumda cevap veremedi, dört beş ay zırva paylaşamadı.

İslamî hayatı tahrip etmekle mükellef fetö, ingiliziyun hindiyun tarzlı yapılanmaların müntesipleri "Kun feyekun" ayetini duymamış gibi davranırlar. Ayette; “Bir şeyi istediğinde, O’nun buyruğu “ol!” demekten ibarettir; hemen oluverir. Yasin-82” ifadesini unuttururlar.

O’nun izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Bakara-255 Ayette geçen "illa biiznihi" kavramını bilmezler. Esasında bu ifade  “Allah katında, O izin vermedikçe hiçbir kimse şefaat edemez”; şefaatin de izne bağlı bulunduğunu, O izin vermedikçe ve dilemedikçe kimsenin böyle bir yetki ve imkâna sahip olamayacağını özlü ve etkili bir şekilde zihinlere yerleştirmektedir. https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Bakara-suresi/262/255-ayet-tefsiri

Ayrıca Nisa 85. “Kim güzel bir şefaatte bulunursa ondan kendisi için bir nasip olur; kim de kötü bir işe aracılık ederse onun da buna denk bir payı olur. Allah her şeyi koruyup hakkını vermektedir."belirtilen iyi ve kötü şefaatin olduğunu da görmezlikten gelirler.

Çünkü tahripkâr ve kötü niyetli olanlar metin okumayı bilmedikleri gibi, sadece efendilerinden nakil yaparlar ki, Hz Muhammed Mustafa'yı devre dışı bırakabilsinler.

Yine Bakara 123. “Öyle bir günden korkun ki, o gün kimse başkası için bir şey ödeyemez; hiç kimseden fidye kabul edilmez, kimseye şefaat fayda vermez, onlara asla yardım da yapılmaz." ayetinde belirtildiği gibi şefaatin var olduğu ancak kabul edilmeyeceğini duymazlar.

Hâsılı kelam.

Fetö, Hindiyun ingiliziyun gibi yapılanmaların müntesipleri Siyonist haçlı zihniyetinin şeytanları ve birer sürümü/ versiyonudur.

İşleri güçleri fitne ve fesattır. İslami anlayışı tahrip etmedir. Kendi efendilerinin çarpık ve sapık anlayışlarını toplumları ifsat ederek hâkim kılmadır.

Bu ahlaksız yapılar efendilerinin emir kulları olup toplumları tahrip ve ifsad etme temel görevleridir.

Rabbulalemin ümmeti Muhammedi ve bütün insanlığı bu münafıkların şerrinden, ifsadından ve fücurundan muhafaza etsin. Âmin.

Selam ve sabırla... 02.07.2023