1 Aralık 2021 Çarşamba

İlahiyatçıların zihni karışık, tefekkür zeminleri bozuk, İslam’ı bilmiyorlar

 İlahiyatçıların zihni karışık, tefekkür zeminleri bozuk, İslam’ı bilmiyorlar

Veysi ERKEN

Biliyorum.

Pek çok anlı şanlı ve dahi unvanlı ilahiyatçı denilen taife çok alınacak hatta kızacak.

Farkındayım.

Bu zihin karışıklığı sadece ilahiyatçılarda ve eğitimcilerde değil bütün sosyal bilimcilerde var.

Hani tababet için denilir ya.

“Pratisyen doktor her şeyi bilir, uzman doktor bir şeyi bilir”

Bu ifade sosyal bilimlerin bütün alanları için geçerli olmakla birlikte İlahiyat ve eğitim camiası için fazlasıyla geçerlidir.

Esasında ilahiyat adlandırması bile yanlış.

Bunun üstünde durmuyorum.

İslami ilimler denilen sahada ilimle iştigal ettiğini zannettiklerimiz kafası, zihni ve tefekkür zemini karışıktır. Zeminin ekseriyeti İslam’la ilgili değildir. Bütüncül hiç değildir.

Çünkü pratisyen gibi bütün alanları öğrenme durumunda değildir. “Kur’an ve Sünnet” ekseninde bütün alan ilimlerini tahsil etme durumunda değildir. Uzman gibi bir şeyi öğrenmeye çalışır. O alanı ne kadar öğrendiği de şüpheli.

Kur’an ve Sünnet ekseninde bilmeyi düşünemediği gibi parçalı bulutlu bir yaklaşımı var.

Çünkü öyle şartlandırılmış.

Misal olsun diye soruyoruz bir uzmana.

Sen kelamcısın şu ayetin tefsiri nedir?

El-cevap ben kelamcıyım, tefsiri bilmem.

Tefsiri, hadisi, tasavvufu, fıkhı bilmez bir kelamcı.

Tabii ki, bu durum diğer ihtisas dalları için de geçerlidir.

Kısaca sadece bir şeyi bilirler.

Esasında onu da bilmezler diyebilirim.

İslami ilimlerle uğraşanların zemini Kur’an ve Sünnet olmadığı ve bir pratisyen gibi her konu ile ilgili olmadıkları müddetçe zeminleri yok veya bozuk diyebiliriz.

Özellikle İslami ilimlerle uğraşanların zihinleri ve çalışma yöntemleri değişmelidir.

Artık batı/batıl zeminlerden ve yöntemlerinden kurtulmaları gerekir ki, İslamî hayatı öğrensinler ve Kurandan ilhamı alarak asra İslam’ı söyletebilsinler.

İlahiyat denilen alanda “uzman”lık cehaleti ortadan kaldırmadığı gibi, gayrı İslami düşünüş ve yaşayışlar için zemin hazırlıyor.

Haydi Kur’an- Kerim ve Sünnet eksenli bütüncül tefekkür, tedebbür, tezekkür, taakkul etmeye.

İslam istikbalimizi belirleyecekse parçalı zihinden, zeminden ve yöntemlerden kurtulmamız gerekir.

Çağrımız İslam’ı doğru anlamaya ve yaşamaya zemin hazırlamak içindir.

Selam ve Sabırla…

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?