14 Mart 2022 Pazartesi

CHP’li Belediyeler Başarısızdır, "Zam Zulüm İşkence İşte CHP"

CHP’li Belediyeler Başarısızdır, "Zam Zulüm İşkence İşte CHP"

Veysi ERKEN

Mahallî seçimlerin üzerinden 3 yıl geçti.

Bu süreç içinde CHP’li belediye başkanlarının “şikâyet ve yakınma”larından başka hayra alamet olabilecek bir icraatlarını göremedik.

Sadece yakınma ve kötüleme.

Tabii ki, zihniyetleri temelden bozuktur. Bizim bildiğimiz ve inandığımıza göre şartlar ne olursa olsun bir lider etrafındakilere “millet size düşman” demez. Diyorsa kendisi halkın düşmanıdır. Tabii ki, söz konusu CHP olunca mümkündür.

İşte CHP’nin şefi İsmet İnönü bu ifadeyi kullanan biridir. “Bana bakın, kimse işitmesin, millet düşmanınızdır.” https://www.ismetinonu.org.tr/ismet-inonu-millet-dusmani-miydi-1921/

Bu ifade geçmişte söylenmiş olsa bile muakkiplerinin icraatlarıyla bunu devam ettirdiklerine şahit oluyoruz.

Ecevit iktidarları dönemi her halde unutulacak ve unutturulacak değildir, “Zam, zulüm, işkence. İşte CHP” o dönemin mirası ve bugüne yansımasıdır. Ya Erdal İnönü döneminin belediyelerini hatırlayınız.

Nurettin Sözen ve Murat Karayalçın dönemlerinin kıtlık, yokluk, sefalet, hava kirliliği, susuzluğu had safhada.

Gelelim bugünün CHP’sine.

Bugün büyükşehirlerde 11 belediye CHP tarafından yönetiliyor.

Başarılı olan birisini söyleyin.

Hayra vesile olan bir icraatlarını dile getirin de bilelim.

Bir de bol keseden atmalar, yabancı elçilerle görüşmeler, yurt dışında kayak seansları işin ayrı bir boyutu.

Yapılmayacak işler için havadan vaatler. İşte yangınların istismarı ve yangın uçaklarının tamiratı konusu. Tamiratın masrafını üstleneceklerdi güya.

Var mı bir atılmış adım.

Salgın döneminde hastane yapacaklardı var mı bir örneği.

Ya zamlar.

Tam sıloganik.

Hani meşhur slogan vardı ya! Yetmişli yıllardan miras.

“Zam, Zulüm, İşkence. İşte CHP”

Bugün de geçerli.

Sadece Ankara’dan misal vereyim. Zira Ankara’da yaşıyorum.

2018 Yılının Mart ayının sonunda iktidar oldu CHP.

Ekmek 70 kuruştan 200 kuruşa, Belediye büfelerinde satılan beş litrelik su 1,5 liradan 5 liraya, ulaşım 2,5 liradan 6,5 liraya, dolmuşlarda en ucuz tarife 7 liraya yükselmiş.

Sadece zamlar mı? Hak gaspına da çalışıyorlar. Kanun olmazsa hak edeni taşımayacaklar otobüslerinde. Hat tahsis edilmiş firmalarla vatandaşı karşı karşıya getirdiler. Hâlbuki belediye kanunu açık idi.

Okumazlar. İşlerine gelmez. Yeter ki halk ezilsin. İşte o madde. Belediye Kanununun 15. Madde (Ek fıkra:22/12/2021-7349/10 md.) Belediyeler, kendisinden izin veya ruhsat almak ya da hat kiralamak suretiyle çalışan ve toplu taşıma hizmeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere; nüfus,hattın uzunluğu ve hattı kullanan sayısı kriterlerini esas alarak tespit edeceği hatlardaki toplu
taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlananlara ilişkin gelir desteği ödemesi yapabilir 
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5393.pdf denildiği ve yetki verildiği halde kanunen ulaşım hakkı olan insanımızı rencide ettiniz, haklarının gasp edilme çalışmalarına sessiz kaldınız. Daha binlerce millete zulüm olarak dönen uygulamalarınızdan binlercesini sayayım mı? Gerek yok.

Anlayacağınız CHP demek zam, zulüm ve işkence demektir.

Tabii ki ortadan kaldırılan hizmetleri de unutmayın. BELMEK, BELTEK bitti, parklardaki ağaçlar kuruyor.

Bir metrelik yeni yol veya metro hattı yok.

Geçenlerde belediyede görevli birisiyle konuşuyorduk. Kendisine dedim ki, bari AŞTİ- Söğütözü kısmını bitirin. Duraklar hazır, yeni tren seti alınmayacak, sadece ray ve elektrik işleri var.

Maalesef o da yok.

Çözülmüş bir sorun var mı?

Cevap yok.

Sadece kötüleme ve yakınma. Bahane üretim merkezine döndü CHP belediyeleri.

Hani siz kötü olmayacaktınız.

Kimseyi işten çıkartmayacaktınız. Fuzuli istihdam oluşturup milletin parasını çarçur etmeyecektiniz.

Bunların hepsini yapıyorsunuz. Çünkü sizler milleti sevmiyorsunuz. Tıpkı şefiniz İnönü gibi.

Sizler ancak heykel ve konser düzenlersiniz. Tıpkı İnönü’nün devri gibi. Bakınız İnönü’nün dönemindeki icraat nasıl anlatılıyor      “Sene 1948. Cumhuriyetin 25. Yıldönümünü tes’id için Halkçılar, Ankara civarındaki kasabalardan, köylerden topladığı binlerce halkı Ankara’ya nakli için kiraladığı tren yolda müthiş bir kazaya uğramış, istiab haddinden bir kaç misli fazla insan doldurulan vagonlardan birinin dingili kırılarak yoldan çıkmış, müteaddid vagonlar yardan aşağı uçmuş, yüzden fazla insan ölmüş ve yaralanmıştı. Bu hadise bütün memlekette derin bir elem ve matem husule getirmişti.

     Bu facia karşısında herkesten, her partiden ziyade Halkçılar matem tutmak, kazaya uğrayanların cenazelerine hürmeten baloyu tehir etmek, hiç olmazsa dansları ve cazları kaldırmak, o geceki toplantıyı sadece bir resm-i kabul mahiyetinde yapmak icap ederken, Halkçılar buna lüzum görmemiş, balo bütün ihtişamıyla yapılmış, cazlar çalınmış, danslar edilmiş, şampanyalar, viskiler, türlü türlü içkiler su gibi içilmiş, parti erkânı, halkçı kodamanları sabahlara kadar zevk-u sefa içinde neş’elenmişler, eğlenmişlerdi. Kazâya uğrayan köylüler, hatıra bile gelmemişti. Eşref Edip, Kara Kitap, s.64-65,İstanbul 1967.”

Var mı bir farkınız.

Heykelden ve konserden başka var mı bir icraatınız.

Selam ve Sabırla…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?