Şükredenlerden miyiz? Yoksa nankörlük edenlerden miyiz?
Veysi ERKEN Dr.
“Şükür” ve “nankörlük/küfür” zıt kavramlardır. Yerine göre birbirini nefyeder.
“Sözlükte “yapılan iyiliği bilmek ve onu yaymak, iyilik edeni iyiliğiyle övmek; minnettarlık” anlamındaki şükr terim olarak “Allah’tan veya insanlardan gelen nimet ve iyilikten dolayı minnettarlığını ifade etme, nimete söz ve fiille mukabelede bulunma, Allah’a itaat edip günah işlemekten uzak durmak suretiyle nimetin gereğini yapma” şeklinde tanımlanmıştır. ….. Türkçede Allah’a karşı minnettarlık için şükür, insanlara karşı minnettarlık için teşekkür kelimeleri kullanılır. Şükrün karşıtı küfrdür (küfrân) (nimeti inkâr etme, nankörlük)….. Râgıb el-İsfahânî üç türlü şükürden bahseder. Nimeti hatırda tutmak kalple şükür, nimeti vereni övgüyle anmak dille şükür, nimet sahibine lâyık olduğu şekilde karşılık vermek organlarla şükürdür. Ona göre Sebe’ sûresinin 13. âyetinde geçen, “Ey Dâvûd ailesi! Şükür için çaba gösterin” meâlindeki ifade ile şükrün bu üç çeşidine işaret edilmiştir. İsfahânî diğer bir açıdan şükrü yine üçe ayırır. Kendinden üstte olana şükür hizmet, övgü ve dua ile, aynı seviyede olana iyiliğe iyilikle karşılık vererek, aşağı seviyede olana ise onu ödüllendirmekle olur” https://islamansiklopedisi.org.tr/sukur
“Şükür” ve “nankörlük” insanoğlunun vasıf ve hasletlerindendir. “Halik”ini bilen ve ona itaat eden “şükr” etmiş, emre itaat etmeyen isyanıyla “nankörlük” etmiş olur.
Allah vahyi/ Kur’an ile insana şükr etmesi gerektiğini hatırlatır.
“Hani rabbiniz, ‘Eğer şükrederseniz size (nimetimi) daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti. İbrâhim-7”
Şükür nimetin artmasını sağlar.
Nimet yerinde kullanıldıkça şükrümüz artar. Önemli olan sadece dünya nimetini değil, dünya nimetiyle birlikte ahret nimetine de talip olmak ve onu hak etmektir.
“Kim dünya nimetini isterse ondan kendisine veririz; kim âhiret nimetini isterse ona da ondan veririz ve şükredenleri ödüllendireceğiz. Âl-i İmrân- 145” diyor Rabbulalemin.
Allah bize nimete kavuşma yolu ile birlikte nankörlük yolunu da gösterir.
“Biz ona doğru yolu da eğri yolu da gösterdik. Artık isterse şükreder, doğru yolda gider; isterse nankörlük edip eğri yollara sapar. İnsan-3”
Evet.
Allah bize vahiyi gönderdiği resulü ile yolları gösteriyor ve yüz çevirmememizi istiyor. “Eğer yüz çevirirlerse, şunu bil ki, biz seni onların yaptıklarından sorumlu bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece tebliğ etmektir. Doğrusu biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırdığımız zaman, onunla sevinir, şımarır. Fakat kendi elleriyle işledikleri günahlar yüzünden başlarına bir kötülük gelince, o zaman insan, gerçekten kesilir. Şûrâ-48”
Resul sav. tebliğ eder.
Yaptıklarımızdan sorumlu bekçi değildir.
Rahmet ve nimete kavuştuğumuzda şükredenlerden olmalıyız ki, rahmet ve nimet kesilmesin.
Şükrü kaybeden her şeyini kaybeder.
Umulur ki, daim olarak şükredenlerden ve nimeti eksilmeyenlerden oluruz.
Rabbim bizleri daim olarak “şakir”lerden ve bunun için cihad edenlerden eylesin.
Selam ve Sabırla…24.12.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?