Son günlerdeki ölümler bir daha gösterdi ki müslüman şuurlu olma ve yaşama mecburiyeti vardır. Aksi takdirde hayatı boyunca İslam ve Müslümanla mücadele etmiş bireylerin cenazeleri vesile kılınarak İslama saldırılar arttırılır.
Müslümanın açıktan yapılması gereken davranışlarında gizlisi olmaz. Dini vecibelerini açıktan yerine getirir. Bilinen bir husustur ki İslam, hayatın bütününü kuşatır.
Müslüman bireyin ve toplumun bütün eylem ve söylemlerinin kaynağını oluşturur. Birey, başkalarına karşı davranışlarını oluşturmasında "İslam"ın kaynakları mehaz alırsa hem kendisinin, hem de toplumun hayatı daha anlamlı olur. Hatta toplumda görülen olumsuz davranışların bir kısmının izale edilmesinde büyük rol oynar.
Bunu "namaz"la misallendirebiliriz.
Bilindiği üzere namazın hem bireysel hem de toplumsal faydaları var. Gerçek anlamda kılınan namaz, insanı Allah'a yakınlaştırır. Bireyin iradesini ve ruhunu kuvvetlendirir, ona üstünlük sağlar, onu dünyevileşmekten korur. Ona şehevî ve dünyevî arzularını yerinde kullandırır, böylece onu rahatlatır.
Toplumsal açıdan bakıldığında namaz, bireyi topluma karşı işleyeceği kötülüklerden alı kor. Nitekim bu durum "Namazı kıl. Çünkü namaz, fuhuştan ve kötülüklerden alı kor. Ankebut 45" ayetiyle belirtilmiştir.
Her halükârda denilebilir ki, namaz birey ve toplum için bir diriliş eylemidir.
Namaz bir diriliş eylemi olduğu kadar, aynı zamanda bir çeşidiyle de "direniş" eylemidir de.
Özellikle "cenaze namazı" bir direniş eylemidir denilebilir. Cenaze namazı toplumda yer alanlara karşı bir direniş eylemidir. Bunu ayetten anlıyoruz.
Bilindiği üzere cenaze namazı farz-ı kifayedir.
Toplum fertlerinin bir kısmının edâsı ile farz yerine gelmiş olur.
İşte sorun ve direniş burada başlıyor.
Bilindiği üzere toplumumuzda ömrü boyunca İslâm'a ve Müslümanlara saldırmayı marifet olarak gören, hayatı boyunca İslâm dışı yaşayan bireylerin ölüsü camiye getirilir ve şuursuz Müslümanlar bunların namazını kılar.
Bu durum kötülerin kötülüklerini sürdürmesine zemin hazırlar.
Halbuki, Cenabı-ı Allah bu tiplerin namazının kılınmamasını emretmektedir. Ayette "Onlardan ölenlerin hiç biri üzerine asla cenaze namazı kılma. Tevbe-84" denilmektedir.
Şuurlu olan her Müslüman önüne konulanın namazını sorgulamadan kılmaz. Cenazeyi getirenlerin kenarda beklemeleri karşısında farz-ı kifayedir deyip saf'ta yer almaz. Bilir ki, şuursuz davranışlar topluma bir kötülüktür.
Kısaca;
Cenaze sahiplerinin safta yer almaması karşısında şuurlu Müslümanlar tarafından bir tepki gösterilip cenaze namazı kılınmazsa cenaze sahiplerinin ekseriyeti bu tepkiden ibret alarak İslam'a rucu eder ve normal davranış sergilerler. Bunun örnekleri çoktur.
Konuya bu bağlamda bakıldığında namaz bir diriliş eylemi olduğu gibi, dirilişe vesile olacak bir "direniş eylemi"dir aynı zamanda.
Buradan hareketle diyebiliriz ki, haydin namazla şuurlanmaya,direnmeye, dirilmeye ve topluma iyilik etmeye.
Selam ve Sabırla…………………
21 Mayıs 2009 Perşembe
Cenaze Namazı İle Direniş Aynı Zamanda Diriliştir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?