Düşmanın Oklarının Yönü Seçimde bize doğru youl gösterir mi?
Veysi ERKEN Dr.
Seçime bir hafta kaldı.
Maalesef seçim mahalli seçim değilmiş gibi bir algı ile yürütülüyor.
Özellikle sorosgiller ve uşakları olan fetöitler zihnimizi karıştırmaya devam ediyor. Balya balya paralar, İngilizlerle yenilen yemekler, kayak merkezlerinde eğlenmeler, Londralarda ev almalar, verilen sözlerin hatırlanmaması ve şehirlerimizi elli yıl geri götürmeler algı operasyonlarıyla unutturuyor.
Esasında bunların, siyonistlerin asıl hedefl, Türkiye’yi kargaşaya sürükleme ve yok etmedir.
Şehirler batmış, yolsuzluk ve hırsızlık artmış, milletin imkânları balya balya götürülmüş umurlarında değil.
Dolayısıyla siyonist haçlı zihniyetinin yöneticileri ve uşakları Türkiye’nin âleme nizam vermesini istemedikleri gibi boğmaya çalıştıkları gerçeği asla unutulmamalıdır.
Bu sebeplerle bir parti olmayan, İslam’ı, dilimizi yok etmek isteyenlerin yanında saf tutulsun diye balya balya paraların sahipleri unutturulmaya çalışılıyor.
Tabii ki, düşman şeytani faaliyetlerini asla aksatmıyor. Elemanları vasıtasıyla milletimizin altından, üstünden, yanından, kenarından, çeperinden saldırılarını sürdürüyor, oklarını milletimizin bağrına saplamaya çalışıyor ve içerideki elemanlarını “yay” olarak kullanıyor.
İçeride muhalefet zannedilen Türkiye’ye muhalif taife düşmanın elinde tuttuğu “yay” durumundadır.
Bu gerçek unutulmamalı ve gereği yapılmalıdır.
Bilindiği üzere “yay” “ok”u fırlatmak için “el”in tuttuğu araçtır. Türkiye’ye muhalif olan taife düşmanın elindeki araçtır kısaca.
Türkiye’de fitne fücur kazanları daim olarak bu “yay” olan taife tarafından harlanıyor.
Türkiye’de ”muhalefet” diye yutturulmaya çalışılan “Türkiye’ye muhalefet” elemanları bütün fasıklar, facırlar, münafıklar ve kâfirler cem edilerek oluşturulmuştur. Bu taife bir araya getirilmiş para balyalarının yığıldıkları, kuleleştirildikleri, masalar etrafında birbirlerine zamkla yapıştırılmış ve “yay” mesabesinde kullanılmış ve kullanılmaktadır.
Bunların Türkiye’ye muhalefet olduklarını icraatlarından anlamak zor olmasa bile algı operasyonları ile başarısızlıkları örtülüyor.
Esasında bunları anlamak gayet kolay.
Hani İmam-ı Şafi'ye atfedilen bir cevap var ya işte o mantıktan hareketle anlıyoruz fasık ve münafık tıynetlileri.
İmam-ı Şafi'ye sordular: “Fitne zamanı hakkı tutanları (ehl-i hakk) nasıl anlarız?” Dedi ki: "Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür."
İşte bunları bu şekilde anlıyoruz.
Esasında bunlar oklarını, tanklarını, ekonomik ve kültürel yıkım ekiplerini Türkiye’ye yönelten “Bolton”lar, “Soros”lar, “Biden”ler, İsveç’ten, Almanya’dan, İngiliz’den velhasıl bütün Siyonist haçlı dünyasının elinde “yay” dırlar.
Türkiye’ye muhalefet olup muhalefet diye yutturulmak istenen ekibin bir tek derdi ve gayesi vardır. Türkiye’yi ve şehirlerimizi daha da berbatlaştırmak.
Erdoğan gitsin, Türkiye zayıflasın. Hatta mümkünse tarihten silinsin. Yok olsun.
Onun için seçim mevcutların başarısı veya başarısızlığı üzerinde değil, iftira, inkâr, unutturma, itham üzerinde yürütülüyor.
Bütün eylem ve söylemleri bunun üzerine kurgulanmıştır.
Esasında bunların söylem ve eylemleri kendileri değil, sahipleri tarafından, onları “yay” olarak kullananlar tarafından kurgulanıyor.
Başrolde Siyonist haçlı zihniyetinin aparatı olan fetöizm dininin müntesipleri gelmektedir. Bilindiği üzere fetöistler Siyonist haçlı zihniyetinin oluşturduğu gayrı Müslim bir taifedir. Hem maddi hem de manevi anlamda katiller sürüsüdür.
Evet, seçime az kaldı ve Siyonistlerin maşalarının algı operasyonları hızlı bir şekilde durdurulması, balya balya paraların, Londra’daki alınan evlerin, verilen ve yapılmayan sözlerin, şehirlerimizi elli yıl geri götüren yolsuzlukların hesabı sorulmalıdır ki, şehirlerimiz bu zihniyetin tasallutundan kurtulsun
Hâsılı kelam, son hafta iyi değerlendirilmelidir ki, hayırlı netice alınsın, ülke merhum Necip Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle "CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir" zihniyetinden kurtulsun
Selam ve Sabırla… 24.03.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?