28 Eylül 2016 Çarşamba

Ümmeti Bölen Duvar



Ümmeti Bölen Duvar

Veysi ERKEN

            Bu milletin ve ümmetin tüm sevdalılarına sesleniyorum.
            Bizim vazifemiz ümmeti duvarlarla bölmek değil, tevhid dili ile bileştirmektir. Gönülleri merhum Abdurrahim Karakoç Ağabeyinin ifadesiyle secde-i rahmanda birleştirmek, kardeşlik hukukunu pekiştirmek bizim asli vazifemizdir.
            Bunu hatırlatmamın sebebi şu haberdir. “Beton blokla sınır uzunluğunda Çin Seddi ve ABD-Meksika sınırının ardından dünya üçüncüsü olmaya hazırlanan Türkiye’nin 911 kilometrelik Suriye sınırına güvenlik duvarı projesi hızlandı. Sınır duvarının 200 kilometresi yapıldı. Kalan bölümü yapacak TOKİ’nin Başkanı Ergun “5 ayda tamamlayacağız. Sınır duvarı, genişliği 2, yüksekliği 3 metre portatif bloklardan olacak” dedi. http://www.milliyet.com.tr/sinira-turk-seddi-toki-suriye-ekonomi-2317923/
            Evet TOKİ Çin Seddi inşa etmekle övünüyor.
            Bu övünülecek bir şey değil. Ağlanacak bir durumdur. Bu Siyonist haçlı oyununa ram olmaktır. 2013 yılında DUVAR faciası ile ilgili yazı yazmıştım. O yazıdan bir parça “Duvar’a Karşı Barışın Şifresini Fısıldayan Dil Mardin” http://veysierken.blogspot.com.tr/2013/11/barsn-sifresini-fsldayan-dil-mardin.html
Tevhid inancı, yeryüzünde tevhidin dilini hâkim kılmayı gerektirir. Tevhidin dilini “duvar”larla değil gönüllerde oluşturulacak köprülerle inşası mümkün olur.
            Yer Mardin olunca konu biraz daha fazla hassaslaşır.
            Evet, Mardin hassas bir yerdir.
            Mardin tevhidin kalesi olmuş ve olmaya devam eden bir yerdir.
Mardin tarihi boyunca tevhidin direnç noktası olmuştur.
Birliğin, beraberliğin ve bütünlüğün temsilidir Mardin.
Mardin çoğulculuğun, dillerin sembolüdür. Artuklu bunun nişanesidir.
Mardin kurtuluş savasında Urfa’yı, Maraş'ı, Anteb'i işgal edenlerin suratında patlayan tokattır.
Kısaca Mardin nizamı Âlemin nişanesidir.
Mardin inşa edilmek istenen “duvar”larla değil, nizamı Âlem şerefiyle anılmak istenen bir belde-i tayyibedir.
Utanç duvarlarını inşa etseniz bile bir gün bu duvarlar üzerinize yıkılır, tıpkı Berlin duvarı gibi.
Geliniz Mardin’de duvarları yükselteceğimize beldemizin kültürünü ve mayasını bir bütün olarak haykıralım ve tevhidin sesini yükseltelim.
Sesimiz sınırlar olmadan Kerkük’te, Erbil'de, Şam’da, Mekke’de, Medine’de, Kahire’de, Bin gazi’de, Çeçenya’da, Kazan’da, Türkistan’da, Balkanlarda yankı bulsun.”
            Yazıyı fazla uzatmak istemiyorum. Meramımı Sayın Celal Kazdağlı net bir şekilde ortaya koymuştur.
            Yazısını okumanızı tavsiye ederim.
            Umarım ki, aklıselim galip gelir ve Siyonist haçlı zihniyetine ram olmaktan kurtuluruz.
            İşte Sayın Celal Kazdağlı’nın Yazısı:

           
O Duvar Sykes-Picot’tur Kut’ül Ammare Değil

Sizin inşaatçılıktaki hızınızı tartışan yok. Siz TOKİ’siniz. Hızlıca yapar, eskiye ait ne var ise göz açıp kapayıncaya kadar siler, farklı, yepyeni şeyle karşımıza çıkarsınız.
Mahirsiniz; size söyleyecek sözümüz yok. Ama bu işe karışmayın.
“Biz duvarın 711 kilometrelik bölümünü 5 ayda yaparız” diye ortaya çıkmayın.
“Biz yapılan 200 kilometrelik duvarı bir ayda yıkarız” diyebiliyorsanız; buyurun, söyleyin.
Değilse, susun, konuşmayın!
100 yıldır bu millet o duvarlar yıkılsın diye uğraşıyor; yenisi yapılsın diye değil.
Duvar güvenlik değildir; düşmanlığın işaretidir.
Türkiye, Suriye’ye, düşman mıdır?
Yoksa İslam ümmetiyle kavgaya mı tutuştu?

DEVAMI 
 http://www.haber10.com/yazar/celal_kazdagli/o_duvar_sykes_picottur_kutul_ammare_degil-656763



27 Eylül 2016 Salı

Küresel Haydutların Aygıtı : FETÖ



Küresel Haydutların Aygıtı : FETÖ

Veysi ERKEN

            Yıllardır tapınakçı Siyonist haçlı zihniyetiyle ilgili yüzlerce yazı yazdım.
            Şuna inanmışımdır.
            Haçlı ruhu “kabil”cedir. Şeytancadır.
            İnsan şeytanlarının varlığı Kur’an-ı Kerimde ifade edilmiştir.
            Bu bir zihniyet meselesidir.
            Zihniyet bilinmezse ondan korunmak kolay olmaz.
            İnsan kendini lanetli zihniyetten korumadığı takdirde esiri ve kölesi de olabilir.
            FETÖ de böyle bir zihniyetle yapılandırılmıştır. Küresel Haydutların Aygıtı FETÖ Dünya İçin Tehlikedir başlıklı yazım çok ses getirdi. Bu yazıyı bunun için yazıyorum.
            Evet;
            FETÖ şeytani bir yapılanmadır.
            Küresel haydutlar asırlardır İslam coğrafyası üzerine şeytani yapılanmalarla çöreklenmişlerdir. FETÖ bu yapılanmalardan biridir.
            Tabii ki, dış saldırılara mukavemet her zaman kolay olmuştur. Bunun içindir ki, İslam coğrafyasını içten bulunan maşa ve piyonlarla saldırıya maruz bırakılması hedeflenmiştir.
            Marksist-Leninist veya salt etnik örgütlerle bu parçalama işini beceremeyeceklerini anlayan küresel haydutlar FETÖ gibi bir örgütlenmeye gitmişlerdir.
            Bu örgütlenme bir “mikser” gibi muhtelif parçalardan oluşur.
            Ateist dinsiz parçaları olabildiği gibi etnik parçaları da bulunmaktadır.
            Asıl unsur dini görünümlü olanıdır.
            Bugün FETÖ denilen örgütlenmenin İslam ile ilgisinin olmadığını yıllarca yazdım.
            Fakirden alıp zengine hizmet eden yapılanmanın Kur’an-ı Kerime aykırı olduğunu defalarca yazdım. 90’lı yıllardaki yazılarımdan okuyabilirsiniz.
            Aynı şekilde 28 Şubat darbesinin akabinde verilen “başörtüsü furuattır” fetvasını hiçbir Müslüman âlimin söyleyemeyeceğini dile getirdim.
            Hele hele “dinler arası diyalog” gibi bir saçmalığın Vatikan’da kurgulandığını ve İslami kavramları ve hayatı yok etme projesi olduğunu defalarca ifade ettim.
            Hatta Sayın Prof. Dr. Mehmet Bayraktar hocanın bu konudaki makalesini yüzlerce kişiye gönderdim.
            Bayraktar hoca bu projeyi “Başkalaştırılan İslam” olarak takdim etti.
            En son kendi içlerinden biri bu hareketin İslami olmadığını kendi gazetelerinde ifade etti.
            Bütün bunlara rağmen Kur’an’dan nasibini almamış olan bazı safdiller bu yapıyı dinî zannetmeye devam etti.
            Hâsılı kelam FETÖ küresel haydutların bir aparatıdır.
            Bu aparat defalarca kullanıldı.
            Etkinleştirildi.
            Maddi olarak finanse edildi.
            Lazım olduğunda kullanıldı.
            “One Minute”den sonra bütün unsurlarıyla devreye sokuldu.
            Gezi kalkışmasında diğer parçalar ve holdinglerle birlikte aktif bir biçimde kullanıldı.
            Millet uyanamadı. FETÖyü fark etmedi.
            Çünkü FETÖnün faaliyetleri tamamen yalana, talana, gizliliğe, hırsızlığa, iftiraya, casusluğa kısaca Haşhaşiliğe dayalıydı.
            Özellikle 15 Temmuz ihaneti son nokta olmalıydı millet için.
            Hala anlamayan veya anlamak istemeyenlerin olduğunu görüyoruz.
            15 Temmuzdan itibaren bu yapıyı masum gören herkes bu ihanetin içindedir.
            Bu böyle biline.
            Ve bilinmelidir ki, Küresel haydutların FETÖ ile faaliyetleri ve işgal teşebbüsleri devam etmektedir.
            Özellikle FETÖ ihanetinin iki boyutta sürdürülmekte olduğunu görüyorum.
            Bunlardan birincisi Mağduriyet edebiyatı.
            Özellikle mağduriyet edebiyatını dillendirenler FETÖ denilen yapının medyasında yıllarca arzı endam eden tiplerdir.
            Bu tipler FETÖden ayrıldıklarını ifade ederek kitleleri yazılarıyla yanıltmaya devam ediyorlar. Bu ahlaksızlığın deşifre edilmesi gerekir.
            Bilhassa 2014 yılına kadar FETÖnün medyasında yer alıp şimdi başka yerlerde köşebent olmuşlara dikkat edilmesi gerekir.
            İkincisi FETÖnün diğer parçaları olan yerli görünümlü Alman ve Amerikan medyasının ve kalemşorlarının kışkırtmalarıdır.
            Laikçi kesim diye yutturulan parçalara, tekmelenen kişi, birkaç öğrenciye andın okutulması, yan bakma, kıl, tüy gibi basit ve sığ hadiseleri planlayarak toplumu germe faaliyetleri yaptırılıp medya yoluyla kışkırtmalara gidilmektedir.
            İhanet olmamış gibi bir unutturma çabası sürdürülmektedir.
            Sonuç olarak diyebilirim ki, FETÖ tehlikesi bitmiş değildir.
            Siyonist haçlı zihniyeti FETÖYE yeni parçalar ilave ederek ihanetine ve saldırılarına devam etmektedir.
            Bu saldırılar bitmeyecek.
            Bu bilinmelidir ve tedbir ona göre alınmalıdır.
            FETÖNÜN yok edilmesi İslami şuurun oluşturulması ile mümkündür.
            15 Temmuz cenabı Allah milletimize bu şuuru ihsan etmiştir.
            Buna inanıyorum.
            Devamı bizim çabamıza bağlıdır.
            Çaba, gayret ve cehd Cenabı Allah’ın emridir.
            Haydi, FETÖ denilen aygıtı hayatımızdan çıkarmaya.
            Selam ve Sabırla…

23 Eylül 2016 Cuma

Küresel Haydutların Aygıtı “FETÖ” Dünya İçin Tehdittir



Küresel Haydutların Aygıtı “FETÖ” Dünya İçin Tehdittir

Veysi ERKEN

FETÖ bir aygıttır, aparattır, cihazdır.
Evet, bu cihaz Siyonist haçlı ittifakının bir ürünüdür. Bu cihaz muhtelif parçalardan oluşturulmuştur.
Türkiye’deki bütün yıkıcı, bölücü, parçalayıcı örgütler bu aparatın parçasıdırlar.
Ülkemiz için büyük bir tehlike olduğu doğrudur. Zira bu aygıtı kurgulayan, destekleyen, finanse eden Küresel haydutlardır.
FETÖ küresel haydutların Yeni nesil bir işgal ve imha aygıtı olduğu bir gerçektir.
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan “Bu yeni nesil terör örgütü sadece Türkiye'nin değil varlık gösterdiği 170 ülkenin tamamı için bir milli güvenlik tehdididir. Bu kürsüden tüm dostlarımıza kendi güvenlikleri için ülkelerinin geleceği için Fetullahçı Terör Örgütü'ne karşı gerekli önlemleri süratle almaları çağrısında bulunuyorum. Bizim yaşadığımız tecrübeyle sabittir ki FETÖ ile bu aşamada mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir" http://www.yenisafak.com/dunya/amacimiz-fiili-guvenli-bolge-2534545 “ derken bir gerçeği dile getirmiştir.
FETÖ dünya için bir tehdittir. Bir maymuncuk gibi tanzim edilmiş, bukalemun gibi tavır sergileyen haşhaşiler gibi sinsi davranan bir aygıttır.
Yıllardır kurgulanıp büyütülen FETÖ aygıtı “one minute”den sonra kendini kurgulayan “otorite” tarafından bütün unsurlarıyla devreye sokulmuştur.
Gezi olaylarında bu aygıt kendini oluşturan diğer parçalarla birlikte sahaya sürülmüştür.
Gezinin akabindeki bütün olaylarda FETÖ bütün parçalarıyla birlikte işgal ve imha eylemlerinin içindedir.
Küresel haydutlar özellikle 15 Temmuzdan sonra gizlemeden FETÖ ve onun parçaları olan daiş, pyd, boko haram vb. unsurları açıktan desteklemeye, silahlandırmaya ve İslam coğrafyasının kalbine hançer gibi saplamaya başlamışlardır.
            Onun için Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın çağrısı yerindedir. Erdoğan: "Bugün temsil edilen ülkelerin büyük bölümü bu yapılanmanın tehdidi altındadır. Türkiye'nin ötesinde tüm dünyayı boyunduruğu altına almak gibi derin sapkınlık içerisindedir. Devlet kurumlarına sızmak, toplumu etkilemek ve ekonomik kaynaklara hâkim olma hedefindeler. FETÖ’ YE süratle önlem alınması çağrısında bulunuyorum. FETÖ ile mücadele etmezseniz yarın çok geç olabilir. Bu örgütün kurumları ve örgütle bağlantılı kişiler tarafından kullanılan Türkiye gibi ifadelerin kesinlikle ülkemizle ilgisinin bulunmadığını belirtmek isterim." http://www.timeturk.com/erdogan-bm-de-konustu/haber-295484
            Bütün ülkeler bu gerçeği öğrenmek ve ona göre tedbir almak durumundadırlar.
            Bu gerçek anlaşıldığı ve uygun tedbirler alındığı gün dünyanın Siyonist haçlıların oluşumu olan küresel haydutlardan kurtuluşu olacaktır.
            Malumdur ki, küresel haydutlar dünyada yaygın olan örgütleri vasıtasıyla ülkeleri oyalamaktadırlar. Bu örgütler birleşmiş milletler, NATO, dünya bankası, İMF, derecelendirme kuruluşları, bankalardır.
            Bu örgütler ülkeleri oyalarken FETÖ tipi aygıtlarıyla ülkeleri işgal etmeye ve imhaya çalışmaktadırlar.
            Ülkemizin yaşadığı gerçeklik budur.
            Cenabı Allah bizi 15 Temmuzda muhafaza etmiştir.
            Vazifemiz adaletle FETÖ denilen aygıtı parçalarıyla birlikte ( gezide rol alan holdingler, 28 Şubatta hayatları karartan zalimler, gazeteci kılıklı casuslar, medya sahipleri uşaklar) hayattan temizlemektir.
            Adaletle.
            Hani şehit Ömer Halisdemir’in babası oğlumun katilleri asılsın demişti ya, işte böyle bir adalet.
            Mağdur ve mazlum insanların hak ve hukukunu koruyan bir adalet anlayışıyla FETÖ denilen aygıt dünya hayatından çıkarılsın ki, küresel haydutluk bitsin, merhamet hâkim olusun.
            Zira insanlık “KÜRESEL MERHAMET”E muhtaç
            Selam ve Sabırla…