Dik Duruş Dik Ölüm
Veysi ERKEN
İki yıl geçti.
Ölümünün üzerindeki sır perdesi kalkmadı deniliyor.
Esasında sır perdesi yok.
Vade dolmuş gerisi bahane.
Kimi kanserden, kimi trafikten, kimi bir başka sebepten dar-ı beka’ya göçmekte.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu da fani âlemden beka âlemine hicret etti.
Sevdiğine kavuştu.
Rabbine mülaki oldu.
Hz. Peygamber ‘e(s.a.v.) komşu olmuştur inşaallah.
Tanıdığım Muhsin Yazıcıoğlu “dik durdu ve dik öldü”.
Bir başka ölüm şekli yakışır mıydı?
Rabbim bilir.
Hükmüne karışamayız.
Biz ondan geldik, ona döneceğiz.
Buna inanırız.
Önemli olan hayırlı ve güzel bir iz bırakmak.
Muhsin Yazıcıoğlu güzel ve hayırlı bir iz bıraktı fani âlemde.
O Hz. Muhammed Mustafa’yı (s.a.v.) ve yolunda gidenleri “usve” ve “kudve” edinerek fani âleme veda etti.
Kendisi de “usve” olanlardan oldu.
Merhum Yazıcıoğlu Celalettin Harzemşah’ın inanç, cesaret, azim ve direncini takdir ederdi.
Örnek şahsiyet olarak kabul ediyordu Celalettin Harzemşah’ı.
Ölümü de onun gibi oldu.
Okuyanlar bilir.
Celalettin Harzemşah’ın bir davası vardı.
İlayı Kelimetullah doğrultusunda âleme nizam verme idi davası.
Hayatı at sırtında ve cihat meydanında geçti. Gayrı Müslim Moğollara direndi.
İhanetlere uğradı.
Yılmadı.
Yenildi.
Yılmadı.
Ve hayatı davası uğrunda cihat meydanında şehadetle nihayete erdi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun da bir davası vardı.
Fani hayatı da cehd meydanında nihayete erdi. O bütün müşriklere karşı Hz. İbrahim’in (a.s.)” Ey halkım, ben sizin Allah’a şerik koştuğunuz şeylerden berîyim. Ben batıl dinlerden uzaklaşarak, yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Rabbülâlemin’e yönelttim, ben asla sizin gibi müşrik değilim!- En’am-78” diyenlerdendi.
Onun ölümü de güzel oldu.
Başka bir son yakışır mıydı?
Allah u alem.
Bize göre dik durdu ve dik öldü.
Şehadet ederiz.
Şahid ol Ya rab.
Şahid ol Ya Resulullah.
Selam ve Sabırla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?