Ahlakı Olmayanlar Rezidanslardaki
Daireleri, Köpüklü Partileri, Kumar İçin Seyahatleri Unuttururlar
Tapınakçıların
neşriyatı malum.
Her gün tonlarca
kusmuk fışkırtıyor.
Bünyeleri hastalıklı
olduğundan kendi pisliklerinden asla bahsetmezler.
Siyonist mantık
gereği sadece kendilerinde kabul etmediklerini tenkit ederler, kusurlarını,
hatalarını ve dahi günahlarını sergilemeye çalışırlar.
Yetmezmiş gibi kusur,
günah ve hata isnad ederler.
Hep şuna inanmışımdır.
Haksızlığı,
ahlaksızlığı ve dahi hırsızlığı kim yaparsa yapsın takbih ve teşhir
edilmelidir.
Hz. Peygamber’in
(s.a.v.) “hırsız kızım Fatıma da olsa
cezalandırırım” mealindeki tavrının ve tutumunun hayata geçirilmesini hep
savunmuşum ve hayata geçirmeye çalışmışımdır.
“Mazlum kim olursa olsun hakkını savunma zalime karşı olma”yı şiar edinmişimdir.
Böyle bir tavrı
herkesten bekleme hakkına sahibiz.
Bazı ifadeleri
sevmesem de kullanmalıyım.
Sağcısı, solcusu,
ülkücüsü, komünisti, hizmetlisi tarikatçısı hırsızı, kumarbazı, zimmetçisi
rezidansçısını teşhir etmelidir.
Görmezden
gelmemelidir.
Benim hırsızım,
kumarbazım iyidir dememelidir.
İşler böylemi oluyor.
Maalesef hayır.
Bakıyorum paraları
kumarda iç edenler, haksızca rezidanslarda mülk edinenler, müsveddelikler için
milyon dolarlar alanlardan hiç bahsedilmiyor.
Hırsızlar halkçı,
kumarbazlar, köpük particiler derviş diye yutturuluyor.
Namuslu olan herkese
sesleniyorum.
Elbirlik namussuzları
teşhir edelim.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?