Yönetiminde Ahlak
Veysi ERKEN Dr.
Milletler, varlıklarını devam ettirebilmeleri gayesiyle muhtelif organizasyonlar oluşturur ve yönetim sürecini işletir. Yönetim süreci planlama, teşkilatlandırma, yönetme, işbirliği, denetim ve değerlendirmeden oluşur.
Özellikle yönetime (sevk ve idare), organizasyonun dayandığı formal ve informal ilkelerle yakından ilgilidir. Zira yönetme birden çok kişinin varlığını gerektirir. "Bir"den çok kişi söz konusu olunca fertler arası ve fertlerin oluşturdukları gruplararası münasebetler gündeme gelir. Birden çok ferdin oluşturduğu organizasyonun norm ve değerleri, işleyişi büyük oranda etkilemektedir.
Fertler, norm ve değerlerin herkes için aynı olmasını ve eşit ölçülerde uygulanmasını beklerler. Buna mukabil organizasyonla ilgili fert ve grupların istek ve beklentileri her zaman aynı doğrultuda değildir. Dolayısıyla yönetim organizasyonla ilişkili fert ve grupların çelişen arzu, istek, baskı ve zorlamalarına rağmen belirli norm ve değerlere göre faaliyetini sürdürme durumundadır.
Yönetim sevk ve idareyi belirli norm ve değerlere dayandıramazsa çelişen arzu istek, baskı ve zorlamalar karşısında yönetme fonksiyonunu yerine getiremez. Yönetme fonksiyonunun düzenli işlememei halinde organizasyon zaafa uğrar ve amaçlardan sapma ortaya çıkar.
İstekleri arzuları baskı ve zorlamaları farklı olan yönetim ile ilgili fert ve gruplar şu şekilde sıralanabilir:
1– Yöneticiler
2– Bürokratlar
3– Diğer personel
4– Tüm kurum ve kuruluşlar
5– Politik kuruluşlar
6– Halkın tamamı
Belirtilen fert ve grupların amaçları ile organizasyonun amacı her zaman çelişebilir. İşte yönetim ancak, yönetme fonksiyonunun her fert ve grup için geçerliği olan norm ve değerlere dayandırabilirse çelişen amaçları dengeleyebilir ve organizasyonu amacına ulaştırabilir.
Kurumları yönetmekte olanların çelişen amaçları hangi norm ve değerlerle dengeleyebilirler sorusu, cevabı aranan temel soru olarak yönetimin karşısına çıkar. Özellikle yönetim konusu ile ilgilenenler organizasyonlardaki beşeri münasebetlerin, yani norm ve değerlerin temel dayanağını sürekli araştırma konusu yapma durumundadırlar.
Esasında organizasyonlardaki norm ve değerlerin büyük bir kısmı ahlâkın dolayısıyla, yönetim ahlâkının konusunu oluşturur. Çünkü haksızlık, adam kayırma, dürüstlük, kurallara uygun hareket etme gibi hususlar ahlâkın temel problemleridir. Ahlâk "Bir melekedir ki, o sebeple fiiller (işler) kolaylıkla meydana gelir"(1)
Kelime anlamı ile huy, hâl ve hareket tarzı gibi manalara gelen ahlak, insanda yerleşmiş bulunan bir karekter yapısına işaret etmekte ve fertlerin iradeleri ile ilgilenen bir alan oluşmaktadır. Zaman toplum kültür ve organizasyonlara göre değişiklik gösteren davranış yöntemlerine karşılık ahlâk, zarurî ve değişmeyen davranış kurallarına işaret etmektedir(2).
Organizasyonla ilgili olan fertler, genel olarak ahlâkın konusu olan davranışları konu edinirler. Ahlâki özellikler nefiste subut bulmuş ve fiile dönüşen hususlardır.
Ahlâk haline dönüşen ve melekeleşen fiiller; 1) Faziletler, 2) Reziletler olarak iki başlık altında toplanabilir (3).
Faziletler 1– Hikmet 2– Adalet 3– İffet 4– Şecâat
Rezîletler: 1– Cehalet 2– Zulûm 3– İffetsizlik 4– Korkaklık,
Genel olarak ahlâklılık denince akla faziletler gelir. Yöneticinin sevk ve idaresinde (Yönetme Tarzında) hikmet, adalet, iffet ve şecâat fiillerinin yani ahlâkın norm ve değerlerin hakim olması cehalet, zulüm, iffetsizlik ve korkaklık gibi norm ve değerlerin ise bulunmaması beklenir. Çünkü bu norm ve değerler (fazilet ve rezîletler) organizasyondaki grup davranışlarını büyük ölçüde etkiler.
Yönetim ahlâkı organizasyonla ilgili grupların davranış kurallarını, iş ve iş ilişkilerini konu edinir.Yönetim ahlâkı; beşerî münasebetlerde adalet, dürüstlük, güven, saygı, iffet, şecâat vb. normların esas alınmasını gerektirir. Bu özelliklerden hareketle yönetim ahlâkı şu şekilde tarif edilebilir:
Yönetim ahlâkı sevk ve idarenin (yönetmenin) ahlâkın fazilet ve normlarına göre gerçekleştirilmesidir(4). Faziletler (ahlâkî ilkeler) organizasyondaki ahengin sebebidir. Çünkü organizasyonun hedefine ulaşması, onu oluşturan unsurların ahenkli çalışmasına bağlıdır. Ahenk de ancak faziletlerle sağlanabilir. Faziletlerin ortadan kalktığı durumlarda organizasyon amacından uzaklaşır ve dağılır.
Her türlü organizasyonunu da içine alan devlet sistemi ile ilgili Kınalızade "Bir devletin başlangıçta kurulması, bir taifenin anlaşarak, yardımlaşma ve arka olmada bir bedenin uzuvları ve vücudun belirli kısımları gibi olmaları ile mümkün olur. Zira, her şahsın kendi başına muayyen bir kudreti vardır. Fakat bir araya gelince bu kuvvet büyür... Tecrübe ile sabittir ki, bir devletin unsurları anlaşma ve yardımlaşmada bulunurlarsa, o devlet her türlü tehlike ve yıkılmadan emin ve korunmuş olur. Şayet devlet fertlerine tefrika arız olursa zayıflık yüz gösterir."(5) ifadesiyle organizasyonun varlığının ancak unsurlar arasındaki işbirliği ve tutarlılığa bağlı olduğunu ortaya koyar.
Organizasyonda ahenk ve tutarlılık ise ancak norm ve değerlerin yani ahlakî ilkelerin (Adalet, dürüstlük, iffet, şecâat vb.) yönetime hakim olmasıyla sağlanabilir. Özellikle eşit muameleyi gerektiren "adalet" ilkesi yönetim ahlâkının temel unsuru durumundadır. Adalet:
1– Herkese eşit muamele,
2– Herkesin istidat ve kabiliyetlerine göre korunması
3– İyilik ve yardımların adil ölçülerde yapılması ile sağlanır.
Herkesin eşit muameleye tabi tutulması, istidat ve kabiliyetlerine göre korunması, iyilik ve yardımların adil ölçülerde gerçekleştirilmesi fertlerin haklarının korunduğu anlamına gelir ki, organizasyonun hedefine varmasını sağlar. Aksi takdirde organizasyonda Kleptokrasi denilen yozlaşma başlar. Kleptokrasi rezîletlerin organizasyona hakim olmasını ifade eder.
Yöneticileri yönetim ile ilgili fert ve grupların amaçları doğrultusunda hareket edip, organizasyonun amaçlarını unutması Kleptokrasinin bir yansımasıdır.
Sonuç olarak, organizasyonunun hedefleri gerçekleştirebilecek fertlerin ve ilgili toplulukların amacı doğrultusunda faaliyet göstermeleri ahlaki ilkelerin yönetime hakim olmasına bağlıdır. Aksi takdirde yozlaşma hastalığı olan Kleptokrasi yönetime hakim olur ve "Balık baştan kokar" sözü doğrultusunda organizasyon amacından sapar. 04.03.2003
DİPNOTLAR
1– Kınalızâde Ali Efendi, Ahlâk. İstanbul, Tarihsiz, s. 91.
2– Kılıç, R., Ahlâkın Dini Temeli, Ankara 1992, s. 2.
3– Kınalızâde, a.g.e., s. 94.
4– Erken, V., Yönetim Ahlâkı, PTT Teknisyenlerinin Sesi Dergisi, Sayı: 24, Ankara 1993.
5– Kınalızâde Ali Efendi, Devlet ve Aile Ahlâkı, İstanbul, Tarihsiz, s. 210.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?