Bir
Bayrak Rüzgâr Bekliyor*
Veysi ERKEN
Türkiye’nin “tek ses ve tek nefes” olduğunun emareleri olsun diye “bayrak”la kitlesel mitingler
yapılıyor.
Bu mitingler anlamlıdır.
Bu mitingler ve silaha karşı duruş
ülkemizin her yerleşim biriminde olmalıdır.
Tabii ki, mitingden önemli olan
silaha, hendeğe, tuzağa karşı topyekûn karşı duruş gerekir. Bu İslam coğrafyası
için gereklidir.
Kendini İslam coğrafyasının mensubu
olarak gören herkesin bu duruşu sergilemesi gerekir.
Bilinmelidir ki, silahı, hendeği, tuzağı
Siyonist güçler planlamakta ve piyonları uygulamaktadır.
Gayeleri hiç değişmemiştir. Onların
gayesi İslam coğrafyasının beyni ve kalbini zayıflatmak ve yok etmektir.
Bu oyunu bozmak için şanlı
bayrağımızın gölgesinde Hz. Peygamberin sancağı altında toplanmak
mecburiyetindeyiz. Bu bayrağın her yerde dalgalanması için bir rüzgâr
gerekiyor.
Merhum Arif Nihat Asya Bir Bayrak
Rüzgâr Bekliyor* şiirinde:
Şehitler tepesi boş
değil,
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgâr bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Destanını yapmış, kasideye kanmış.
Bir el ki; ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer öpsün diye fâniler!
Öpelim temizse dudaklarımız,
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.
Rüzgârını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler.
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,
Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!
Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle, söz senin.
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor!
Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgâr bekliyor!
Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye? ...” diyor.
Biri var bekliyor.
Ve bir göğüs, nefes almak için;
Rüzgâr bekliyor.
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye?
Destanını yapmış, kasideye kanmış.
Bir el ki; ahretten uzanmış,
Edeple gelip birer birer öpsün diye fâniler!
Öpelim temizse dudaklarımız,
Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.
Rüzgârını kesmesin gövdeler
Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar, kasideler.
Geri gitsin alkışlar geri,
Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!
Ona oğullardan, analardan dilekler yeter,
Yazın sarı, kışın beyaz çiçekler yeter!
Söyledi söyleyenler demin,
Gel süngülü yiğit alkışlasınlar
Şimdi sen söyle, söz senin.
Şehitler tepesi boş değil,
Toprağını kahramanlar bekliyor!
Ve bir bayrak dalgalanmak için;
Rüzgâr bekliyor!
Destanı öksüz, sükûtu derin meçhul askerin;
Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye
Yattığı toprak belli,
Tuttuğu bayrak belli,
Kim demiş meçhul asker diye? ...” diyor.
Evet;
Bir bayrak rüzgâr bekliyor
ülkemizde, İslam coğrafyasında ve tüm dünyada huzuru sağlamak için.
Geliniz huzur için, refah için,
birlik için, dirlik için bayrağın rüzgârını körükleyelim. Ayyıldızlı
bayrağımızı selamlamayan, gölgesinden istifade etmeyen, gücünden emin olmayan
kalmasın.
Geliniz Ayyıldızlı bayrağımızın
gölgesinde, Şanlı Peygamber’imizin (s.a.v.) sancağı altında toplanalım ve
nizam-ı âlem için “La İlahe İllallah
Muhammed’un Resulullah” diye haykıralım.
Selam ve Sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?