6 Ağustos 2014 Çarşamba

Cumhur Başkanını Seçerken



Cumhur Başkanını Seçerken

Veysi ERKEN

NOT: Bütün vekillere ve ilgililere çağrı: Seçimden önce BEDELLİ torba kanununa girsin, gençlik ve bütün ülke huzur bulsun. Katkı sağlamayan her vekil vebal altında olduğunu unutmasın.

            Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili epey yazı yazdım. Herhalde bu son yazı olacak.
            30 Mart seçimlerinden önce başlayan Cumhurbaşkanlığı tartışmaları tuhaflıklarla devam ediyor.
            Tuhaflık dediğime bakmayın.
            Esasında tuhaflık yok.
            Direnme var.
            Türkiye’yi kendi mülkü ve Türkiye’de yaşayan herkesi kölesi olarak gören oligarşik çetenin direnişi var.
            Bunun iyi ve doğru takip edilmesi gerekir.
            İlk çıkış 30 Mart seçimlerinden önce Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olamaz, Abdullah Gül orada kalamaz Haşim Kılıç veya Meral Akşener olabilir röportajıyla kendini gösterdi.
            Tabii ki, tezgâh önceden kurulduğu için heybedeki turp sona bırakıldı.
            Oligarşik çetenin bütün paydaşları harekete geçirildi ve seçim süreci sabote edilmeye çalışıldı.
            Her şeye rağmen süreç devam ediyor.
            Bu süreçte “halka rağmen halk için” zırvasını ortak payda olarak kabul etme durumunda olan ve kendi mensuplarından aday gösteremeyenler hakarete ve aşağılamaya yeltenir oldu.
            Kimi halkın tıpış tıpış sandığa gitmesinden bahsediyor. Kimi Müslüman bir toplulukta halka hakaret ediyor. Başka bir şeyin beklenemeyeceğini ifade ediyor.
            Bir adaya karşı olabilirsiniz anlaşılır bir şeydir.
            Seçilmesini engellemek için halkı ikna etmeye çalışırsınız. Yine anlaşılır bir durumdur.
            Anlaşılmaz ve kabul edilmez olan hakaretler, aşağılamalar ve vizyonsuzluktur.
            EK partiye dönüşmüşleri irdeleyin.
            Ortaya koyabildikleri bir şey yok.
            Bir aday hadi adını telaffuz edelim.
            Recep Tayyip Erdoğan.
            Seçilirsem Anayasanın 104. Maddesinde yer alan yetkilerimi kullanacağım. Bu maddeye göre her bakanlar kurulu toplantısına başkanlık edebilirim. Başkanlık etmek anayasal bir yetki ve haktır diyor.
            Malum koro hemen olmaz diye feryat figan ediyor.
            Anayasada yazılı olsa da bu hak ve yetkiyi kullanamazsın diyor. Kullanmaya kalkışırsan hemen mazarrat çıkaracağız diye bağırıyor.
            Malum koroya göre Cumhurbaşkanı cumhurun başkanı olmamalı. Orada sadece oturan olmalı.
            Bunların ki, ufuksuzluk ve çapsızlık diyeceğim, hafif kalır.
            Bilindiği üzere mevcut adayı muhalefet partileri değil EK parti gösterdiği için muhalefetin yapacağı sadece itirazdır.
            Görevleri icabı sadece itiraz ve karşı çıkma söz konusudur.
            Milletin dilinde pelesenk olmuş bir söz var bilirsiniz.
            Çarşı her şeye karşı.
            İşte bunlar da sadece itiraz ediyor ve karşı çıkıyor. Adayları da seçilirsem yetkimi kullanacağım diyemiyor.
            Adayları cumhurbaşkanı siyasetle uğraşmamalı diyor.
            Çatı adayı hem Türkiye’yi bilmiyor hem de mevcut Anayasayı okumuyor diye düşünüyorum.
            Her neyse.
            Bütün engellemelere rağmen, bütün sabote etme girişimlerine rağmen, aday belirleme süreci eksik ve yanlış olmasına rağmen cumhur Başkanını seçecek inşallah.
            Cumhur seçilecek başkanından başkan gibi davranmasını bekliyor.
            Cumhur dinamik, koşturan, yetkisini tam ve hakkaniyete uygun kullanan BAŞKAN istiyor.
            10 Ağustos seçimleri bunun için bir başlangıçtır.
            Bu başlangıç Yasama, Yürütme, Yargı ve Denetim organlarının cumhur tarafından seçilecek bir yönetim yapısıyla taçlandırılması gerekir.
Böyle bir taçlandırma beklentimizdir.
            Umarım ki, adaylar bunu seçimden önce deklere ederler.
            Selam ve Sabırla. 06.08.14

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?