Dr. Veysi ERKEN ile Muhsin Yazıcıoğlu Er Kişi isimli çalışması ile ilgili yapılan röportaj*
Muhsin Yazıcıoğlu Er Kişi isimli kitabı hazırlamanızın nedeni nedir?
Böyle bir sual ile başladığınız için teşekkür ediyorum. Kur’an-ı Kerimde Hz. Muhammed (s.a.v.) “usvetun hasenetun” olarak gösterilmektedir. Kendisine bahşedilmiş vasıflarla insanlara “model şahsiyet” olarak takdim edilmiştir. Bir eğitimci olarak Hz. Peygamberin izinde olan ve onun davranış kalıplarını yaşamaya ve yaşatmaya çalışan herkesin model şahsiyet olabileceğini düşünüyorum. Kitabın hazırlanış nedeni budur.
Neden Muhsin Yazıcıoğlu?
Otuz yılı aşkın tanışıklık, dostluk, dava arkadaşlığı ve aynı partide bir dönem beraber siyaset ve “ Allah bizimle, Tarih bizimle, Yarınlar sizinle” dediği ve gereğini yaptığı için.
Daha önce benzer çalışmanız oldu mu?
Evet. Eğitimde Model Şahsiyetin Önemi ve Seyit Battal Gazi başlıklı bir çalışmam oldu. Tebliğ olarak sunulan bu çalışma değişik yerlerde yayınlandı. Pek çok eğitimci bu çalışmadan istifade etti. İlave olarak Selahaddin Eyyubi ile ilgili bir çalışmam oldu.
Er Kişi Muhsin Yazıcıoğu kitabına dönecek olursak. Muhsin Yazıcıoğlunun şahsiyetini model olarak sunmaya çalıştığınızı ifade ettiniz. Çalışmada nasıl bir yöntem izlediniz?
Muhsin Yazıcıoğlu “kamet ve İstikamet” sahibi idi. Kitabı hazırlarken eksen olarak bu iki kavram esas alındı. 1977 yılından itibaren tanıdığım ve bir dönem beraber siyasi çalışmada bulunduğum Muhsin Yazıcıoğlunun kametini gösteren Milli Mutabakat çağrısı ile çalışma başladı. Milli Mutabakat Çağrısı Milli, İslami, Sivil ve Katılımcı ilkeleri üzerinde bina edilmiş ve Selahaddin Eyyubi ile Kılıçarslan’ın duruşları örnek alınmıştır.
Muhsin Yazıcıoğlu bu kameti göstermiş ve istikametini belirlemiştir. Metinde Allah’ın birliği ve Hz. Peygamberin risaletinin dışında her şeyin tartışılabileceği ifade edilerek istikamet belirlenmiştir.
Muhsin Yazıcıoğlunun kamet ve istikameti Milli Mutabakat Çağrısından önce nasıldı?
Merhum Yazıcıoğlunu yetmişli yıllarda tanıdım. Ocak başkanlığı döneminde gençliğin haykırdığı sözlere bakarak şahsiyetini ortaya koyabiliriz. Merhumun başkanlığı döneminde “Çağrımız İslamda Dirilişedir”, “Kanımız Aksa da Zafer İslamın”, “Eller Silah değil Kalem Tutmalı” sözleri yankılanırdı. Bu sloganlar gençliğe liderlik ettiği döneme aittir ve kametini göstermektedir. Kısaca Muhsin Yazıcıoğlunun kameti bir başka deyişle duruşu yetmişli yıllarda ne idiyse doksanlı ve ikibinli yıllarda da aynı olmuştur. Bu duruş şehadetine kadar da aynen devam etmiştir. Bakın son konuşmalarından birisinde “Adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. Kuvvete dayanmayan adalet acizdir. Biz önce kuvveti hakta ve haklı olmakta ararız. Baki olan haktır. Öyleyse biz hakka dayanarak yürüyeceğiz. Biz siyaseti meslek algısıyla yapmıyoruz. Gücümüze inanıyoruz. Çünkü haklıyız. Kimseye haksızlık yapmadım. Yaptırmam! Haklı bir davayı gördüğüm zaman başımı korum onu çözerim. Ona buna çalım atmam. Onun bunun önünü kesmem. Ona buna iftira etmem. Benim derdim kişilerle değil… Bizler bu ülkede yaşayan insanların “her şeyin en iyisini hak ettiğine” inanıyoruz. Türkiye’nin her köşesinde;Türkmenini, Lazını,Çerkezini, Kürdünü,Boşnağını, Alevisi, Sünnisi kim varsa, hepsini özgürlük, bağımsızlık ve vatanseverlik paydasında “bir” yapmak “beraber” yapmak istiyoruz. Birlikte üretelim… Birlikte tüketelim. Külfeti de beraber paylaşalım… Nimeti de beraber paylaşalım… Hep onlara nimet, hep bize külfet olmasın. Biz bunun için yola çıktık…. 27 Şubat 2009 Düzce Cumayeri konuşmasında” diyor.
Kamet ve istikametin değişmediğinin delilidir bu konuşma.
Kitapta bu kameti ve istikameti nasıl işlemeye çalıştınız?
Kitap Muhsin Yazıcıoğlunun “bir hayalim var” vurgusu ile başlıyor. Fırıldak olmaya gerek yok ile bitiyor. Milli mutabakat çağrısındaki ifadelere uygun bir hayal. Kaynaşmış ve huzurlu bir Türk-İslam coğrafyası .
Akabinde hayat serüvenini ortaya koyan bir çalışma. Okuyanlar Muhsin Yazıcıoğlunu tanımış olurlar.
Devamında Vuslat gününe uygun metinler.
Nasıl metinler biraz açar mısınız?
Bilindiği üzere kişilik özelliklerimiz dediğimizde başkalarının yani çevremizin bizi tanımlamaları akla gelir. Çevremiz dediğimizde yakın ve uzak olabilir. Bazı insanların tanınması . Yakın ve uzak çevreleri onları tanımlar ve kişilik özelliklerini ortaya kayar.
Muhsin Yazıcıoğlu Vuslat gününde tanımlanmış ve kişilik özellikleri ortaya konulmuştur. Tanımlanma çalışma arkadaşları, sevenleri, muarızlar, gençlik ve şairler tarafından yapılmıştır ve yapılmaya devam edilmektedir.
Vuslat günü dediğimiz defin günündeki manzara her şeyi yansıtmaktadır. Kitap vuslat gününe muvafık metinlerle hazırlanmıştır.
Milli Mutabakat çağrısından sonra “İnandıklarını yaşayan Alperen Öncüsü” başlıklı yazı girilmiştir. İnandıklarını yaşamayan model şahsiyet olamaz. Muhsin Yazıcıoğlu inandıklarını yaşamasıyla ön plana çıkarılmış ve panelde yaşayışından kesitler aktarılmıştır.
Bir Alperenin Hayat Serüveni farklı şahsiyetlerin anekdotları ile ortaya konulmuştur.
Kitap hazırlanırken daha önce ifade edildiği gibi tek boyutlu düşünülmemiştir. Farklı algılamalardan örnekler seçilmiştir.
Ardından yazılanlar bir bütünlük arz etmektedir. İlk önce Ocak döneminden parti başkanlığına kadar geçen dönemlerde “dava arkadaşı” olarak kendisiyle beraber olmuşların değerlendirme ve tespitlerine yer verilmiştir. Dava arkadaşları tarihe tanıklık babında yaşadıklarını ifade etmişlerdir.
Aynı şekilde Muhsin Yazıcıoğlu ile yolları kesişmiş fakat beraber çalışmamışların değerlendirmeleri de çok önemli yer tutar.
Bunlardan da sevenlerinin, gençlerin ve farklı düşünenlerin anlayışıyla Muhsin Yazıcıoğlunun şahsiyeti modelleştirilmeye çalışılmıştır.
Şehadetinin ardından az insan şairlere konu olmuştur. Tarihi süreçten bunu anlıyoruz. Muhisn Yazıcıoğlunun ardından şahsiyetini ortaya koyan binlerce şiir yazılmıştır. Bu şiirlerden de bir demet çalışmaya katılmıştır.
Kitapta yer alan seçkiyle Muhsin Yazıcıoğlunun “Kamet ve İstikameti” insanımıza model olarak sunulmuştur.
Kitabın son bölümü Vuslat başlığını taşımakla birlikte neden çok kısa tutulmuş?
Esasında son bölüm gerçekten çok kısa görünmekte. Önemli olan mesajın verilebilmesidir. Son bölümde Muhsin Yazıcıoğlunun hayatının zübdesi ortaya konulmuştur. Merhum Yazıcıoğlu insanların inandığı gibi yaşamalarının gerekliliğini ve siyasi çizgilerinin buna göre şekillenmesinin icap ettiğini haykırmıştır. Fırıldak olmak bir Alperen için, bir mümin için kabul edilebilir bir davranış değildir. Son nefesine kadar insanın inandıklarıyla amel etmesi gerekir.
İşte Muhsin Yazıcıoğlu bu yönü ile Muhsin olmuş ve örnek gösterilebilmektedir.
Dolayısıyla bölüm kısa değil. Bir yaşayışın özetidir.
Muhsin Yazıcıoğlunun şahsiyeti bu çalışmayla kitlelere ulaştı mı sizce?
Bu çalışma ile Muhsin Yazıcıoğlu şahsiyeti evlere misafir edilmiştir. Kısa vadede iki baskısı tükenmiştir. Yeterli olmamakla birlikte bu kitap toplumun farklı kesimlerine ulaşmıştır. Bu çalışmanın hedefi Hz. Muhammed’in izinden yürüdüğüne inandığım Muhsin Yazıcıoğlunun model şahsiyetini her eve misafir etmektir.
Çalışma bu yönü ile tevhidi anlayışa uygun büyük bir birliği ve birlikteliği hedeflemektedir.
Yeni baskı yapılacak mı?
Umarım en kısa zamanda olur?
Eklemek istediğin başka bir şey var mı?
Zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Son temennim ve isteğim kitabı eline alan ve okuyan herkesin başta Hz. Muhammed’in (s.a.v.) ruhu için olmak üzere Muhsin Yazıcıoğlu ve peygamberin izini süren herkesin ervahına bir Fatiha okuması, onun yaşayışının model alınması ve varsa kitapla ilgili farklı tekliflerin tarafıma iletilmesidir.
· Bilgi ve iletişim : Tel: 0505 316 50 18, e-posta: veysi.erken@gmail.com
**Alperen Ocakları Dergisi, Yıl 1, Sayı 4, Ekim 2009, Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?