İnsanlar Bireysel Sorumluluktan Kurtulurlar mı?
Veysi ERKEN
Geçenlerde Kenan Tufanı öncesinde tanıştığımız ve ifrat derecesinde kendini bir partiye mensup gören bir arkadaşla “dostlar meclisi(!)de” sohbet ederken şunu bir kere daha fark ettim.
İnsanımızın bir kısmı partilerini dinleri gibi görüyorlar ve vazgeçilmez addediyorlar. Parti böööyüüüüükkkkklerini söylediklerin ve zırvalarını gerçekleştirmedikleri takdirde her şeylerini kaybedeceklerini düşünürler. Kamer Genç de bu görüşümü teyit eden bir laf sarf etmişti.
Her halde hatırlarsınız. Kamer Genç de yitiğini bulmuş ve bulduğu yitiğine kavuşurken, bir başka ifade ile CHP’ye dönüş yaparken şimdi dinime döndüm mealinde bir ifade kullanmıştı.
Demek ki insanlar Allah’la irtibatlarını koparma nispetinde kinlerini, partilerini, büyüklerini vs.lerini dinleri haline getirebiliyorlar.
Esasında arkadaşımla sohbetimizin mihveri Anayasa değişikliği ile ilgili yapılabilecek referandum idi. Hoş referandum konusu gündemden düşürülüp unutturulmaya ve iptal edilmeye çalışılıyor. Osman Can’ın fikirleri rafa kaldırılıyor ve meclisin kendini yok sayması isteniyor.
Vekâletimizi aldıklarını iddia eden ve bizi temsil ettiklerini söyleyenler bakalım irademizi ne kadar temsil edip, vekâletimize sahip çıkacaklar göreceğiz.
Her neyse biz konumuza dönelim.
Bu bilinen husus.
Kin ve husumet cephesi her şeyi ile harekete geçmiş. Silahıyla, taşeronuyla, kalemşoru ile ve her türlü şeytanıyla faal bir cephe.
Yakılan ateşe malum milliyetçiler(!) de odun taşıyorlar. Odun taşıyan arkadaşımın gerekçesi kabul oyların çok olmaması imiş.
Şahsi kanaatimi sorarsanız.
Anayasa değişiklik paketini çok yetersiz buluyorum. Dostlar bilirler ki, ben yedi sekiz maddelik bir anayasayı tercih ederim.
Buna rağmen ben aklımı, zekâmı ve duygularımı Allah’tan başkasına teslim etmem. Cenabı Allah’ın bana çizdiği hudutlar içinde kalmak şartıyla “özgür” düşünmeyi ve akletmeyi severim.
Böööööööyüüüükler böyle buyurdu diye irademi bööööyüüüüükkkkklere teslim etmem ve dostlara da tavsiye etmem.
Bööööyüüükkkkklerini şuursuzda takip ve takdis edenleri Cenabı Allah şöyle uyarıyor. “65. Onlar, orada ebedi olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır. 66. Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, "Keşke Allah'a ve Resul’e itaat edeydik" diyecekler. 67. Yine şöyle diyecekler: "Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar." 68. "Ey Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanete uğrat. Ahzab suresi”
Arkadaşım ve benzerleri inşallah akıllanır, bireysel sorumluluklarını kavrar, insanların birbirindek, en yakınından çoluk çocuğundan, ebeveyinden ve dostlarından kaçışacağı günü hatırlar ve hem kendilerini hem de tabi oldukları bööööyüüüükkkkklerini azaptan kurtarırlar.
Partilerini din haline getirip sapıtmazlar. Bööööyükkkkklerinin iki kat azap görmeleri için Rabb’ul-Âlemine yalvarmazlar.
Cenabı Allah hepimize hidayeti nasip etsin.
Selam ve Sabırla……
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?