Darbe Teşebbüsünün Siyasi Boyutu
Veysi ERKEN
Sadece ülkemiz değil, İslam
coğrafyasının tamamı çok büyük bir badire atlatmıştır.
Elbette ki, tehlike geçmiş değildir.
Tedbirler ona göre alınmalıdır.
Tehlike geçmiş değildir diyorum.
Sebebi gayet açıktır.
Bu kalkışma Türkiye’yi topyekûn yok
etme kalkışmasıdır ve beyin takımı İsrail,
ABD ve AB birliğindeki Hıristiyan Siyonizm’idir.
Bugünkü adlandırma ile FETÖ sadece görevlendirilmiş bir
katiller çetesidir. Bilinmelidir ki, Türkiye’de
faaliyet gösteren gizli örgütlerin tamamı iç içedir ve hepsi dışarıdan emir
almaktadır.
Tabii ki, suçu dışarıya yükleyen
birisi değilim.
Mümbit
alan bulunmazsa Siyonist kafa burada tutunamaz.
Şu gerçek unutulmamalıdır.
Siyonist tapınakçı anlayış
planlamasını bir yıla göre değil, uzun yıllara sâri yapar.
Türkiye’nin mümbit alan haline dönüşümü yılların eseridir.
Ülkemizdeki eğitim “tutsak zihin” ve “bağımlı akademik” yapıya dönüştürülmüştür. Bürokratımız kölelik
düzene göre yetiştirilmiş ve yerleştirilmiştir.
FETÖ
ve benzeri örgütlere eleman bu anlayışla kazandırılmış ve elemanları
mankurtlaştırılmıştır.
Mankurtlaştırılanlar günü gelince
piyasaya sürülmüş ve İslam coğrafyasının “beyni”
ve “kalbi” durumunda olan ülkemizi yok etmeye çalışılmıştır.
Ülkemiz ve İnsanımız büyük bir
badirenin kenarından dönmüştür. Başarılı olunsaydı 500 bin kişinin öldürüleceğinden
bahsediliyor.
Bu tür haberleri okuyunca hiç
şaşırmıyorum. Bu yapı gerçekten kan emicidir. Temel hedefi İslam coğrafyasını “topraksız İnsana, İnsansız toprağa
çevirmek”tir.
Bunun için harekete geçilmiştir.
Bu hain, alçak ve şerefsiz planı
yapanların içinde siyasetçi görünümlü olanların olmaması düşünülemez.
En kısa zaman içinde bunların da
(politikacı kılıklı) açıklanması ve topyekûn bir temizlenmeye gidilmelidir.
Elbette ki, temizlenmede “adalet” esas olmalıdır.
Müslüman olan şuna iman etmek ve
teslim olmak durumundadır.
“ADALET”.
Cenabı Allah “adalet”e çok vurgu yapar.
Ebeveynimiz olsa dahi “adalet”ten ayrılmamamızı emreder.
Her şey “ADİL”ce yapılmalıdır.
Vatandaşın üzerine tank süren,
kurşun ve mermi yağdıran, bombalarla insanları paramparça edenler “ADİL”ce yargılanmalı ve hak ettikleri
cezalara çarptırılmalıdır ki, kanaatim “İDAM”dır.
Tabii ki, sadece “kamikazeler”le yetinilmemelidir.
Bunların beyinlerine,
planlayıcılarına ve finansörlerine de ulaşılmalı ve hak ettikleri ceza
verilmelidir.
“ADALET”
geciktirilmemelidir.
Geciken adalet "adalet"
değildir.
Bu lanetli yapının SİYASET GÖRÜNÜMLÜ boyutu unutulmadan “ADALET”le topyekûn ortadan
kaldırılmalıdır.
Milletten gasp edilen imkânlar
millete iadesi sağlanmalı ve milletin evlatlarının kullanımına sunulmalıdır.
Hâsılı kelam ülkemizin İslam
coğrafyasındaki “beyin”, “kalb” ve “yürek”
rollerinin devamı için bütün kurum ve kuruluşlarda topyekûn bir yapılanmaya,
arınmaya ve yenilenmeye gidilmelidir ki, “habis
ur” beyniyle birlikte temizlensin.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?