Gençliğin Üzerine Çullanma Dönemi mi?
Veysi
ERKEN
Ustalık
dönemi Sayın Başbakana yaramadı. 2011 seçimlerinden sonraki gözlemlerini
defalarca yazdım.
Evet
Ustalık
dönemi yaramadı.
Anayasa
konusunda milletin önüne metin konulacağına, anayasa yapmama komisyonu kuruldu
ve sonuç fiyasko.
Bunların
hepsini geçtik.
Gençlikten
ne isteniyor anlayan yok.
Bir
başbakan bu kadar yanılmamalı, kendisini yanıltanları tasfiye edebilmelidir.
Yazık
oluyor.
Gençlik
bugün sosyal bir travma (sarsıntı) yaşıyor.
Bir
tek demeçle yara büyütülüyor.
650
bir bakaya ve asker kaçağını yakalayın.
Yakalasan
ne olur.
Kaliteli
bir askerlik hizmeti mi gerçekleştirecekler, askerlik kanununun tanımına göre “harp sanatı”nı mı öğrenecekler?
Düşünen
yok.
Ya
asker alma dairesinin uygulamaları.
Düşünün
ki, yüksek lisans seviyesinde gençlere 35.
yaşına kadar tecil hakkı veriliyor ama ilgili daire kaale ve ciddiye almıyor.
Yahu hani mezuniyet için üst limit kaldırılmıştı. Sevk tehirini yapmadığın
öğrenci nasıl ders, tez ve staj imkânını kullanacak. Yüksek Öğretim Kanununda
neden değişikliğe gidildi.
İlgili
kanunlar bu kadar açıkken bu ısrar niye?
Başbakanı
yanıltma mı?
Yoksa
rektörler istedi diye Başbakan yaptı son açıklamasını?
Hani
son konuşmalarından birisinde Sayın Başbakan 6 yılda bitir kardeşim
bitirmiyorsan seni okuldan atacağız mealinde söz söyledi ya!
Evet,
dostlar ustalık dönemi yaramadı.
Başbakan
ya yanılıyor ya da yanıltılıyor.
Gençlik
büyük bir bunalıma sürüklendi son açıklamalarla.
Milli
Savunma Bakanı yaraya tuz ekmekle meşgul.
Bedelli
yokmuş gündemlerinde.
Sayın
Bakan bilsin ki, bedelli gündemde ve hiç gündemden düşmeyecek. Çünkü mağdur
çok.
Yara büyük.
Yok demekle yara
kapanmaz.
Sayın
Bakandan vatandaş olarak ricamız yaraya tuz ekmemesi ve çözüme odaklanmasıdır.
Artık
vakit geldi demiyorum. Vakit geçti bile.
Bu
sosyal sorunu çözünüz.
Hiç
olmazsa geçici çözüm için acil “bedelli”yi
meclise sevk ediniz. Torba kanuna girsin ve gençlik bir nebze de olsa
rahatlasın.
Sayın
Başbakandan da beklentimiz bu yöndedir. Çıraklık döneminin safiyetiyle Sevilay
Yükselir’e açıkladığı gibi ilgililere talimat versin ve bedelli konusunun hemen
meclise sevkini sağlasın.
Öncü Nesiller
İmam-Hatipler
öncü nesillerdir.
İmam-Hatipler
büyük badirelerden geçtiler. İftihar edilecek kurumlardır İmam-Hatipler.
Eksiklikleriyle fazlalıklarıyla.
Yüz
yıllık bir maceradır İmam-Hatiplilik.
Yusuf Tülün
beyefendinin ifadesiyle “geldiler, devam
ettiler, tahrip edileni değiştirdiler ve tamir ettiler.”
Evet,
Öncü Nesiller gelmeli
ve dönüşümü sağlamalı hayatın her yerinde.
Çünkü onlar İmam,
yani önde olan, önde giden ve öncü.
Çünkü onlar Hatip.
Sözün en güzelini söylerler. Söylemeliler.
Onun için öncü
nesillerdir.
Çok ızdırap çekti bu
nesil.
Çok hırpalandı,
itildi kakıldı öncüler.
Yılmak yok İlayı
Kelimetullah doğrultusunda âleme nizam vermek isteyenler için.
Öncülük dinin
tanımında olduğu gibi Cenabı Allah’a itaat ve onun emirleriyle hayatı
yönetmektir.
Öncülük
dünyevileşmemektir.
Öncülük dünyayı
erdemlerle donatmaktır.
Öncülük yeryüzünü
gönül coğrafyası yapabilmektir.
Selam öncü nesillere,
selam İmam hatiplilere.
Anladım ki
Anladım ki, Vekillerin
derdi yok.
Anladım ki STK yok
Anladım ki, hakkı
yazan gazeteci ve yazar az.
Anladım ki, gençlikle
ilgilenen yok.
Gençler haykırıyor.
Gençler bunalıma
sürüklendik GBT ile diyor.
Duyan yok.
Herkes gözlerini,
kulaklarını ve ağızlarını kapatmış
Birebir konuştuğum
vekiller, yazarlar, gazeteciler ve STK yöneticileri var.
650 bin gencin
feryadını duymak istemiyor?
Herkes konumundan
memnun.
Gençlik helak olmuş
umurlarında değil.
Anladım ki, sessiz
duranların ekseriyeti görevli.
Lütfen biraz ses
verin.
Gençlerin sesini
duyun.
Zorunlu askerlikten profesyonel
askerliğe geçmek için kalem oynatın, mecliste görevinizi yapın, insan hakları
aktivisiti olun.
Hiç olmazsa Bedelli
konusunda gençlerin yanında saf tutun.
Selam ve Sabırla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?