İslam Coğrafyasındaki Olayları Anlamak İçin
Veysi ERKEN
İslam coğrafyasında (özellikle Türkiye ve yakın komşu ülkelerde) olanı biteni anlamak ve ona göre tedbir almak için Siyonistlerin stratejik planlarını bilmek gerekir.
Birkaç ay önce vefat eden Roger GARAUDY’in “İsrail Mitler ve Terör” isimli kitabındaki belgeler günümüze ışık tutacak ve olayları anlamamızı sağlayacak niteliktedir.
Üzülerek belirtmeliyiz ki, İslam’ı din olarak seçtiği için GARAUDY sürekli ilim ve tefekkür dünyasından uzak tutulmaya çalışılmıştır. Bu konuda çetenin Türkiye’deki maşaları da hakkıyla vazifelerini yapmışlardır.
Gelelim günümüzdeki olaylarla ilgili belgelere.
GARAUDY bahsi geçen kitabına 1982 yılında Kivunim dergisinde yayınlanan ve Siyonistlerin stratejilerini ortaya koyan belgeyi ve mütemmimlerini koymuştur. Bu günleri belgeler ışığında okumak kolaydır.
İşte o belgedeki ifadeler:*
“Kudüs’te Dünya Siyonist Örgütü tarafından yayınlanmakta olan kivunim (Yönelişler) Dergisindeki ‘80’li yıllar için İsrail’in stratejik planları’ ile ilgili bir makale, bu konuda bize çok net bilgiler vermektedir.
‘Merkezde yer alan gövde olması bakımından Mısır, özellikle Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasındaki giderek sertleşen çatışmalar gözüne alınırsa, şimdilik bir kadavradır. Bu ülkenin ayrı coğrafi eyaletlere bölünmesi, bizim Batı cephesi üzerinde, 1990’lı yıllar için siyasi hedefimiz olmalıdır.
Böylece Mısır bir kere parçalandıktan ve merkezi iktidardan yoksun bırakıldıktan sonra, Libya, Sudan ve diğer uzak ülkeler aynı çözülmenin içine gireceklerdir. Yukarı Mısır’da bir Kıpti devletinin kurulması ve daha az öneme sahip bölgesel kimliklerin oluşturulması, barış anlaşması yüzünden şimdilik geciktirilmiş, fakat uzun vadede kaçınılmaz olan bir gelişmenin anahtarıdır.
Dış görüşüne rağmen, Batı cephesi Doğu cephesinden daha az problem çıkarıyor. Lübnan’nın beş eyalete bölünmesi… Arap dünyasının bütününde meydana geleceklerin müjdesini veriyor. Suriye ve Irak’ın etnik veya dini kıstaslar bazında belli bölgelere ayrılması, uzun vadede, İsrail için öncelikli gaye olmalıdır. Bunun birinci safhası ise, söz konusu devletlerin askeri güçlerinin imha edilmesidir.
Suriye’nin etnik yapıları kendisini parçalanmaya hazır hale getiriyor: Suriye’nin deniz sahili boyunca bir Şii devleti, Halep’te ve Şam’da birer Sünni devleti kurulabilir. Her halükarda Hurunla birlikte Ürdün’ün kuzeyinde – belki de bizim Golan’ımızın üzerinde- kendi devletini oluşturmayı ümit eden bir Dürzî kimliği de ortaya çıkabilecektir… Böyle bir devlet, uzun vadede, bölge için bir barış ve emniyet garantisi olacaktır. Bu bizim rahatça gerçekleştirebileceğimiz bir hedeftir.
Petrolce zengin ve iç mücadelelerin pençesindeki Irak, İsrail’in nişan çizgisindedir. Onun dağılması bizim için Suriye’ninkinden daha önemlidir, zira Irak, yakın vadede İsrail için en ciddi tehlikeyi temsil etmektedir.’… ‘Çeşitli milletlerin bütün Siyonist örgütlerinin ortak görevi, Yahudi devletine, her halükarda kayıtsız ve şartsız yardım etmektir. Hatta böyle bir davranış, içinde bulundukları milletlerin otoriteleriyle çelişse bile”
Belge son birkaç yıldır olayların arkasındaki güçleri deşifre etmeye yeter. Hele hele Türkiye’deki olaylar doğru okunduğunda piyon medya, yazar, çizer, akademisyen, bürokrat görünümlülerin ve örgütlerin faaliyetleri daha anlaşılır hale geliyor.
Bu tür eserler okunmalı ve okutulmalıdır ki gerçekler bilinsin.
Sonuç olarak Türkiye’nin çağa damgasını vurması, İslam’la İslamlaşması ve dünyaya öncülük etmesi piyonlar vasıtasıyla bize yutturulan planların boşa çıkarılması ile mümkündür.
Selam ve Sabırla…
*Roger GARAUDY, İsrail Mitler ve Terör, Türkçesi: Cemal Aydın, Pınar Yayınları, İstanbul 2000, s. 189-191
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?