31 Mart 2024 Pazar

Yerli olmayan, İslam'a Karşı Olanlara oy vermemek farzdır, şarttır

 Yerli olmayan, İslam'a Karşı Olanlara oy vermemek farzdır, şarttır

Veysi ERKEN Dr.

Siyonist haçlıların emir kulları olan jön zihniyetine OY vermemek farzdır, şarttır.

Bunlar kuruluşundan beri Türk’e, İslam’a düşmandırlar, bölücüdürler, zalimdirler. Allah zalimlere meyletmeyin diyor. Müslüman için açıklayıcı bir emirdir. Allah; “Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz! Hûd-113” olmayın diyor.

Zalimlerin, bölücülerin yanında olmak ve durmak onlara oy vermekledir.

Şuurlu Müslüman bölücü değil birleştiricidir.

Tefrikacı değil “Tevhit”çidir.

Müslüman Bizansçılara, İngilizcilere, Çincilere oy vermez.

Evlerini başka ülkelerde alanlara, yatırımlarını düşmanlarla yapanlara oy veremez, destekleyemez bir Müslüman.

Kur’an-ı Kerim’in öğretilmesine karşı çıkan, İslamî olabilecek her şeyi yıkmaya çalışan, gayrı Müslimlere iftar adı altında yemek yedirenlere oy veremez bir Müslüman.

Evet, insan ve Müslüman olarak birbirimizi uyarmakla ve tebliğ etmekle mükellefiz.

Bir kötülüğü gördüğümüzde elimizle, gücümüz yetmiyorsa dilimizle ona da gücümüz yetmiyorsa buğzumuzla ortadan kaldırmamızı tembih eder Hz. Muhammed Mustafa sav.

Münkire karşı maruf’un, iyiliğin, hakikatin tahakkuku istenir bir Müslüman’dan.

Geliniz zalimleri, Bölücüleri ve hırsızları boykot edelim, onlara karşı kıyama duralım.

İltisaklılarına da ders verelim.

Huzura katkı sağlayalım, şerefimizi ve haysiyetimizi koruyalım.

Hz. Ali r.a asırlar önce. “haksızlık karşısında susan hem hakkını hem de şerefini kaybeder” diye tembihte bulunmuştu.

Bu tembihe ve tebliğe kulak verelim ve uygulayalım.

Vakit geçmeden.

Gün bitmeden vazifemizi yapalım.

Bin bir suratlı yapıları tarihe gömelim.

Her renge ve şekle bürünen ahtapotun beynini yok edelim.

Evet.

Milletin kurtuluşu ve ayağa kalkışı için vicdanlı olanların “neme lazım” tavrını bırakmaları ve Oylarını doğru kullanmaları gerekir, şarttır, farzdır.

Şimdi OY’la, KIYAMLA ve BOYKOTLA Türk ve Müslüman olmayan jönlere diz çöktürme zamanıdır.

Evet.

Merhum Necip Fazıl’ın ifadesiyle;

“Yol onun varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! .”

Yüz üstü sürünmekten kurtulmak için KIYAM etme vaktidir, KAMETİ ve İSTİKAMETİ Siyonist haçlı olan zihniyeti sandıkta gömme vaktidir. Onlara OY vermeme zamanıdır.

Selam ve Sabırla… 31.03.2024

 

 

30 Mart 2024 Cumartesi

Zararı ortadan kaldırmak, fayda temin etmekten önce gelir

 "Def'-i mazarrat celb-i menâfi'den evlâdır"

Zararı ortadan kaldırmak, fayda temin etmekten önce gelir

Veysi ERKEN Dr.

Kur’an- Kerim bizi tafakkuha, fıkh etmeye, tefekkür etmeye davet eder. Ayet bizim boş ve çirkin sözlerden uzak durmamızı tembih eder, uyarır. “Onlar, boş ve çirkin bir söz duydukları zaman ondan yüz çevirirler ve bu sözleri sarf edenlere: “Bizim amellerimiz bize, sizin yaptıklarınız da size. Biz sizin için de ancak iyilik ve selâmet dileriz. Ama biz kendini bilmez câhillerle düşüp kalkmak da istemiyoruz” derler. Kasas- 55

Buradan hareketle genel anlamda tefekkür ederek, boş ve çirkin sözlerden, yazılardan ve yazanlara cevap vermekten uzak durmaya çalışıyorum.

Bunları yaparken de emr-i bil maruf ve nehy-i anil munker ayetlerinden hareketle hukukumuzda yer alan bir kaideyi uygulamaya çalışıyorum.

Birkaç ayet; “Ey mü’minler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü yasaklayan seçkin bir topluluk bulunsun. İşte onlar, doğru ve kalıcı yatırım yapıp kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Âl-i İmran-104”

“Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin dostu ve yardımcısıdırlar. İyiliği emir ve tavsiye eder, kötülüklerin önünü almaya çalışırlar. Namazı dosdoğru kılar, zekâtı verir, Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederler. İşte onlar, kendilerine Allah’ın merhametle muâmele edeceği seçkin kimselerdir. Şüphesiz ki Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır. Tevbe-71”

“Evlâdım! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır ve bu uğurda başına gelecek musîbetlere sabret. Çünkü bunlar azim ve kararlılık gerektiren mühim işlerdir.” Lokman-17

Evet.

İyiliğin emredilmesi def-i mazarratı gerektirir. Mecellede "Def'-i mazarrat celb-i menâfi'den evlâdır." (Zararı ortadan kaldırmak, fayda temin etmekten önce gelir) diye bir kaide, kural vardır.

“Bize düşen münkerin kötülüğünü anlatma ve kötülüklere engel olmaya çalışmaktır. Bunun için kalemimizle, dilimizle, televizyon ve radyo programları ile şerre karşı durmalı, toplumu uyarmak için protesto, yürüyüş gibi her tür barışçıl fırsatı kullanmalıyız.

Fesad ehline engel olmaya çalışmak farz-ı kifayedir.

Özellikle aleni işlenen günahlara, günahların reklamının yapılmasına engel olmaya çalışmak hepimizin en başta gelen vazifesidir; nasıl ki fesad ehli her tür sapıklığın normalleşmesi ve yaygınlaşması için ölesiye mücadele ediyorsa, bizler de bu tür ahlaksızlıkların durdurulması, kanunen de yasaklanması için elimizden geleni yapmalıyız. Zira kötülüklerin normalleştiği ve aleni işlendiği toplumlar ilahi gazap ile helak olmuştur. https://www.islamveihsan.com/def-i-mazarrat-celb-i-menafiden-evladir.html

Evet.

Tarih boyunca Habil ve kabil zihniyetleri ve zihniyetlileri arasında bir mücadele olmuş ve olacaktır.

Bilhassa yönetimi ele geçirmeye veya toplumları yönetmeye çalışanlar arasında bu mücadele her devirde ve günümüzde devam ediyor.

Halka düşman olan, halkın refahını istemeyen, İslam kelimesinden bile uzak duran, Müslümanlara eziyeti ve hakareti reva görenler seçim zamanlarında münafıkça tavırlarla Müslümanları kandırmaya çalışırlar, Müslümanların zihnini ve imkânlarını çalarlar, kandırırlar, saf olanları ikna ederek yoldan çıkarıp şeytanın adımlarını takip ettirirler.

Günümüzde de sergilenen ve sahnelenen oyun budur. Bu oyuna teşne olan maalesef çoğalmıştır.

Bizim vazifemiz def-i mazarratı öncelemek, kötü olanları teşhir etmektir.

Zihni çalınanlar bunu pek istemezler. Çünkü ayetlerde “Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu sebeple artık gerçeği kabule dönemezler. Bakara-18”, “Allah’ın dâveti karşısındaki tavırları itibariyle kâfirlerin hâli, tıpkı çobanın çağrısını duyduğu halde, bu sözleri mânasız bir ses ve gürültü olarak algılayan sürünün durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Çünkü akıllarını kullanmazlar. Bakara-171” denildiği ve belirtildiği gibi her şeyleri kararmış, tafakkuh ve tefekkür edemez hale dönüşmüştür.

İstihale geçirmiş, metamorfoza uğramış ve başkalaşmıştır. Bu tiplerle uğraşmak sadece zaman israfıdır.

Rabbim hepimize hidayetini nasip etsin.

Selam ve Sabırla… 30.03.2024

29 Mart 2024 Cuma

Maya Bozuk ise Milletler Yok Olur

 Maya Bozuk ise Milletler Yok Olur

Veysi Erken Dr.

“Mayası bozuk” deyimini duymayanımız yoktur diye düşünüyorum. Atalarımızın mirasıdır.

Maya bilindiği üzere bir maddeyi, nesneyi başka bir şekle ve niteliğe dönüştürür.

Misal olarak “süt”ü yoğurda, peynire, kefir’e, hamuru ekmeğe dönüştürür.

İnsan için de “maya” ehemmiyetlidir.

 Mayası veya sütü bozuk denilir bazıları için.

Mayası bozuk denildiği zaman kötü ahlaklı, davranışları insana uygun olmayan, soyu yamuk, aşağılık olanlar akla gelir.

Mayası bozuk deyiminin mütemmimi olarak “sütü bozuk” kullanılır. Bir kişinin dürüst ve ahlaklı olmaması, kötü niyetli olması, emin ve güvenilir olmamasını ifade etmek için kullanılır.

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu "Vatan aşkı maya gibidir, sütü bozuk olanda tutmaz.." ifadesini bu bağlamda kullanmıştır.

İnsan’ın mayalanması “terbiye” edilmesi ile mümkündür. Tabii ki, biz terbiye edilmeyi kişiye İslam esaslarının kazandırılmasını, davranış ve yaşayışa dönüştürülmesi olarak anlıyoruz.

Müslüman için vahye dayalı yaşayışın benimsetilmesi ve yaşanır olması esastır. Bundan uzaklaşılma derecesine göre insan terbiyesizleşir, edebsizleşir ve esfelleşir.

Ayetlerde Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır. Sonra onu aşağıların aşağısına indirdik. Ancak iman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ödül vardır. Tin 4-6” buyrulur.

Hani “eğitim şart” denilir ya.

Eğitim ile insan terbiye edilmez ve vahyin ilkeleri kazandırılmazsa niteliklerini, “Ahsen-i takvim”liğini kaybeder, “esfel-i safilin” derekesine yuvarlanır.

Demek ki, “maya” önemlidir.

Maya bozuk ise yetişen insan da bozuk olur, iki ayaklı mahluka dönüşür, şeytanın adımlarını takip eder, iblisin izinden gider.

Üzülerek ifade ediyorum ki, “maya”mız bozulmuş, bozuk “maya” ile “kültür”lenmiş bir yapıya dönüştürüldük.

Elbette toplumumuzda az da olsa  İslam “maya”sı ile “maya”lı olanlar vardır.

İslam mayalıları maarifte kullanmak şarttır, elzemdir ki, toplum aslına, İslam’a dönsün, vatanını, milletini sevsin.

Bu “maya”lanma yapılmazsa veya yapılamazsa felaket ve yıkım uzak değildir. Bilinmeli ve unutulmamalıdır ki, tarih aynı zamanda milletler, kavimler, topluluklar ve yok olanların mezarlığıdır.

Mezarlıkta yer almak istemeyen milletler fertlerini “İslam mayası” ile mayalandırmak mecburiyetindedir.

Milletimiz için geç kalınmış olabilir, umulur ki, güç olmaz.

Nüfus istatistiklerine baktığımızda bozuk maya yüzünden hem nitelik (keyfiyet) hem de nicelik (kemiyet) olarak kaybımızın çok büyük olduğunu görüyoruz, buna rağmen ümitsiz değiliz. Zira Allah “De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.” Zümer-53” buyurur.

Onun için ümitliyiz. Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmiş değiliz.

Selam ve Sabırla… 29.03.2024

28 Mart 2024 Perşembe

Özellikle seçimde İnsan Şeytanlarına Uymayın/ Uymayalım

 Özellikle seçimde İnsan Şeytanlarına Uymayın/ Uymayalım

Veysi ERKEN Dr.

Evet.

İnsan şeytanlarına uymayın/ uymayalım diye tebliğde bulunuyorum. Peygamberlere nasıl ki, insan ve cin şeytanları düşman ise, Hz. Muhammed Mustafa’nın izinde olan mümin Müslümanlara da insan ve cin şeytanları musallat oluyor. Ayette; “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı. Artık onları uydurdukları şeylerle baş başa bırak da âhirete inanmayanların kalpleri ona (o yaldızlı sözlere) kansın, ondan hoşlansınlar ve işledikleri kötülüğü bundan böyle de işlemeye devam etsinler. En’am 112-113” buyrulur.

Şeytanlar birbirlerine yaldızlı sözlerle hitap ederek kitleleri aldatmaya çalışırlar. Namazla, oruçla kısaca İslam’la ilgisi olmayan, daha doğrusu düşman olanlar bakıyoruz başörtüsü dağıtıyor, kendisine ezberletilmiş bir kısa süreyi okuyor, dua eder gibi ellerini açıyor.

İşte bu tipler insan şeytanlarının ta kendileridir, insanları kandırma ve saptırma görevindedirler.

Seçim zamanlarında bu şeytanlar devreye girer ve iblisleri tarafından sahaya sürülür. Günümüzün Türkiye’sinde bolca şeytan vardır.

İşleri güçleri fitne ve fesattan ibarettir.

Yöntemleri;

İftira,

İnkâr,

Unutturma,

İtham,

Üstünü örtme,

Yalan vs.

Ne para kulelerinden bahsederler ne de ülke dışında kurdurdukları şirketlerden. Hele hele verip de unutturdukları sözler işin cabası.

Onun için diyorum ki, Kur’an ahkâmına uyun/ uyalı ve şeytanlardan uzak durun/ duralım.

Ayette; “Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytana ayak uydurursa bilsin ki, o edepsizliği ve kötülüğü emreder. Allah’ın lutfu ve rahmeti sizinle olmasaydı içinizden hiçbir kimse günahtan asla arınamazdı, fakat Allah dilediğini arındırır; Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir. Nûr-21” buyrulur.

Evet.

Müslüman ve mümin isek, şeytanların adımlarını takip etmemekle mükellefiz. Şeytanları oy ile desteklemek onların yolundan gitmek, izlerini takip etmek demektir.

Şeytanlardan uzak durun/ duralım kurtulun/ kurtulalım.

Şahid ol ya Rab.

Hz. Muhammed Mustafa’nın sav izinden giderek tebliğ vazifemi yapmaya çalışıyorum.

Selam olsun Hz. Muhammed’in sav izinden gitmeye çalışanlara.

Selam olsun şeytanları terk edenlere.

Selam ve Sabırla… 28.03.2024

Şimdi sıra doğru Belediye Başkanı Seçiminde

 Şimdi sıra doğru Belediye Başkanı Seçiminde

Veysi ERKEN Dr.

Seçim günü yaklaştı

Seçim Türkiye’deki iki cari zihniyet arasında geçiyor. Zihniyetin biri jakoben, tepeden inmeci, ittihatçı ve jöntürkçü, mandacı, Siyonistlerin güdümünde özetle külliyen yıkıcı diğeri ise bütün kusurlarıyla beraber tamir ve ıslah edici yapıcı zihniyet.

Jakoben ve dışa bağımlı zihniyet kaybetmelidir. CHP ve ona iltisaklı olan zihniyet kaybetmelidir.

Şimdiden söyleyeyim kaybederlerse milletin yüzü gülecek, onların yüzleri ekşiyecek.

Ayetler onları tarif ediyor. “İşte siz öyle iyi insanlarsınız ki, onlar sizi sevmezken siz onları seversiniz. Onlar sizin kitabınızı inkâr ederken siz kitapların hepsine iman edersiniz.

Onlar sizinle karşılaştıkları zaman sözde: “İman ettik” derler. Kendi takımlarıyla baş başa kaldıkları zaman size olan kinlerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar. Sen: “Kininizle geberin. Allah kalplerinizdeki kinlerinizi biliyor.” de.“Size bir iyilik dokunursa, bu onları kahreder. Başınıza bir belâ gelirse buna da sevinirler. Eğer sabrederek mücadeleye devam eder, kararlılık gösterir, Allah'a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunursanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla özgürce şahsiyetlerinizi geliştirir, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursanız, onların sinsi kötülük planları, örtülü savaş taktikleri, size hiçbir şekilde zarar veremez. Allah onların işledikleri amelleri ilmiyle, kudretiyle abluka altına almıştır. Âl-i İmran-119-120 Meal Ahmet Tekin” https://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.php?sure=3&ayet=120 ayetlerinde ifade edilen görüntü ortada.

CHP zihniyeti malumdur. Merhum Necip Fazıl’ın  "CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir” tespiti geçerlidir. DEM Partili Altan Tan, katıldığı Halk TV programında CHP ile Kandil'in kirli ittifakını bir kez daha gözler önüne serdi. Tan, "DEM Parti'de mevcut durumun devamını yani PKK'nın silahlı mücadeleye devam etmesini isteyenler Ekrem İmamoğlu'na oy verecek" ifadelerini kullandı. https://www.yenisafak.com/video-galeri/gundem/demli-altan-tan-pkkyi-destekleyenler-imamogluna-oy-verecek-4611611

Evet.

Chp ve iltisaklıları Türke dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memurdur ve kirli yapıların parçasıdır. Bunu herkes biliyor ve söylüyor. Sadece Ekrem’i değil, Mansur’u ve diğer CHP’lileri destekliyorlar.

Buradan hareketle diyorum ki, şimdi CHP ve iltisaklılarına ders verme zamanıdır.

Hiçbir Müslüman, kendini ülkücü, milliyetçi, milli görüşçü, nurcu vs. niteleyen CHP’ye oy veremez. Oy verirse İslam düşmanı olarak nitelendirilmeyi hak eder.

Şimdi sıra mahalli seçimde.

CHP dışında Belediye başkanlarını seçmek önemlidir.

Her şeyleriyle dışa bağımlı olan ve onların emriyle hareket eden azgın azınlığın taşkınlığını ve kargaşa çıkarma heveslerini boşa çıkarmak için CHP’lilerin dışanda olan adaylar seçilmelidir.

Evet.

İmamesiz tespih dağılır. Bunun içindir ki, imame mesabesinde olan “Belediye Başkan”ının seçimi önemli seçimdir.

Herkese çağrımdır.

Bütün Müslümanlara Çağrıdır.

Değerli dostlar!

Değerli Vatanseverler, Ülkücüler, Milli Görüşçüler ve dahi İslamî yaşayışı olanlar.

Müslümanlar.

Hepinizi doğru Belediye Başkanını seçmeye davet ediyorum.

Dün farklı yere oy vermiş olabilirsiniz.

31 Mart farklı bir gün olmalı ve Bidenciler kahrolmalıdır.

Unutmayalım dün olduğu gibi bugünün “Kabil” ruhlu olanlar Biden’lerin, Bolton’ların, Soros’ların ve fesat merkezlerinin emriyle ülkemizi ve milletimizi ifsat etmeye ve yok etmeye çalışmaktalar.

Hepsinin tek gayesi vardır.

Ülkemizi zayıflatmak, şehirlerimizi yaşanmaz hale getirmek ve yok etmektir.

Bu zihniyetin oyununu oylarımızla bozalım ve tespihin dağılmaması için doğru Belediye Başkanlarını seçelim.

Unutmayalım her seçiş bir vazgeçiştir, şimdi habislerden vazgeçme zamanıdır. CHP’lileri ve CHP’lileşenleri sandığa gömme zamanıdır.

Selam ve Sabırla…28.03.2024

 

27 Mart 2024 Çarşamba

CHP Zihniyetinin Kamet ve İstikameti Bozuktur

 CHP Zihniyetinin Kamet ve İstikameti Bozuktur

Veysi ERKEN Dr.

CHP bir parti değil zihniyeti tamamen bozuk bir yapıdır.

“Kamet” ve “İstikamet”i bozuktur. İçine düşen, ona destek olan onun şeklini, şemailini alır, bozuk olan huyu ve ahlakını benimser. Metamorfoza uğrar.

Merhum Necip Fazıl’ın  "CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir” tespiti geçerlidir.

Kamet ve istikamet bozuk olunca uzak durmak, oy vermemek, destek olmamak her vatansever, Müslüman, ülkücü, milli görüşçü için elzemdir.

Bu sebeple kamet ve istikameti bozuk olanlardan uzak dur kurtul diyorum.

Bilindiği üzere “Kamet” ve “istikamet” her alanda önemlidir. İster siyasi, ister inanç açısından bakılsın “kamet” ve “istikamet” bireyin veya grupların yol haritasını oluşturur. Kamet yani duruş ve istikamet bir başka deyişle doğrultumuzdur.

Kamet ve istikameti sağlam ve dirençli olanların hareketleri uzun soluklu olur.

Kıblesi bozuk bazı ideolojilerin mensuplarına baktığımızda daha dirençli olduklarını görürüz. Partimizi kapatırsanız işte yedeği, bizi hapsederseniz çocuklarımız ve torunlarımız bunu sürdürür diyenlerin duruşu kıblesi bozuk olsa da tutarlıdır. Bu anlamda CHP zihniyetinin kamet ve istikameti de İslam düşmanlığı anlamında tutarlıdır. Bunun için CHP zihniyetine muhabbet beslenilmez, oy verilmez, desteklenmez. Süleyman Hilmi Tunahan: “CHP’ye bırakın oy vermeyi, muhabbet beslemek bile imanı götürmeye kâfidir. Çünkü bu fırka İslam ile mücadele için kurulmuştur” biçiminde ifade eder.

Bunları yazarken geçmişe takılıp kalmıyoruz.

CHP zihniyetinin kamet ve istikametinde olumlu bir değişiklik vaki olmadığı için yazıyoruz, milleti uyarıyor, tebliğ görevimizi yapıyoruz.

Şu ifadeler CHP zihniyetinin bozukluğunun devam ettiğinin belgeleridir. CHP başkanı Özgür Özel ve vekil Fikri Sağlardan bahsediyorum. Müslüman olan dinlesin ve Chp’yi tanısın. https://www.youtube.com/watch?v=t8V9wuJiD2I

Bununla yetinmeyen CHP’nin değişmez figürlerinden biri olan Fikri Sağlar’ın şu konuşmasını okusun ve hükmünü versin. “CHP'li eski bakan ve milletvekili Fikri Sağlar, yerel seçimlerin kaybedilmesi durumunda Türkiye'nin bir İslam Cumhuriyeti'ne dönüşeceğini iddia etti. Sağlar, "Bu seçimlerin ne olacağından daha çok sonucunun Türkiye’nin aleyhine olacağı, belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam Cumhuriyeti'ne dönüşmesinde son çıkış yolu olacağı düşüncesindeyim" dedi. https://www.ensonhaber.com/gundem/chpli-fikri-saglar-secimleri-ak-parti-kazanirsa-turkiye-islam-cumhuriyetine-donusur

CHP zihniyetinin İslam’a düşmanlığını, kamet ve istikametinin bozukluğunu anlatmaya, izah etmeye yeterlidir.

Evet.

CHP’yi tanımak, kamet ve istikametini anlamak ve ondan uzak durmak her Müslüman’ın, vatanseverin görevidir diye düşünüyorum. Sadece bilmek yetmez, uzak durmak, desteklememek, oy vermemek şarttır.

Hâsılı kelam.

Kameti ve istikameti bozuk olan CHP zihniyetinden uzak dur, destek olmak, oy verme felah bul, kurtul.

Kendini Müslüman, ülkücü, milli görüşçü, nurcu, vatansever, milliyetçi olarak ifade eden herkes CHP’den uzak durmakla mükelleftir.

Tabii ki tavsiyemiz, kendisine ve ülkesine cehennemin yolunu kısaltmak istemeyenleredir.

Selam ve Sabırla… 27.03.2024

 

26 Mart 2024 Salı

CHP İslam’la Barışık Değil Oy Verilmemelidir, Oy vermek caiz değildir

 CHP İslam’la Barışık Değil Oy Verilmemelidir, Oy vermek caiz değildir

Veysi ERKEN Dr.

CHP’den uzak dur kurtul, felah bul. Merhum Süleyman Hilmi; “CHP’ye bırakın oy vermeyi, muhabbet beslemek bile imanı götürmeye kâfidir. Çünkü bu fırka İslam ile mücadele için kurulmuştur” tespitinde bulunur.

Evet.

CHP daim olarak İslam düşmanlığının merkezi olmuştur. Hem geçmişinde hem de günümüzde İSLAM düşmanlığı söz konusudur.  Öncelikle Kuran öğretimini “çağdışı” olarak niteleyecek kadar İslam’la ilgisi olmayan bir başkana sahiptir. Özgür Özel’den bahsediyorum. Müslüman olan dinlesin ve Chp’yi tanısın. https://www.youtube.com/watch?v=t8V9wuJiD2I

Bununla yetinmeyen CHP’nin değişmez figürlerinden biri olan Fikri Sağlar’ın şu konuşmasını okusun ve hükmünü versin. “CHP'li eski bakan ve milletvekili Fikri Sağlar, yerel seçimlerin kaybedilmesi durumunda Türkiye'nin bir İslam Cumhuriyeti'ne dönüşeceğini iddia etti. Sağlar, "Bu seçimlerin ne olacağından daha çok sonucunun Türkiye’nin aleyhine olacağı, belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin İslam Cumhuriyeti'ne dönüşmesinde son çıkış yolu olacağı düşüncesindeyim" dedi. https://www.ensonhaber.com/gundem/chpli-fikri-saglar-secimleri-ak-parti-kazanirsa-turkiye-islam-cumhuriyetine-donusur

Evet.

CHP’yi tanımak ve ondan uzak durmak her Müslüman’ın görevidir diye düşünüyorum. Sadece bilmek yetmez, uzak durmak şarttır. Öncelikle CHP’yi tanımak gerekir diyor Can Kemal Özer yazısında

“ÖNCE CHP’Yİ TANIMAK ŞART

Tarih bize şunu haykırıyor: CHP, size ancak altın görünümlü tasla ağu (zehir) içirir! CHP’nin tarihini bu ülke insanı bilse tükürüğüyle boğardı. Ne yazık ki bilmiyor, ya da anlatamıyoruz. Bu hususta birkaç iktibas yapalım önce…
Ali Ulvi Kurucu merhumun amcası Hacıveyiszade Mustafa Efendi (k.s.), Konya’nın meşhur âlim, âbid, zâhid zatlarından…
CHP’yi şöyle anlatıyor: “Oğlum, bu parti (CHP), inkâr üzerine temeli atılmış bir teşekküldür. Allah dostlarından durmadan beddua almıştır. Allah’ı sevenler bu partiyi sevmez. Allah’a sövenler ise daima bu partiyi korumuşlardır… Yavrularım, bu parti, kalaysız bakır bir kaba benzer, içine gireni zehirler. İçine düşüp de zehirlenmemek olmaz…” (Ali Ulvi Kurucu, Hatıralar, c.1, s.185)
Siyaset ve mizah ustası Osman Yüksel Serdengeçti merhum ise CHP hakkında şunları yazmıştı: “Ömründe bir defa bile Allah kelâmını ağzına almayan, buna mukabil Atinagoros’la sarmaş dolaş olan CHP Genel Başkanı, bu sefer Ramazan bayramında vatandaşları kabul etti, elini öptürdü, bayramlaştı… Onların Müslümanlığı huy Müslümanlığı değil, oy Müslümanlığı!”
İslâmî değerlere savaş ilan eden CHP hakkında Turgut Cansever merhumun babası Dr Hasan Ferit Bey, Cumhuriyetin ilk yıllarıyla ilgili şunları aktarıyordu: “Halk Partisi’nin hususi sohbetlerinde Hıristiyanlaşma fikirleri yaygınlaşmıştı. Bir gün onlara dedim ki: ‘Hıristiyanlığa dönmek istiyorsunuz. Fakat burada durmayacaksınız. Yahudiliğe dönmek isteyeceksiniz. İyisi mi, şimdiden Yahudiliğe dönünüz. Mesele böylece halledilmiş olur. Bence Hıristiyanlığa iltica hareketinden ise Yahudiliğe dönme hareketi daha esaslı olur.” (Gülen Şeytanlar Tarihi, s.352, Eşref Edip’ten nakille) https://www.gercekhayat.com.tr/yazarlar/pire-icin-yorgan-yakilmaz-aziz-istanbul-chpye-teslim-edilemez/

CHP’nin kenarında olmak, muhabbet beslemek bile Müslüman’a ve İslam’a büyük zarar verir ve vermiştir, vermektedir. “Cumhuriyet Halk Fırkası için Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri: “CHP’ye bırakın oy vermeyi, muhabbet beslemek bile imanı götürmeye kâfidir. Çünkü bu fırka İslam ile mücadele için kurulmuştur.” https://twitter.com/DasdemirHilmi/status/1657461770116628480 diye uyarır.

Bu uyarıyı dikkate almamak bir Müslüman için büyük vebaldir. Esasında CHP’yi en net şekilde tarif edenlerden birisi merhum Necip Fazlı Kısakürek olmuştur. Necip Fazıl: "CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir.”

https://twitter.com/mustafarmagan/status/573226859409907715

CHP zihniyetinden uzak dur, felah bul, kurtul.

Hâsılı kelam.

Kendini Müslüman, ülkücü, milli görüşçü, nurcu, vatansever, milliyetçi olarak ifade eden herkes CHP’den uzak durmakla mükelleftir.

Tabii ki tavsiyemiz, kendisine ve ülkesine cehennemin yolunu kısaltmak istemeyenleredir.

Selam ve Sabırla… 26.03.2024

24 Mart 2024 Pazar

Merhum Muhsin Başkan’ın Şahadeti Üzerinden 15 yıl geçti

 Merhum Muhsin Başkan’ın Şahadeti Üzerinden 15 yıl geçti

Veysi ERKEN Dr.

Evet.

15 yıl geçti. Cinayetin üstü örtülmeye ve fail-i meşhur katilleri gizlemeye.

Bizler hayatın da ölümün de Allah’ın iradesiyle olduğuna inanıyoruz. Mutlak hükümranlık elinde olan Allah aşkındır, cömerttir ve O’nun her şeye gücü yeter. Hanginizin davranışça daha iyi olduğunu denemek için ölümü ve hayatı yaratan O’dur. O, güçlüdür, çok bağışlayıcıdır. Mülk, 1-2” ayeti buna inanmamız için yeter.

Vade doldu mu ölüm vaki olur. Dolayısıyla bizim vazifemiz Allah’ın rızasını kazanmak için güzel amelleri işlemek ve Salih davranışlarda bulunmaktır.

Bizler hayatı böyle anlamaya ve anlamlandırmaya çalışıyoruz.

Bu bağlamda ömürleri boyunca insanımızı “Allah yolu”na davet eden “çağrımız İslam’da dirilişedir” diyen neslin önde gidenlerinden biri olan merhum Muhsin Başkan’ın hayatını ve cinayet neticesinde ölümünü de bu şekilde yorumlamaya çalışıyoruz.

Merhum başkanla yol, gönül arkadaşlığımız ve dostluğumuz 1977 yılına uzanır ve şahadetine kadar devam etti. Aynı partide görev yaptım. Partinin MKYK üyesi ve YİK Başkanı olarak görev yaptım.

Şahadetinden sonra politikayı bıraktım, Allah’ın rızasını kazanmak için ülkenin, insanın ve toplumun siyaseti için yazılar yazmaya, fikir beyan etmeye devam ettim ve ediyorum. Bu bağlamda yol arkadaşım merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun görüşleri benim için anlam ifade ediyor ve bunların günümüzde de geçerli olduğuna inanıyorum.

Zira o insanımızı “İslam’la dirilişe” davet ediyordu.

Bunun için tazeliğini ve anlamlılığını devam ettiren sözlerinden bir demetle yâd ve rahmetle hatırlamayı/ hatırlatmayı doğru buluyorum.

Umulur ki, gönlümüze ve zihnimize nakşolur.

"Ninnilerle uyutulması gereken bebeklerin, silahlarla susturulduğu bir dünyada susmak alçaklıktır!"

“Firavun’a karşı çıkmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir!”

“İnsanımızın bir elinde Bilgisayar, Bir elinde KUR’AN olsun”.

“Açıklık en doğru yoldur”

“İnanmadığım yolda milyonlarla yürüyeceğime, inandığım yolda tek başıma yürürüm.”

“Bir Kar tanesi olsam Mekke’ye düşmek isterdim”

Ölüm inançsız insanlar için korkunç bir sondur ama inananlar için ne kadar zevkli bir başlangıçtır!”

“Zor yola kolay insanlarla çıkarsanız… Seni de satar, yolu da satar yolcuyu da satar!”

“Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise; dünyanın şah damarını keseriz.”

“Önümüzde iki seçenek var: Ya ibret almayanlar gibi tarihin tekerrürüne seyirci kalacağız ya da bu ezberi bozacağız. Bizler ikinci yolu seçiyoruz.”

“Bu ülkede dürüst olmak başa beladır ama o bela başımızın tacıdır.”

“İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok.”

“Zindanmış bu karanlık oda ne gam! Bana imanımın ışığı yeter!”

“Bu bayrak öyle bir bayraktır ki; içinde VATAN vardır, dökülen KAN vardır, iki CİHAN vardır, DİN vardır, İMAN vardır.”

“Namlusunu millete çeviren tanka selam durmam.”

“Biz, Fatih Sultan Mehmed Han kadar Türk, Said Nursi Hz. kadar Kürdüz! Ve hepimiz aynı kilimin desenleriyiz.”

“Ölüm inançsız insanlar için korkunç bir sondur ama inananlar için ne kadar zevkli bir başlangıçtır!”

“Er meydanı kancıklık kabul etmez!”

“Hayat böyledir dostum geçer beklemekle. Ümitlerin bittiği yerde abdest al ve sabahı bekle.”

“Haksız bir davada zirve olmaktansa, haklı bir davada zerre olmayı tercih ederim.”

“Vatan aşkı maya gibidir. Sütü bozuklarda tutmaz.”

“Ben Avrupa Birliği kapısında zorlanan, aşağılanan Türkiye istemiyorum. Ben kendi medeniyetimle olurum. Ben yeniden Tük-İslam medeniyetinin inşaatını istiyorum.”

Mekânın cennettir ve dirisin inşallah. Biz buna inanıyoruz. Ayette; “Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz. Bakara-154” diyor Rabbulalemin.

Allah bizleri cennetinde buluşmayı, Hz. Muhammed Mustafa’ya sav komşu olmayı nasip ve müyesser etsin duasıyla.

Selam ve Sabırla… 25.03.20224

 

Düşmanın Oklarının Yönü Seçimde bize doğru youl gösterir mi?

Düşmanın Oklarının Yönü Seçimde bize doğru youl gösterir mi?

Veysi ERKEN Dr.

Seçime bir hafta kaldı.

Maalesef seçim mahalli seçim değilmiş gibi bir algı ile yürütülüyor.

Özellikle sorosgiller ve uşakları olan fetöitler zihnimizi karıştırmaya devam ediyor. Balya balya paralar, İngilizlerle yenilen yemekler, kayak merkezlerinde eğlenmeler, Londralarda ev almalar, verilen sözlerin hatırlanmaması ve şehirlerimizi elli yıl geri götürmeler algı operasyonlarıyla unutturuyor.

Esasında bunların, siyonistlerin asıl hedefl, Türkiye’yi kargaşaya sürükleme ve yok etmedir.

Şehirler batmış, yolsuzluk ve hırsızlık artmış, milletin imkânları balya balya götürülmüş umurlarında değil.

Dolayısıyla siyonist haçlı zihniyetinin yöneticileri ve uşakları Türkiye’nin âleme nizam vermesini istemedikleri gibi boğmaya çalıştıkları gerçeği asla unutulmamalıdır.

Bu sebeplerle bir parti olmayan, İslam’ı, dilimizi yok etmek isteyenlerin yanında saf tutulsun diye balya balya paraların sahipleri unutturulmaya çalışılıyor.

Tabii ki, düşman şeytani faaliyetlerini asla aksatmıyor. Elemanları vasıtasıyla milletimizin altından, üstünden, yanından, kenarından, çeperinden saldırılarını sürdürüyor, oklarını milletimizin bağrına saplamaya çalışıyor ve içerideki elemanlarını “yay” olarak kullanıyor.

İçeride muhalefet zannedilen Türkiye’ye muhalif taife düşmanın elinde tuttuğu “yay” durumundadır.

Bu gerçek unutulmamalı ve gereği yapılmalıdır.

Bilindiği üzere “yay” “ok”u fırlatmak için “el”in tuttuğu araçtır. Türkiye’ye muhalif olan taife düşmanın elindeki araçtır kısaca.

Türkiye’de fitne fücur kazanları daim olarak bu “yay” olan taife tarafından harlanıyor.

Türkiye’de ”muhalefet” diye yutturulmaya çalışılan “Türkiye’ye muhalefet” elemanları bütün fasıklar, facırlar, münafıklar ve kâfirler cem edilerek oluşturulmuştur. Bu taife bir araya getirilmiş para balyalarının yığıldıkları, kuleleştirildikleri, masalar etrafında birbirlerine zamkla yapıştırılmış ve “yay” mesabesinde kullanılmış ve kullanılmaktadır.

Bunların Türkiye’ye muhalefet olduklarını icraatlarından anlamak zor olmasa bile algı operasyonları ile başarısızlıkları örtülüyor.

 Esasında bunları anlamak gayet kolay.

Hani İmam-ı Şafi'ye atfedilen bir cevap var ya işte o mantıktan hareketle anlıyoruz fasık ve münafık tıynetlileri.

İmam-ı Şafi'ye sordular: “Fitne zamanı hakkı tutanları (ehl-i hakk) nasıl anlarız?” Dedi ki: "Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür."

İşte bunları bu şekilde anlıyoruz.

Esasında bunlar oklarını, tanklarını, ekonomik ve kültürel yıkım ekiplerini Türkiye’ye yönelten “Bolton”lar, “Soros”lar, “Biden”ler, İsveç’ten, Almanya’dan, İngiliz’den velhasıl bütün Siyonist haçlı dünyasının elinde “yay” dırlar.

Türkiye’ye muhalefet olup muhalefet diye yutturulmak istenen ekibin bir tek derdi ve gayesi vardır. Türkiye’yi ve şehirlerimizi daha da berbatlaştırmak.

Erdoğan gitsin, Türkiye zayıflasın. Hatta mümkünse tarihten silinsin. Yok olsun.

Onun için seçim mevcutların başarısı veya başarısızlığı üzerinde değil, iftira, inkâr, unutturma, itham üzerinde yürütülüyor.

Bütün eylem ve söylemleri bunun üzerine kurgulanmıştır.

Esasında bunların söylem ve eylemleri kendileri değil, sahipleri tarafından, onları “yay” olarak kullananlar tarafından kurgulanıyor.

Başrolde Siyonist haçlı zihniyetinin aparatı olan fetöizm dininin müntesipleri gelmektedir. Bilindiği üzere fetöistler Siyonist haçlı zihniyetinin oluşturduğu gayrı Müslim bir taifedir. Hem maddi hem de manevi anlamda katiller sürüsüdür.

Evet, seçime az kaldı ve Siyonistlerin maşalarının algı operasyonları hızlı bir şekilde durdurulması, balya balya paraların, Londra’daki alınan evlerin, verilen ve yapılmayan sözlerin, şehirlerimizi elli yıl geri götüren yolsuzlukların hesabı sorulmalıdır ki, şehirlerimiz bu zihniyetin tasallutundan kurtulsun

Hâsılı kelam, son hafta iyi değerlendirilmelidir ki, hayırlı netice alınsın, ülke merhum Necip Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle  "CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir" zihniyetinden kurtulsun

Selam ve Sabırla… 24.03.2024

23 Mart 2024 Cumartesi

Küresel Siyonist Arz- Mev’utçular Durdurulmalıdır

  Küresel Siyonist Arz- Mev’utçular Durdurulmalıdır

 Veysi ERKEN Dr.

 1948.Büyük felaket. Nakba.  

İşgal ve soykırım hızlandırıldı. İngilizleri Osmanlıdan, Türklerden, Müslümanlardan çaldıkları, işgal ettikleri topraklarda Filistinlilere, yerli halka felaketi yaşattılar.

O günden beri felaketler, soykırımlar, vahşetler, işgaller arttı, arttırıldı ve dünya sessiz, Birleşmiş Milletler denilen teşkilat Bir Leş olarak soykırımın seyircisi, hatta planlayıcısı.

Felaket beraberinde “göç”ü getirdi. Zulümden, vahşetten, soykırımdan kaçışı arttırdı. Kaç milyon insanın şehrini ve evini terk ettiği bilinmiyor. Şehirler tarumar edilmiş, yerle yeksan edilmiş. Bu “göç”ler, katliamlar durdurulmalıdır, engellenmelidir.

Tedbirler ona göre alınmalıdır ki, “göç” durdurulabilsin. Bir LEŞ miş M illetler beklenmesin.

Katliam ve Göç durdurulmalıdır çünkü Siyonistler gözünü sadece GAZZE’YE değil, içinde Türkiye’nin de yer aldığı bölgeye dikmişlerdir. Tabii ki, bu yeni değildir. Siyonistler, Evangelistler asırlardır arz-ı mev’ud dedikleri yerlerin peşindedirler.

Evet.

Her yolu deniyorlar. Parayla toprak satın alıyorlar, kendileri için çalışacak iki ayaklı devşiriyorlar, fitne-fesat çıkarıyorlar, her şeyi ve yolu kendilerine mubah görüyorlar

Unutulmamalıdır ki “Asırlardır hedefleri, uğradıkları bozgunlardan ötürü Dünya’nın dört bir yanına sürgün olan tüm Yahudiler’i buraya toplayıp, önce Büyük İsrail sonra ‘Dünya Hâkimiyeti İdealini’ gerçekleştirmektir. Dağılan Yahudileri buraya toplamak ve bu ideale ortak etmek için sürekli sahte Mesihler ileri sürüp ikna faaliyetleri gerçekleştirmişlerdir. Sahte Mesihlerle başlayan bu hareket 20. Yüzyılın başlarında Theodor Herlz öncülüğünde artık ‘Siyonizm’ adı verilen siyasi bir kimliğe bürünmüştür.”……..

“Bakın Büyük İsrail Devleti’nin sınırlarına Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi de (Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Adıyaman) girmektedir. İsrail boşuna mı GAP ile ilgileniyor sanıyoruz.” https://mirasimiz.org.tr/blog/page/arz-i-mev-ud-un-sirri/2038

Anlaşılacağı üzere sadece Filistin toprakları, Gazze, Kudüs değil, doğu ve güney doğu illerimiz birinci derecede hedefleri arasındadır.

Bunun engellenmesi için acilen tedbir alınmalı, Siyonistler durdurulmalıdır.

Milletimiz şunu biliyor ve gereğini yapmaya çalışıyor. Türkiye İslam ve mazlum coğrafyaların “kalbi” ve “beyni”dir. Bu kalb ve beyin diri olmalıdır ki, Siyonist haçlı zihniyetinin zulümleri bitsin.

Ayağa kalkma ve direnişle dirilme inşallah kısa sürede olacak ve Siyonist haçlı zihniyetinin oyunları başta Gazze’de olmak üzere dünyanın her yerinde bozulacaktır.

İnsanımıza gerçekler ve Siyonistlerin planları anlatılmalıdır ki, oyun bozulsun, yerle yeksan olsun.

Gerçeklerin anlatılmasında bilen her Müslüman’a görev düşüyor, büyük görev düşüyor.

Fitne ve fücur ancak bu şekilde engellenebilir. Katliam, soykırım, vahşet ve işgal ancak bu şekilde son bulur.

Haydi, el ve gönül birliğiyle Siyonist haçlı ve “arz-ı mev’ut”çuların oyununu bozmaya, katliamları, soykırımı ve işgali durdurmaya..

Selam ve Sabırla… 23.03.2024