Tam Açılma Tam özgürlük, Test ve Aşı dayatmasına son
Veysi Erken
Sayın başkan.
Artık bu korku imparatorluğu yıkılmalı, taşları dökülmeye başladı.
Öncülük ediniz ve Türkiye bu korku imparatorluğunu yıksın.
Bazı ülkelerde başladığı gibi korku imparatorluğunun ayakları kırılmalı yasaklar kalkmalı.
Tam açılma ve tam serbestlik dönemi hemen başlasın.
Bugünkü toplantıdan sonra bunun müjdesini bekliyoruz. Artık her türlü yasak ve sınırlamalara son verilmelidir.
Aşı, test ve diğer bütün mecburiyetler kaldırılsın. Kişiler kendi tedbirlerini kendileri seçsin.
İsteye aşı olmaya devam etsin isteyen her gün test olsun.
Artık hayatımız anlam kazansın, hastalanan tedbirini evinde sürdürsün.
Bir öğrenci için sınıfın veya okulun kapatılması uygulamasına son verilsin. Seyehat için test zulmü bitirilsin.
Özetle hayat normaline dönmelidir.
Daha önce salgın yok muydu?
Vardı.
Ve zaman var olacak. Yeni salgınlar türetilecek.
Hani grip diye bir hastalık vardı ya.
Yüzyıldır dolaşımda. Ne hikmetse aşılar kar etmedi etmiyor. Ama şimdi piyasadan çekildi bu hastalık.
Şimdinin modası Covid-19, namı diğer Corona.
Sayın Başkan şunu bekliyoruz.
Artık DSÖ’ye “one minute” ve “dünya senden büyüktür” deme zamanı gelmiştir, geçmiştir.
Artık şu PCR testi ve Aşı mecburiyetinden vazgeçilmelidir. İnsanımız dilediği gibi seyahat etsin alışverişini yapsın.
Sayın başkan bizim inancımız “merhamet” ve adalet”i gerektirir.
Ve siz bunu iyi bilirsiniz.
Düşünün bir evlat PCR testi yüzünden hastanedeki annesini ziyaret edemiyor, cenazesine gidemiyor, engelleniyor, seyahat hakkı kısıtlanıyor otobüse, uçağa, trene alınmıyor. Bu sadece Bolu’da yaşanan bir hadise değil, her gün seyahat etmek isteyenlerin maruz bırakıldıkları yıldırma ve işkence.
Yeni adıyla mobbing.
Bu uygulamanın “merhamet” ve “adalet”e sığan veya uyan yönü var mı?
Hasta olmayanı hasta etmek veya hasta muamelesine mecbur etmek “merhamet” ve “adalet”e sığar mı?
Ya aşı denilen nesne ile ilgili dayatmalar ve çelişkili açıklamalar.
Sadece bilim kurulu ve bakanın bir buçuk yıllık ifadelerini ve tavsiyelerini okumak yeter.
Öncelikle yerli aşımız ve ilacımız 2020 yılının Eylül Ekim ayı içinde hazır olacağı ifade edildi.
2021 bitmek üzere.
Aşı’da %60-70’e ulaşıldığında toplumsal bağışıklık oluşmaya başlayacak denildi.
Sonra dozlara geçildi.
Birinci doz %88’i, ikinci dozda%75’e ulaşıldı.
Yetmiyor bu sefer 3, 4 dozdan bahsedilir oldu.
Bu gidişle 10-15 denilse şaşırmam.
Vatandaş o kadar alıştırıldı ki, aşı olmayın deseniz bile kuyruk olmaya devam edecek durumda.
Sayın başkan biz medeniyetimizin gereğini bekliyoruz.
Merhamet ve adalet.
Son cümle.
Sayın başkan test ve aşı kavramı Türkiye’ye muhalefet eden cephe aleyhinize her gün saat ve dakika içinde kullanılıyor.
Mecburiyete son vererek bu oyunu bozunuz.
Size tuzak kurmaya çalışanları bir kısmının etrafınızda olduğunu asla unutmayınız.”
Sayın Başkan
Aşıya, PCR testine binlerce itirazlar var, hani pelesenk olmuş ifade ile. Bilim adamları, doktorlar, uzmanlar itiraz ediyor ve korku imparatorluğunun sonlandırılmasını istiyor.
İşte bir misal. Lütfen seyrediniz ve korku imparatorluğunun parçası olan mecburiyetlere son veriniz.
Otoritelere Pandemiyi Bitirecek 10 Soru NASA'da çalışmış Türk bilim insanı Neva Çiftçioğlu Banes https://www.youtube.com/watch?v=Gw2EnUBbYVs
Yasaksız Türkiye zamanı.
Hemen şimdi.
Selam ve Sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?