30 Eylül 2025 Salı

Cihad Çağrısı Nasıl ETKİLİ OLUR

Cihad Çağrısı Nasıl ETKİLİ OLUR

Veysi ERKEN Dr.

Cihad çağrısının tesirli olabilmesi için güçlü, kararlı bir otorite tarafından yapılması gerekir.

Bu otorite hem orduya sahip olması hem de İslam ve mazlum coğrafyalarda kabul görmüş olması şarttır.

Bu anlamda Siyonistlere, evanjelistlere karşı CİHAD çağrısını yapabilecek bir otorite vardır, o da Türkiye’dir.

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan burada cemaate hitap etti. Konuşmasında Siyonist İsrail'in 2 yıldır Gazze'de yaptığı katliama değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Rabbim, Allah yolunda bizlere cihadı emrediyor. Âlem-i İslam’ın uyanışına ve ittifakına bizleri vesile eylesin” ifadelerini kullandı.” https://www.yenisafak.com/video-galeri/gundem/cumhurbaskani-erdogan-rabbim-bizlere-cihadi-emrediyor-4753014

Evet.

Allah bizlere yolunda cihadı emrediyor.

Bu lafta kalmamalı ve Türkiye cihad ve birlik çağrısını yapmalıdır.

Aksi takdirde muhtelif kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan “CİHAD” çağrısının etkisi olamaz.

Bilindiği üzere Müslüman Âlimler Birliği tarafında cihad çağrıları yapılmış, yapılmakla ama etkisi olmamaktadır.

Bunun bir tek sebebi vardır.

Âlimler birliği otorite değil, ordusu ve gücü yok.

Ümmetin başı hükmünde değil.

Maalesef İslam’ı benimsemiş olan milletlerin ve oluşturdukları devletlerin “BAŞ”ı yoktur.

Başsız cesed hükmündedirler ve bu sebeple yapılan “CİHAD” çağrıları etkili olamamaktadır.

Türkiye BAŞ olmak mecburiyetindedir.

Allah bizleri cihada ve birlik olmaya davet ediyor.

“Ey iman edenler! Bir düşman birliği ile çatıştığınız vakit sebat ediniz ve Allah’ı çokça anınız ki zafer sizin olsun. Allah ve resulüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra zayıflarsınız ve zaferi elden kaçırırsınız. Sabredin, kuşkusuz Allah sabredenlerle beraberdir. Enfâl, 45-46”

“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız. Âl-i İmrân-103”

Hâsılı kelam CİHAD çağrılarının etkili olabilmesi “BAŞ”ın ve birliğin oluşturulmasına bağlıdır.

Aksi takdirde Müslüman milletlerin ve devletlerin durumu sadece tespih taneleri gibi dağınık olmaya, etkisiz kalmaya mahkûm kalır.

Evet.

Tespihin anlam bulabilmesi için imame nasıl gerekliyse, ülkelerin birliği için de BAŞ, “imamet, hilafet, başkanlık, liderlik” şarttır, farzdır.

Bilindiği üzere “hilafet/baş” siyasi birliğin var olması şarttır.

Siyasi birliğin başı “CİHAD ÇAĞRISI” yaparsa anlamlı olur, yerini bulur, Siyonistlerin tasfiyesi mümkün olur.

Kısaca, Türkiye baş olmalıdır. Cihad ve birlik çağrısını BAŞ sıfatıyla yapmalıdır ki etkili olsun.

Selam ve Sabırla… 30.09.2025

 

 

PUTizim

“PUT”izim

Veysi ERKEN Dr.

Merhum Necip Fazıl “Doğru Yolun Sapık Kolları”nı yazmaya çalışmıştı.

Evet.

Kur’an-ı Kerimden, vahiden ayrılan sapık yollara, inançlara savrulur.

Bunun en belirgin şekli “PUT”izim”dir.

Kur’anda put sanem olarak geçer.

Günümüzde sanem, put, idol olarak ifade edilir. Maalesef İdol şuursuzca yaygın bir şekilde kullanılmaktadır ve yaşanılmaktadır, tapınılmaktadır.

“Kendi yapar, kendi tapar” bunun özetlenmiş halidir. Putlar” diye çevirdiğimiz esnâm (tekili sanem) kelimesi, Allah’tan başka kendisine ilâhî güç veya nitelikler yakıştırılarak tapınma duygusu içerisinde değer verilen ve şirke vasıta kılınan her şeyi ifade eder. “Putlar”dan maksat, onları yapanlar, puta tapmayı icat edip uygulayanlardır. Bu mânada putlar (putperestlik) birçok insanın sapmasına yol açmıştır.”

 https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/%C4%B0br%C3%A2h%C3%AEm-suresi/1785/35-41-ayet-tefsiri

“Batı dillerinde idolatry ve paganizm, İslâmî kaynaklarda veseniyye terimlerinin karşılığıdır. Yunanca eidolon (put, idol) ve latreia (tapınma) kelimelerinden türetilen idolatry, “sûret ve temsillere yanlış şekilde ve yanlış sebeplerle değer verme veya tâzimde bulunma” şeklinde tanımlanır.

Putizim yeni değildir.

Şeytan ölmüş insanları da putlaştırma yoluyla insanları saptırmaya çalışmış ve iki ayaklı şeytanlar da günümüzde bu şekilde saptırıyorlar. Ayette “İnsanlara dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved’den, Suvâ’dan, Yegūs’tan, Yeûk’tan ve Nesr’den asla vazgeçmeyin!. Nuh-23” dediler.

Bu ayet “Tefsir kaynaklarında burada geçen isimlerin, aslında Âdem’in çocuklarına veya sâlih kişilere ait isimler olduğu bildirilmektedir.

Buna göre sâlih kişilerin ölümünden sonra, önceleri onların anılarını canlı tutmak ve hâtıralarına saygı gösterip şefaatlerini dilemek amacıyla heykelleri yapılarak her birine temsil ettiği sâlih kişinin ismi verilmiş; fakat zamanla kutsallık yüklenen bu heykellere tanrı gözüyle bakılıp tapılmıştır” diye izah edilir.

https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/N%C3%BBh-suresi/5442/23-ayet-tefsiri

Kur’ân-ı Kerîm putperestliği şirk, Allah’a ortak koşanları da müşrik olarak nitelendirmiştir. https://islamansiklopedisi.org.tr/putperestlik

Ayetlerde “şirk” ve müşrik”lerden uzak durmamızı, onlardan hayır gelmeyeceği geniş bir şekilde anlatılır.

“Ehl-i kitap olsun, müşrikler olsun, kâfirlerin hiçbiri, Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Allah ise rahmetini dilediğine lutfeder. Allah çok büyük lutuf sahibidir. Bakara-105”

“Yahudiler “yahudi olun”, Hristiyanlar da “Hristiyan olun ki doğru yolu bulasınız” derler. De ki: “Hayır! Biz, tek Allah’a inanan ve hiçbir zaman müşriklerden olmayan İbrâhim’in dinine uyarız. Bakara-135”

“Şunu bilin ki ben, dupduru bir iman ve teslimiyetle yüzümü gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim. Ben müşriklerden değilim. En’âm-79”

Rasûlüm! Sen, Rabbinden sana ne vahyediliyorsa ona uy. O’ndan başka ilâh yoktur. Müşrikler ne derse desin aldırma, onlara ehemmiyet verme. En’âm-106

Maalesef tedbir alınıp İslam kâmilen öğretilip yaşanmadığı için ülkemizde “putizim” yayılmış ve yayılmaya devam etmektedir.

Heva ve hevesini, zevk ü sefasını ilah edinenler, mabudeler ittihaz edinenler, kabirdekilerin düşünceleri ve yaşayışlarını benimseyenler, hatıralarını ve suretlerini heykellerle canlı tutanlar çoğalmakta ve bu tipler öldüklerinde Müslüman diye cenaze namazları kılınmakta ve gömülmektedir.

Yarınlarımızı karartan “putizim”in etkisini azaltmak için acil tedbir alınması ve İslam’ın yaşanılması için talim ve terbiyeye ağırlık verilmesi farzdır.

Selam ve Sabırla… 30.09.2025

29 Eylül 2025 Pazartesi

CHP DEMEK… Kapatılmalıdır

CHP DEMEK… Kapatılmalıdır

Veysi ERKEN Dr.

Geçmişi bilenler CHP demek “zam, zulüm, İşkence” demek olduğunu bilirlerdi.

Günümüzde ise bunlara ilaveten “Çukur, Çamur, Çöp” nitelikleri eklendi.

Yetmedi “rüşvet, irtikâp, yolsuzluk ve kayırmalar ve başka nitelikler eklendi.

Bütün bunları, kötü nitelikleri dillendiren CHP’liler, CHP yandaşları, dahi candaşları.

İtirafçılar ve ihbarcılar da aynı familyadan.

Birbirlerini iyi tanıyorlar ki, bu nitelikleri kolaylıkla dillendiriyorlar.

Şimdi de birbirlerini alçaklıkla itham ediyorlar.

İşte CHP’lilerin birbirlerini alçaklıkla itham ettikleri ifadeler.

Adı Ali Mahir Başarır.

CHP’li Gürsel Tekin için şunu söylüyor.

“CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın "Buradan partimize darbe yapmak isteyen harici ve dâhili hainlere seslenmek isterim; biz 19 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru'na binen ya istiklal ya ölüm diyen Gazi Mustafa Kemal'in partisiyiz." ve "Direndik ve il başkanlığı katına o alçağı sokmadık." sözlerine Gürsel Tekin'den sert tepki geldi.

Ve.

Şöyle cevap verdi.

Tekin "Dünyanın en alçakları; belediye müteahhitleriyle el ele verip bu ülkenin kaynaklarını iç edenlerdir. İtirafçıların arkasına saklananlar, onların iş ortakları, ihale simsarları ve kasa bekçileri. Zıp zıp zıplıyorsunuz ya, durun daha yeni başlıyoruz! Çünkü halk, sizin gibi utanmazları artık tanıyor! Unutmayın: CHP’nin gerçek sahipleri; bu partiyi sırtında taşıyan, alnı açık, eli temiz olanlardır. Biz sustukça siz çaldınız. Şimdi biz konuşacağız, siz hesap vereceksiniz" sözlerini kullandı. https://www.haber7.com/guncel/haber/3567154-gursel-tekinden-chp-yonetimine-biz-sustukca-siz-caldiniz-hesap-vereceksiniz

Yukarıda belirtilen niteliklere sahip yapının bu ülkeye faydası olamayacağı gibi, zararı virüs gibi toplumun bünyesine yayılır ve onu tahrip eder.

Bunun için diyoruz ki, CHP’yi kapatma veya kendini fesh etme zamanı gelmiş ve geçmiştir.

Biliyorsunuz merhum Necip Fazıl: "CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir" teşhisinde yıllar önce bulunmuştu.

Hâsılı kelam.

CHP denilen yapı bir an önce tasfiye edilmeli, ülkenin gündeminden ve milletimizin hayatından çıkarılmalıdır ki, yerli ve milli bir muhalefet etme zemini oluşsun.

Selam ve Sabırla… 29.09.2025

 

Erdoğan “Rabbim, Allah yolunda bizlere cihadı emrediyor

Erdoğan “Rabbim, Allah yolunda bizlere cihadı emrediyor

Veysi ERKEN Dr.

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan burada cemaate hitap etti. Konuşmasında Siyonist İsrail'in 2 yıldır Gazze'de yaptığı katliama değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Rabbim, Allah yolunda bizlere cihadı emrediyor. Âlem-i İslam’ın uyanışına ve ittifakına bizleri vesile eylesin” ifadelerini kullandı.” https://www.yenisafak.com/video-galeri/gundem/cumhurbaskani-erdogan-rabbim-bizlere-cihadi-emrediyor-4753014

Evet.

Rabbi bizleri şu ayetlerle cihada davet ediyor ve savaşmaktan geri kalmamamızı istiyor.

“Size ne oluyor ki, Allah yolunda, ayrıca, baskı altına alınıp çaresiz bırakılarak: “Rabbimiz! Ahâlisi zâlim olan şu memleketten bizi kurtar. Bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!” diye yalvarıp duran zavallı erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda savaşmıyorsunuz? Nisâ-75”

“Ne zaman savaş izni verileceğini sorup durdukları bir zamanda kendilerine: “Şimdilik elinizi savaştan çekin, namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin” denilen kimseleri görmedin mi? Nihâyet üzerlerine savaş farz kılınınca içlerinden bir kısmının, Allah’tan korkar gibi, hatta daha da fazla insanlardan korkmaya başladığını ve: “Rabbimiz, bize savaşı niçin farz kıldın? Bize biraz daha mühlet verseydin olmaz mıydı?” dediklerini görürsün. Onlara de ki: “Dünyanın menfaati pek azdır ve kısa bir süre içindir. Âhiret ise, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bütünüyle hayırdır ve size orada kıl kadar bile bir haksızlık yapılmaz.” Nisâ-77”

“Ey iman edenler! Düşmana karşı korunma tedbirinizi alın. Duruma göre bölükler halinde sefere çıkın veya gerektiğinde topyekûn savaşın. Nisa-71”

“İnanan, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat eden kimselere Allah katında en büyük dereceler vardır. İşte kurtulanlar onlardır. Tevbe -20”

“Sizinle savaşanlarla Allah yolunda siz de savaşın. Fakat Allah’ın koyduğu kuralları çiğneyerek haddi aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez. Bakara-190”

“Ey iman edenler! Sabredin, sebât gösterin, sabır yarışında düşmanlarınızı geçin, dâimâ savaşa hazırlıklı olun, uyanık bulunun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa erebilesiniz. Âl-i İmrân-200”

Allah bizleri cihada davet ediyor.

Bu görevi Türkiye yüklenmelidir.

Ahlaklı ve insan olan herkesi bu cihad için çağırmalıdır.

Bu davete icabet edecek çoktur. İnsan olan ve insan kalanların tamamı davete icabet edecektir.

“Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, "Filistin'in kurtuluşu için savaşmaya" gönüllü olacak gönüllülerden oluşan bir liste açmayı planladığını ve gerekirse kendisinin de gidip savaşacağını söyledi.” https://x.com/Yahya_Sinvar_/status/1971887594922537168

Bu açıklama cihad çağrısına icabet edileceğinin bir göstergesidir.

Şimdi kararlılıkla, azimle, sumudla karadan, denizden ve havadan cihad etme zamanıdır.

Şimdi Türkiye’nin başkanı ve komutanı sıfatıyla Recep Tayyip Erdoğan’ın insanları, insan kalanları Siyonistlere karşı CİHAD’a davet zamanıdır.

Selam ve Sabırla… 29.09.2025

Asalet Mayası Bozuk Olmayanda Olur

Asalet Mayası Bozuk Olmayanda Olur

Veysi ERKEN DR.

“Asalet bir altın idi pul oldu

Türlü türlü bedenlere çul oldu

İmanın yolunu keseden geçeli

Kimi pula kimi kula kul oldu

Kim biliyor ilim ile irfanı

Hamiyeti vicdanı vatanı” sözleriyle Yağcıoğlu Fehmi efe “asalet”in ehemmiyetini ve yolu “kese”den geçenlerin halini böyle anlatır.

“Asalet” önemlidir ve “maya”sı bozul olanda olmaz.

Mayası bozuk olanlar “asalet”i “çul” zanneder.

“Çul” bedeni örter ama ferdi “para”ya ve “kul”a kul olmaktan kurtarmaz.

Bilindiği üzere “asil” ve “asalet” önemlidir.

Atalarımız "asil azmaz bal kokmaz kokarsa yağ kokar nesli ayrandır" demişlerdi.

Nesli “ayran” gibi olanlar “asalet”i “çul”a çevirir ve “çul”u ile övünerek ahalinin içinde olur, kendini itibarlı görmek ister.

Görmek ister ama itibarı “makam”, mevki”, “para” ve “fizik”i ile sınırlıdır.

Makamdan veya mevkiden ayrılınca, ayrılma mecburiyetinde kalınca etrafındakiler yüzüne tükürme yarışına girer.

“Asalet” sahibi “altın” gibidir ve her halükarda “itibarını korur.

İtibarı makam, mevki, zenginlik, fiziki durumu ile mukayyed değildir.

Ölse bile itibarı “altın”ın kıymeti gibi devam eder.

“Asil” ahlak sahibidir.

Hz. Muhammed Mustafa’nın sav ahlakıyla ahlaklanmaya ve sünnetini yaşamaya çalışır Hz. Muhammed ayette “Sen elbette üstün bir ahlâka sahipsin Kalem-4” diye tavsif edilmiş ve “usve” olarak gösterilmiştir.

“Allah Rasûlü’nde sizin için; Allah’a ve âhirete kavuşmayı uman ve Allah’ı çok çok zikreden kimseler için her bakımdan uyulması gereken mükemmel bir örnek vardır. Ahzâb-21”

Allah Resulunu örnek alanlar “saniyesine hükmedemediği bir hayat için fırıldak olmaz. Dik durur, dik yaşar ve dik öl” asaletini muhafaza eder.

Asaletini çuldan ibaret görenler kula kulluk eder ve kırk haramilerden olur.

İslamî iman sahibi “asil”dir, “asalet”lidir.

Kimseden bir şey beklemez, kula kulluk etmez.

Her şeyi Allahtan bekler ve ona ibadet eder.

“İyyake na’budu ve iyyake nestain” ayetini zikri haline getirir ve yaşayarak “asalet”ini korur.

Selam ve Sabırla… 29.09.2025

28 Eylül 2025 Pazar

Karun Gibi Nankör Olanlar Yok Olacaklar

Karun Gibi Nankör Olanlar Yok Olacaklar

Veysi ERKEN Dr.

İnsanoğlu nankör seciyelidir. Kendisine verilen nimetlerle imtihan edildiği ve nimeti azaldığı zamanlarda nankörlüğü artar.

Bu durum ayetlerde şöyle belirtilir.

“Hâsılı O size, kendisinden istediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki, eğer Allah’ın nimetlerini tek tek saymaya kalksanız, imkânı yok, onları toplu halde bile sayamazsınız. Gerçekten insan çok zâlimdir, çok nankördür. İbrahim-34”

“Biz insana tarafımızdan bir nimet tattırır, sonra da bunu elinden çekip alıversek, bu takdirde o tamâmen ümitsizliğe kapılır, olabildiğine nankör kesilir. Hûd-9”

Nankörlük ve yok oluş tarzı KARUN’un şahsında insanlara ibret olsun diye şu şekilde anlatılır.

“Kãrûn, Mûsâ’nın kavmindendi. Fakat Firavun’la işbirliği yaparak onlara zâlimce davranıyordu.

Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, sadece anahtarlarını taşımak bile güçlü kuvvetli bir cemaate zor geliyordu.

Kavmi kendisini şöyle ikaz ediyordu: “Şımarma! Şüphesiz Allah şımaranları sevmez! “Allah’ın sana verdiği serveti O’nun yolunda harcamak suretiyle âhiretini kazanmaya çalış. Dünyadan da nasibini unutma.

Allah sana nasıl ihsânda bulunduysa, sen de başkalarına öylece ihsânda bulun. Ülkede bozgunculuk çıkarmaya kalkışma. Çünkü Allah bozguncuları sevmez! ” Kãrûn: “Niye ki? Bu servet bana verilmişse, öyle iş olsun diye değil, ancak sahip olduğum bir bilgi sayesinde verilmiştir” diye karşılık verdi.

Peki, bilmiyor muydu ki Allah, kendinden önceki nesiller içinde ondan çok daha güçlü ve çok daha büyük servet sahibi nice kimseleri helâk etmiştir? Böyle inkârcı suçlulara, helâk edilmeden önce kendini savunma hak ve imkânı da tanınmaz. Derken bir gün Kãrûn göz kamaştırıcı bir ihtişâm ve debdebe içinde halkının karşısına çıktı.

Dünya hayatına düşkün olanlar: “Keşke Kãrûn’a verilen şu servetin bir benzeri de bizim olsaydı. Gerçekten o büyük bir pay sahibi!” dediler.

Kendilerine gerçeğin ilmi verilmiş olanlar ise o şaşkınlara: “Yazıklar olsun size! İman edip sâlih ameller işleyenler için, Allah’ın âhirette vereceği mükâfat daha hayırlıdır. Buna da ancak hakkıyla sabredenler kavuşacaktır” dediler.

Sonunda biz Kãrûn’u da, evini barkını da yerin dibine geçiriverdik. Öyle ki, artık Allah’a karşı ona yardım edebilecek hiçbir grup yoktu; pek tabiî, kendi kendine yardım edecek durumda da değildi.

Daha dün onun yerinde olmayı düşleyenler bu sabah şöyle diyorlardı: “Hayret! Demek Allah imtihan için kullarından dilediğine rızkı bol veriyor, dilediğine az veriyor. Eğer Allah bize lutufta bulunmasaydı, bizi de yerin dibine geçiriverirdi. Vay be; demek kâfirler asla iflâh olmazmış!..”

 İşte şu âhiret yurdunu biz, yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk peşinde olmayanlara nasip edeceğiz. Dünya ve âhirette hayırlı âkıbet, kalpleri Allah’a saygıyla dopdolu olup O’na karşı gelmekten sakınanlar içindir.

Kim Allah’ın huzuruna bir iyilikle gelirse, ona bu yaptıklarından daha hayırlı bir mükâfat vardır. Kim de bir kötülükle gelirse, bilinmeli ki, o kötülükleri işleyenler yalnızca yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.”  Kasas,76-84

Nankörlerin yok oluş tarzlarından ibret almak isteyenler batan holdinglerin sahiplerinin hayatlarını, erzel-i ömüre nasıl evirildiklerini, intihar edenlerini, mirasçılarının nasıl birbirine düştüklerini ve yok olduklarını incelesin yeter.

Selam ve Sabırla… 28.09.2025

Azgınlaşmanın Sonu Yok Olmaktır

Azgınlaşmanın Sonu Yok Olmaktır

Veysi ERKEN Dr.

Tarih milletler, kavimler, topluluklar mezarlığıdır.

Nice güçlü, kudretli ve zengin olan, yenilmez, yıkılmaz zannedilen ülkelerin çok kısa zamanda çöktüklerine, yok olup gittiklerine şahit oluyoruz.

Kavimlerin yok oluşlarında kendilerindeki güzel nitelikleri terk edip  “azgınlık”, zulüm”e yönelmeleri  en önemli sebeplerdendir.

Ayetlerde “Görmedin mi, rabbin ne yaptı Âd kavmine; Ülkeler içinde benzeri yaratılmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e; Vadide kayaları oyarak şehir yapan Semûd’a; Kazıklı Firavun’a? İşte bunların hepsi ülkelerinde azgınlık etmişlerdi.  Oralarda durmadan fesat çıkardılar. Bu yüzden rabbin onların üzerine kırbaç gibi ceza yağdırdı. Fecr, 6-13” azgınlıkları ve azıtmışların nasıl helak olduğu anlatılır, ibret alınması ve azgınlıktan vazgeçilmesi istenir. Günümüzde de azgınlaşan, zalimleşen, Firavunlaşan toplulukların, ülkelerin, devletlerin yok oluşlarına şahit oluyoruz, olacağız inşallah.

Siyonist yönetimlerin hakim olduğu Amerika, İngiltere ve kışlaları olan İsrail’de çöküş ve yok oluş başlamıştır.

Bunlar azgınlıkla, zulümle “abad” olmak istedikçe sonları “berbat” olacaktır.

Rabbim o günleri gösterecektir inşallah.

Siyonist yönetimlerin hakim olduğu ülkelerdeki yöneticiler kendilerinin dünyanın sahibi olarak görürler ve azgınlıklarını, zulümlerini, vahşetlerini, soykırımlarını, işgallerini arttırırlar, zulüm arttıkça da sonlarını hazırlıyorlar.

Yıkımlarını, yok oluşlarını görmemiz için onlara meyletmememiz, yaklaşmamamız, destek olmamamız gerekir. Aksi takdirde onlarla yok olur gideriz.

Ayette Sakın zâlimlere meyletmeyin; yoksa onları saracak ateş size de dokunur. Hud-113”

Allah bireyleri ve toplulukları uyarıyor. Güzel vasıflarınızı terk edip kötülüğe, azgınlara, zalimlere yönelmeyin diye.

“Bu böyle olmuştur; çünkü Allah, bir topluluğa lutfettiği nimetini, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmez ve Allah her şeyi işitip bilmektedir. Enfâl-53”

“Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. Ra’d -11

Evet.

 “Rabbin, kendilerine âyetlerimizi okuyan bir peygamberi memleketlerin ana merkezlerine göndermedikçe, memleketleri helâk edici değildir. Zaten biz, ancak halkı zalim olan memleketleri helâk etmişizdir. Kasas-59”

“Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde oranın şımarmış yöneticilerine (iyiye yönlendirici) emirler veririz; onlar ise orada günah işlemeye devam ederler, sonuçta o ülke helâke müstahak olur, biz de oranın altını üstüne getiririz. İsrâ-16”

Hasılı kelâm.

Azgın ve zalim toplumların, onlara destek olanların sonu yok oluştur. Tarihten ve dünyadan silinme cezasıdır.

Selam ve Sabırla… 28.09.2025

 

Siyonistlere Öfke Acıyı Bal Eyler

Siyonistlere Öfke Acıyı Bal Eyler

Veysi ERKEN Dr.

“Allah için sevmek, Allah için Nefret” düsturuz olduğu müddetçe “Siyonistlere karşı öfkemizi diri tutmamız” gerekir.

Tabii ki Öfkemiz ve Nefretimiz Allah’ın düşmanlarınadır. Öfkemiz ve Nefretimiz Allah içinse acıyı bal eyler.

Öfkemiz Hakk’ın hâkimiyeti ve halkın huzuru için ise  “Siyonistleri, katilleri, vahşileri, azgınları yok eyler.

BOYKOT öfkesi, Siyonistleri ateşin yaktığı gibi yakar, mazlumların acısını dindirir.

Rasûlullah (sav) buyurdular:“Dikkat ediniz! Öfke insanoğlunun kalbindeki bir ateş parçasıdır…(Tirmizî, Fiten, 26) buyurur.

Dilimizde bir söz vardır. “Öfke baldan tatlıdır” diye.

Evet.

Öfke ateş parçası ve baldan tatlıdır, zalime, Siyonistlere karşı olduğu müddetçe.

Diri tutulmalı, harlanmalıdır ki, soykırım, zulüm, vahşet bitirilebilsin, söndürülsün, Azgın Siyonistlerin kışlası olan İsrail ve sahipleri yok olsun.

“zalim”lerin Zulmü”ne sessiz kalmak, zalimleri unutmak, öfkelenmemek zulmün ve soykırımın artmasına ve devamına vesile olur.

Dolayısıyla zulmün ve soykırımın bitirilmesi öfkemizi diri tutmak ve Siyonistleri BOYKOT etmek daim olmalıdır.

Bilindiği üzere ayette: Onlar kendilerine gelmiş hiçbir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında tartışan kimselerdir. Bu ise Allah katında ve iman edenler katında büyük öfke ve gazap gerektiren bir iştir. Allah, her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler Mü’min-35 buyrulmaktadır.

Onun içindir ki, zalimlere, hainlere, Allah’ın yolundan sapmışlara karşı “öfke daima diri tutulmalıdır” ki zulüm ve zalimler tutuşsun yok olsun.

Siyonistlerin her fiili insanlığı, Gazze’yi yok etmeye, soykırımı arttırmaya yöneliktir ve her mümin Müslüman ve insan olan bunlara karşı öfkelenmek, boykot etmek ve öfkesini diri tutmakla mükelleftir.

Merhum Aliya’nın tarihe mal olmuş bir sözü vardır. “Unutulan soykırım tekrarlanır” Soykırımların tekrarlanmaması için “zalime öfkeni diri duanı daim tut” kuralını asla unutmamalıyız ve daim uygulamalıyız.

Evet.

Zalimi affetsek bile öfkemizi diri tutmazsak, unutursak zalim, soykırımcı fırsat ve imkân buldukça zulmüne, soykırımına, işgaline ve katliamına tekrar döner, devam eder.

İnsan olan zulme sessiz kalamaz, unutamaz, öfkesini dindiremez, diri tutar, duasını esirgemez.

İnsan olan bir şeyler yapar, yardım ve dua eder. Elinden bir şey gelmiyorsa hiç olmazsa zalimlere karşı öfkesini diri tutar, zalimleri unutmaz.

İnsan olan “zalime yavuz, mazluma yunus”ça yaklaşır.

İnsan olan zulme rıza göstermez, gösteremez.

Zulme rıza zalimin yanında mazluma karşı olmaktır.

Zalime karşı öfkeli olmak, öfkesini diri tutmak, mallarını ve yaşayışlarını boykot etmek her insanın görevidir, Müslüman için farzdır.

Öfke diri tutulmalıdır ki, zulüm ve kötülük toplumda ve yeryüzünde zemin bulmasın ve normalleşmesin.

Ki, zalimler korksun, erisin.

Zalimlerin korkması ve yok olması mazlum ve insan olanların zalimlere karşı duydukları ve diri tuttukları öfkeleriyle mümkündür.

Zalimlere olan öfkemiz bizi diri tutar ve zalimlere karşı direncimizi ve BOYKOTUMUZU arttırır.

Şimdi zalim Siyonist haçlı zihniyetine, zalimlerine öfkemizi diri tutma, zulme alışmama, unutmama, ONLARI BOYKOTLA tedip etme ve zafere erme, acıyı bal eyleme zamanıdır.

Selam ve Sabırla… 28.09.2025

 

27 Eylül 2025 Cumartesi

Siyonist /Evanjelist Çetenin Hiçbir İlkesi Yoktur

Siyonist /Evanjelist Çetenin Hiçbir İlkesi Yoktur

Veysi ERKEN Dr.

Siyonist /Evanjelist çetenin hiçbir kutsalı, ilkesi ve kuralı yoktur.

Zira kutsalları yoktur.

Sahiplerinin uydurduklarını iman esası kabul eder ve soykırımları, işgalleri, vahşetleri, yıkımları, talanları gerçekleştirirler, sürdürmeye çalışırlar.

İnsan görünümlü şeytanlardır.

Kendilerinden olmayan kimseleri insan olarak görmezler.

Temel kabulleri “insansız toprak, topraksız insan”dır.

Topraksız insan kölelere ihtiyaç duydukları kadarıyla geçerlidir.

Şeytan oldukları için yaldızlı sözlerle, fuhuşla, iletişim araçlarıyla insanın zihnini iğfal ederler ve kendilerine köle haline dönüştürürler.

Kötülüğü, katliamı, soykırımı, tahribatı yaygınlaştırmak için yapmadıkları, işlemedikleri mel’anet, kullanmadıkları araç yoktur.

Kutsalları olmadığı için onlar için her yol ve yöntem mubahtır.

İnsanlığın kurtuluşu ancak Siyonist /Evanjelist çetenin tasfiyesiyle mümkündür. Tabii ki öncelikle zihinlerde tasfiye edilmesi icab eder.

Gazze’deki ve dünyanın her yerindeki zulümleri, soykırımları bitirebilmenin yolu hiçbir kutsalı, ilkesi ve kuralı olmayan Siyonist/Evanjelist zihniyetin tasfiyesinden geçer.

SUMUD’ LA, azimle ve kararlılıkla siyonizmi/evanjelizmi tasfiye vaktidir.

Selam ve Sabırla… 27.09.2025

 

 

 

Namazla Kötülüklerden Korunma

Namazla Kötülüklerden Korunma

Veysi ERKEN Dr.

Nefse takva ve fücur kabiliyeti ilham edilmiştir/yüklenmiştir. “nefse ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik/takva ve kötülüklerini/fücur ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir. Şems, 8-10”

Nefsini kötülüklerden arındıran felah bulur, kurtuluşa erer.

Kurtuluşa ermenin ilkesi, yolu ve yöntemi açık bir şekilde ayetlerle izah edilmiştir. “Rasûlüm! Sana kitaptan ne vahyediliyorsa onu okuyup başkalarına da anlat. Namazı da dosdoğru kıl! Çünkü bütün şartlarına riâyet edilerek hakkıyla kılınan namaz, insanı her türlü hayasızlıktan, dînin ve aklın kabul etmediği şeylerden alıkoyar. Allah’ı zikretmek ise en büyük ibâdettir. Allah, bütün yaptıklarınızı bilir. Ankebût -45

İnsanın düşünme, tefekkür etmek ve akletme zemini vahyedilen/ Kur’an-ı kerim ise hakkı, hakikati kavrar ve nefsini tezkiye etmenin yolunu arar, bulur.

Bu yol da açık bir şekilde belirtilmiştir.

O yol ve yöntem namaz kılmadır.

Namaz sıradan bir eylem değildir.

Eğilip kalkma hareketinden ibaret değildir. Hakkıyla kılınması gerekir ki, insanı kötülüklerden uzak tutsun, arındırsın.

İnanarak ve hakkıyla kılınan namazın her hareketinde derin bir anlam vardır. Niyet, iftitah tekbiri, kıyam, rüku, sücud vs. sıradan kavramlar değildir.

Bu kavramları derin anlamlarıyla eyleme dönüştürdüğümüzde bizi kötülüklerden, kötü niyetlerden, bakışlardan ve davranışlardan uzak tutar, muhafaza eder. Bu durum “bütün şartlarına riâyet edilerek hakkıyla kılınan namaz, insanı her türlü hayâsızlıktan, dînin ve aklın kabul etmediği şeylerden alıkoyar” ayetiyle ortaya konulmuştur.

Allah’ın ayetlerini nankörlerin dışında kimse inkâr etmez. “Zâten bizim âyetlerimizi, kalplerini küfür ve günah kirleriyle karartmış nankörlerden başkası inkâr etmez. Ankebût -47”

Mümin ise ayetlerle istenilenleri yaşamaya çalışır ve kendini kötülüklerden uzak tutmaya ve arındırmaya çalışır.

Bilinmelidir ki, eyleme dönüşmeyen sözün anlamı ve etkisi yoktur.

“Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında çok çirkin bir davranıştır. Saff, 2-3

Namaz kılma da aynıdır.

Şuurlu kılındığı takdirde insanı hakka ve hakikate yöneltir. İnsan “Hakk”ı batılla örtmeye kalkışmaz, menfaat için Kur’an-ı Kerimi yaşamaktan vazgeçmez, malını ve nefsini tezkiye eder. Kelam ve fiil birliğini sağlar.

“Elinizdekini (Tevrat'ın aslını) tasdik edici olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin. Sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayın! Âyetlerimi az bir karşılık ile satmayın, yalnız benden (benim azabımdan) korkun. Hakkı bâtılla örtbas etmeğe kalkışmayın ve bile bile gerçeği gizlemeyin. Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve rükû edenlerle beraber siz de rükû edin. Bakara, 41-43

Ayetlerde belirtildiği gibi namazı ikame eden ve kötülüklerden korunan kullardan oluruz duasıyla.

Selam ve Sabırla… 27.09.2025

26 Eylül 2025 Cuma

Boykotçulara Selam, Boykota Devam

Boykotçulara Selam, Boykota Devam

Veysi ERKEN Dr.

Siyonistleri boykot edenlere selam olsun, boykotlar daim olsun.

Şuurlu boykot SU DAMLASI gibidir.

Sürekliliği sonuç aldırır.

Su damlasının sürekliliği nasıl taşı deliyorsa, sürekli ve daimi boykot da zulmü ortadan kaldırır, zalimleri imha eder.

Şuurlu olmak insanın içinde bulunduğu zamanı, mekânı, hadiselerin mekân ve zamanla olan münasebetlerini kavraması, bilinci olması ve eylemlerini ona göre tanzimini ifade eder.

Boykotunu daim eyler.

Dolayısıyla Mümin Müslüman ve insan olan olumsuzluğa karşı daim olarak “Boykot şuuruna sahip olması gerekir.

Müslümandan vahiyle bu istenmektedir.

Gerçekten bizde boykot şuuru olsa Gazze’deki, Türkistan’daki, Afrika’daki zulme, işkenceye karşı bu kadar duygusuz olmayız, zulmün bitmesine vesile oluruz.

Elbette bunu, şuurlu boykotu yönetimlerden talep ederiz ama bireysel olarak da sorumluluğunuz vardır ve yerine getirmeliyiz. Zalimlerle ilişkilerimizi kesmek durumundayız.

Siyonist haçlıları sürekli boykot etmeliyiz.

Hem de topyekûn ve daim olarak.

Bilinmelidir ki, Müslümanlarda ve dünya mazlumlarında böyle bir boykot şuuru olsa siyonist haçlı zihniyetinin ekonomisi ve düzenleri bir günde çöker. Hâkimiyetleri yerle yeksan olur.

Evet, 

BOYKOT şuuruna sahip olanlara selam, boykota devam diyoruz.

Ayette; “(Ey inananlar zalimlere, yeryüzünde fesat çıkaranlara karşı) gevşemeyin, (yaptıklarından dolayı da) üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü'minseniz mutlaka onlara galip geleceksiniz (ve inandığınız sürece de galip gelmeye/üstün olmaya devam edeceksiniz). Âl-i İmrân-139”

Hâsılı kelâm şimdi fesat çıkaran, zalim olan, zulmeden vahşilere, katillere, soykırımcılara karşı gevşememe, direnme ve daim olarak onları topyekûn “boykot” zamanıdır.

Unutmayalım şimdi ve her zaman, şuurlu bir şekilde zalimleri, hainleri, münafıkları, müfsitleri boykotla, her türlü münasebeti kesmekle ademiyete ve yokluğa terk etmekle mükellefiz.

Son söz.

Boykotçulara selam, boykota devam.

Selam ve Sabırla… 26.09.2025

 

Sumud’la ilerleyiş sürüyor

Sumud’la ilerleyiş sürüyor

Veysi ERKEN Dr.

“İnsanlık Onurunun Haykırışı:” Gazze İçin Küresel SUMUD Filosu Gazze’ye doğru denizde yola çıktı.

Devamı Karada ve Havada olacak ve Gazze, Kudüs özgürleştirilecek inşallah.

Hedef Gazze’ye ve Gazzelilere yardım etmek ve Siyonist haçlı şeytanlarının ablukasını kırmak. Yeryüzünde insan kalan bütün yöneticiler SUMUD filosunu korumak ve desteklemek için ORDULARINI sahaya göndermekle mükelleftir. İspanya ve İtalya destek açıklaması yaptı.

Türkiye hareket halinde.

Sumud sefinelerinin neferleri, mücahitleri, insanları seferiniz bereketli, zaferiniz yakın olsun.

Sefineler ehli.

Gazanız mübarek olsun.

SUMUD filosunun seferi inşallah Siyonistlerin bütün dünyada BEDEL ödemesine ve tasfiyesine vesile olur.

Bilinmelidir ki, dünyadan Siyonizm tasfiye edilmedikçe insanlığa huzur, refah yoktur.

Çünkü Siyonistler, işbirlikçileri, uşakları insan değil, insan görünümlü şeytanlardır.

Evet.

SUMUD filosu bunun için, Gazze’nin ve bütün dünyanın özgürlüğü için ordularca desteklenmeli, muhafaza altına alınmalı ve selametle Gazze’nin sahillerine ulaşmalı, karaya çıkmalı ve ablukayı kırmalıdır.

Dünyada kıyım ve Soykırım’ın Bitmesi İçin Siyonist şeytanlara, Trumpgil katillere karşı topyekûn kıyam ve cihaddır SUMUD hareketi.

İNSAN olan herkesin cihadıdır.

SUMUD filosu yola ve cihada çıkmıştır.

Ya Rab.

SUMUD filosunu görünen ve görünmeyen ordularınla denizde, havada, karada destekle, liderlerin gönlüne merhamet ver ki ordularla desteklesin.

Ya Rab.

Gazzelileri muzaffer, vatanlarını azad eyle.

Siyonistleri, işbirlikçilerini ve uşaklarını kahreyle.

SUMUD’un Siyonist şeytanlara karşı kıyam ve cihadı dünyanın her yerinde elbirlik ve topyekûn olmalıdır, ordularla desteklenmelidir.

Gereklidir.

Gazze’de, İran’da, Turan’da, Afrika’da Siyonistlere, katillere, Trumplara, İngiliz, Fransız, Alman, Rus ve bütün canavarlara karşı mukaddes bir SUMUD, kıyam ve cihad şarttır, farzdır.

ORDULAR sumud'u desteklemelidir.

Sadece üç beş ülke değil bütün ülkeler SUMUD filosunu desteklemeli, Gazze için Küresel ordu kurmalıdır.

Evet.

“Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmez”  SUMUD mazlumların, mazlumların dostlarının bir kıyamıdır, Siyonistlere diz çöktürecek inşallah.

Şimdi kıyam, cihad ve SUMUDLA hareket zamanıdır.

Dünyanın her yerinde.

Selam ve Sabırla…26.09.2025