İlham Tohti
Veysi ERKEN Dr.
“Yolum ve Gayem, Uygur Türkleri ve Çin Meselesi”* kitabını okuyunca Doğu Türkistan’ın zindana, işkencehaneye nasıl çevrildiğini ve Uygur Türklerinin işkencehaneye dönüştürülen bölgede hangi işkencelere maruz kaldıklarını derinlemesine öğrendim.
Çaresizliğimizi ve sessizliğimizi bir kere daha kavradım.
İlham Tohti bir akademisyen.
Bir tek gayesi olan bir akademisyendir.
Uygur Türklerinin adalete, haklarının iade edilmesine ve özgürlüklerine kavuşmasını talep eden bir akademisyen.
“İlham Tohti 25 Ekim 1969 tarihinde Atuş ilçesinde doğdu. Çin'in başkenti Pekin'deki Milletler Üniversitesi'nde ekonomi profesörü. 2005 yılında Uygur Online internet sitesini kurdu. Bu sitede Pekin'in Uygur Türklerine karşı uyguladığı asimilasyon politikalarını eleştiren yazılar yazdı. Site, 15 Mayıs 2008 tarihinde Pekin yönetimi tarafından kapatıldı.
İlham Tohti, hayatının her safhasında Uygur Türklerinin büyük ölçüde haksızlığa ve ayrımcılığa maruz kaldığını dile getiriyordu. 2009 ve 2011 yıllarında iki kez gözaltına alındı. Eylül 2011'de Pekin'de öğretim görevlisi olarak çalıştığı Milletler Üniversitesi'nde ders vermesi engellendi. Bilgisayarları, cep telefonları ve akademik çalışmalarına el konuldu. Onlarca kez gözaltına alındı, defalarca sorgulandı. Hatta Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) İndiana Üniversitesinde bir yıl ekonomi ders vermesi için teklif aldı. Bunun için bütün evraklarını tamamlayan Tohti kızıyla birlikte 2 Şubat 2013 tarihinde Pekin Havalimanından 08.45'te uçağa binmek üzere son kontrolden geçerken uçağa binişi engellendi. Hiçbir gerekçe gösterilmeksizin gözaltına alındı. Uzun süre sorgulandı. Gözaltına alındıktan sonra Urumçi'de çıkarıldığı mahkemede ömür boyu hapis cezasına çarpıtıldı.
İlham Tohti, Çinli aydınlar tarafından “Uygurların Mandelası” olarak anılan Çin Halk Cumhuriyeti’nin en ünlü Uygur entelektüelidir. Bu nedenle, yirmi yılı aşkın bir süredir, Uygur halkına yönelik baskıcı dini, kültürel ve siyasi koşulları araştırmaya odaklandı; Uygurlar ve Han Çinlileri arasında diyalog ve anlayışı geliştirmek için yorulmadan çalıştı. Bu çabaları nedeniyle 15 Ocak 2014’te gözaltına alındı ve ardından aynı yıl 23 Eylül’de iki günlük göstermelik yargılamanın ardından müebbet hapis cezasına çarptırıldı. https://www.qha.com.tr/turk-dunyasi/uygur-turku-aydin-ilham-tohti-9-yildir-cin-esaretinde-465432
Tohti, “Çin gerçek anlamda çok kültürlülüğü sağlayamadığı sürece hiçbir zaman cezbedici ve büyük bir ülke olmayı başaramayacak.” gerçeğine inanan ve ülkesini terk etmeyen biridir.
İlham Tohti’nin mücadelesini, cehdini ve zindandaki esaretine rağmen duruşunu öğrenmek, davasını kavramak isteyenler “Yolum ve Gayem, Uygur Türkleri ve Çin Meselesi” kitabını bulup okumalıdırlar.
İlham Tohti “Kendi topraklarında köle gibi yaşayan Uygur Türklerinin var olma mücadelesinin sembolü ve “Mandela”sıdır.
Tohti düşüncesini, amacını şu şekilde izah etmektedir.
“Bugün Uygur Özerk bölgesi ya da başka azınlık gruplar yaşayan bölgelerde olsun etnik milliyetler sorunu çetin testlerle karşı karşıya gelmektedir. Ben millî duygu noktasından ya da rasyonellik noktasından olsun Çin topraklarından bir kısmının bölünüp çıkıp gitmesini kabullenemem. Etnik konuda etnik milliyetlerin doğal etkileşimle birleşmesine karşı değilim. Çünkü toplumsal dönüşümün doğal yasası neyi gerektirirse o olacaktır. Ancak ben önceden planlanmış ve sistematik asimilasyon uygulamasına tabi tutulan birleşmeye karşıyım. İdari zorlamalarla etnik grupları birleştirerek eritme yöntemi, doğal olarak daha şiddetli etnik bölünmelere yol açacaktır. Çeşitliliğe hoş görü ile yaklaşmak etnik grupların kendi aralarında uyum ve etkileşime teşvik edecektir. Etnik milliyetler probleminin çözümü ancak ve ancak özerklik (yani kendi kendini yönetme) yolundan geçer. Çin çok etnik milliyetlerden oluşan çok kültürel çeşitliliğe sahip olan çekici bir ülkedir. Bugünkü Çin toplumunu yönetme noktasından baktığımızda, çeşitli milletlerden oluşan çoklu kültüre sahip bir toplumdur. Toplumsal dönüşüm aşamasında problem ve sıkıntılar bir nevi karmaşık olabilir. Ancak, kültürel ve yaratıcılık açısından baktığımızda, tüm etnik gruplar ölçüsüz derecede değerli zenginliğimizdir. Çin’in geçmiş tarihi dönemlerine bakarsak, kültürel çeşitlilik hoş görü ile karşılandığı dönemlerde devlet güçlenmiş, halkların artan yaratıcı ruhu devleti daha ileri götürmüştür. Kasten kültürel üstünlüğü vurgulayarak, diğer kavramları dışlamak feodal kapalı aşiret toplumunun düşünce yapısıdır. Bu tür düşünce yapısı, kültürün iç dinamizmini yok etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Çin anayasasında bölgesel etnik özerklik hakkında, çeşitli milliyet, çeşitli kültürlerin bir arada yaşaması ve gelişmesi için uygun ortam ve şartların yaratılması konusunda net maddeler mevcuttur. Ama pratiğe yansıtmak için kat edilmesi gereken daha çok yol vardır. Bu konuda dış ülkelerin başarılı tecrübelerinden yararlanırsak, akıl ve zekâyı geleceği yaratmak için kullanırsak, gerçek ile yüzleşme cesaretine sahip olursak, Çin tarihi gerçeklerine saygı gösterirsek, Çin’in bölünmez bütünlüğü ile milli özerklik arasında denge kurabilen Çin gerçeğine uygun bir yolu bulabileceğimize şüphem yoktur. S.32-33”
Hâsılı kelam.
Tohti’ler unutulmamalı, unutturulmamalı ve Çin’in gerçeklerle yüzleşmesi için “özgürlük ateşi” harlanmalıdır.
Selam ve Sabırla… 17.10.2025
*İlham Tohti, Yolum ve Gayem. Mutlu Print Basım Ticaret ltş, 2. Baskı, İstanbul-2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?