Çete Düğmeye Bastı*
Veysi ERKEN
“Benzeme
benzet” ilkesiyle hareket eden sabatayist çete “baba”ları marifetiyle yine düğmeye bastı.
Çetenin güzelliğe, olumluya, doğruluğa
ve huzura tahammülü yoktur. Varsa yoksa derdi huzursuzluk, korku yönetimi ve
fakirliktir.
İnsanımız ne kadar fakir, cahil ve
üzüntülü ise çete o kadar mutlu.
Ülkemizde olup biteni bu zaviyeden
değerlendirmek durumundayız. Aksi takdirde olanı biteni anlamamız refaha,
huzura ve adalete kavuşmamız mümkün olmaz.
Geçmiş bir aylık hadiseleri
gözümüzün önüne getirdiğimizde “çete”nin
nasıl düğmeye bastığını hemen anlarız. Çetenin “baba”sı kafayı duvara çarpmaktan bahsederek mensuplarına yol
gösterdi. Akabinde açılış törenlerinin değerlendirilmesi uyarısı geldi.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Çetenin eylemleri dolaylıdır. O hep “maşa”larını “kırmızı” kitapçıklarla harekete geçirir. Artık malum oldu. Kendisini
“devlet” olarak gören çete “kitapçık”larını güvenilir elemanlarına
tevdi eder. Bu durumdan seçilip de bakan olanların haberi olmaz. Bu durumu
başbakanlık müsteşarlığı ve bakanlık yapmış olan dillendirmiştir.
Sabatayist çetenin viyaklamaları “gerginlik stratejisi”ne dayanır.
Olabilecek güzel gelişmeleri papazları ve maşaları vasıtasıyla engellemeye
çalışır.
Rektör ve dekan kelimelerinin papaz
anlamında olduğunu bilenlerce malumdur ki, üniversiteler papazlarca idare
edilmektedir. Papazlık unvanına sahip olanların bir kısmı olanı biteni
anlayacak kemâle ermediklerinden onlar sadece maşa olarak kullanılırlar.
Gerginlik stratejisini kullanan
çetenin yüksek öğretimdeki maşalarından bir kısmının Hıristiyan ve kiliseler birliği üyesi olduğu artık
gizlenemez hale gelmiştir.
Çetenin “maşa”lığına talip olanların bir kısmı üzülerek belirtmeliğiz ki,
milliyetçi(!), ülkücü(!) ve mukaddesatçı(!) kılıklılardır.
İslâmî hassasiyeti yüksek(!) olanlar
gizlice mevcut iktidar partisini bölmek için görüşürken, milliyetçi(!) ve
ülkücü(!)ler kızıl bayrakçılarla kol kola yürüyebilmekte ve gerekirse silah
kullanabileceklerini ifade edebilmekteler.
Çete insanımızı kültürel kodlarından
uzaklaştırarak hedefine adım adım yaklaşmaktadır.
Başta muktedir olamadığını söyleyen
iktidar mensupları olmak üzere bu ülkenin tüm sahiplerine sesleniyorum. Siyasi
görüşünüz, mezhebiniz ve meşrebiniz ne olursa olsun ortak paydanız bize ait
kültürel kodlar ise bu oyunu bozmak için beraber hareket ediniz.
Birliktelik bugün
gerçekleştirilemezse yarın geç olabilir.
Geç kalınırsa korkarım ki, Sabatayist çete başarılı
olur ve ülkemiz tapınak şövalyelerince tamamen işgal edilir ve insanımız
köleleştirilir.
Olanı biteni doğru okumalıyız. Geç kalmayalım.
Unutulmamalıdır ki, “şirket devlet” anlayışıyla hareket eden tapınakçı küresel çete
bütün ülkelerde maşalarını kullanarak her şeyi eline geçirmeye çalışmakta ve
ülkeleri huzursuzluğa sürüklemektedir.
Ülkemizdeki şirket ve kültürel işgaller bunun bir
göstergesidir.
Artık “gerginlik
stratejisi”ni güden melun çetenin oyununa son verme ve milletin iktidarını
temin etme zamanı gelmiştir.
Sabatayist çeteyi çözmek için ilk önce “baba”ya dikkat etmek gerekir.
Selam ve Sabırla...................... 30.09.2001
*Not: Bu yazı 2001 yılında yazılmıştır. Günümüzdeki
hadiseler ufak tefek farklılıklarla dünün tekrarıdır. Senaristler aynı
oyuncular ve figüranlar farklıdır. İyi okumalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?