Müjde Değil İcraat
Veysi
ERKEN
Yıllardır
“müjde”lerle oyalanıyoruz. Özellikle
“yabancı el ve beyinlerin” merkezi
olan medya “müjde”lerle toplumun
oyalanmasının aracıdır.
Satılmış
medya kavramı cuk oturmakta.
Satılmış
medyanın eski/yeni ortağı cemadat medyası
da aynı şeritte.
Her
şeyi kargaşaya çevirmeye çalışmakta ve müjdeler ertelenmekte icraata
dönüştürülememekte.
Artık
müjde değil icraat bekliyoruz.
Meclisin
ilk toplanacağı gün “torba”
biçiminde mi, “çuval” tarzında mı
gelir bilemem ama artık müjde değil icraat bekliyoruz.
Sayın
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu hocadan icraat
bekliyoruz.
Akademisyenler
cidden oyalandı. Ecevit döneminden beri oyalama devam ediyor. Yıllar geçti, neredeyse
yardımcı hizmetler seviyesine düştü akademisyenlerin gelirleri. Sözler verildi.
Ben şahsen akademisyen başbakanın müjdelerini değil icraatını bekliyorum.
Artık
mağduriyeti bitiriniz ve teklifinizi meclisin gündemine getiriniz. Hem de ilk
gün.
Müjde değil icraat
lütfen.
Evet, müjde değil
icraat bekliyor gençler.
BEDELLİ konusu artık gündemden çıkmalı. Hayırlı olsun
tivitleyle oyalanmasın gençler.
Bilinen gerçek BEDELLİ sosyal yara olmaktan kangrene
dönüştü. Böyle devam ederse toplumun duygularını zehirleyecek. Muhalefet ve
kendini STK zanneden görevli kuruluşlar sağır ve dilsiz pozisyonuna girseler
bile bu konu toplumsal duyguları tahrip ediyor.
Askerlik yapamayacak
yaşa gelmişleri, işini kurmuşları, aşını bulmuşları ve dahi eşini seçmişleri
GBT korkusu ile yaşatmak akıl kârı değildir.
Lütfen…
Söz vermeyen kalmadı.
Başkan Erdoğan, Bakan Yılmaz, Komisyon Başkanı Kuzu ve vekiller. Her gün
neredeyse BEDELLİ konusunda “müjde” ve “söz” veriyor. Gençleri
geriyor.
Artık “müjde”leri bırakınız “icraat”a geçiniz. Meclisin açılacağı
gün konuyu gündeme getiriniz ve çözünüz.
Müjde değil icraat.
Artık lojman, sosyal
tesis ve makam aracı saltanatına da son veriniz. Bu konuda da sözler ve
müjdeler verilmişti.
Biliniz ki, lojmanlar
bürokrasinin halktan kopmasına ve topluma tepeden bakmasına vesiledir.
Lojmanlar oligarşik
bürokratik devletin araçlarıdır. Ve bütün lojmanlar elden çıkarılmalıdır.
Her kademedeki memur
toplumla iç içe yaşarsa yöneten yönetilen kopukluğu azalır.
Artık icraat zamanı ilk
gün konuyu gündeme getiriniz ve saltanata son veriniz.
Bu konuda da “müjde”
değil icraat bekliyoruz.
Şimdi icraat zamanı.
Şimdi “sorun”ları “torba”lama ve çözme zamanı.
CHP
CHP yönetimi
normalleşiyor mu?
Temennimiz bu yönde.
CHP yönetimi toplumun
değerlerini samimi bir şekilde yaşayanlardan oluşursa ülkemiz ve ülkemizin
insanı kazanır.
CHP o zaman
normalleşir.
Bunun belirtileri var
gibi görünüyor.
Kılıçdaroğlunun “umreye gittim”, Bekaroğlunun CHP Genel
Merkezinde “mescit” açacağız ifadesi
ve en son Hac ibadetini ifa eden Ensar Öğüt’ün “partili vekillerimizden daha çok kişi hacca gitmeli” demesi güzel
gelişmelerdir. Normalleşmenin işaret taşları sayılabilir.
Samimiyetle ve ihlâsla
hareket eden ve yaşayan bir CHP yönetimi ülkeye yeni şeyler kazandırır ve
kendileriyle ilgili olumsuz algıyı değiştirir.
Bilindiği üzere
toplum CHP’yi İslam’a yakın görmüyor. Bu algının değişmesi CHP’lilerin samimi
ve ihlâslı İslam’ı yaşamalarına bağlıdır.
Böyle bir CHP’yi
bekliyoruz. Bu gerçekleşirse CHP’in kendisini feshetmesi gerekir anlayışım
değişecektir.
Bekleyip göreceğiz.
Tapınakçıların IŞİD’i
İnsanımızın zihni o
kadar iğfal edilmiş ki, olay ve olguları doğru okuyamıyor. Kendine sunulanı
ilaç zannedip zehirleniyor.
Bu zehirlenmenin
sonucunda olay ve olguları “tapınakçıların
ve onların uşaklığını yapanlar”ın mantığıyla değerlendiriyor.
“Enformatik cehalet” olarak ifade edilen travmatik durum
budur.
Esed’in, Saddam’ın kuluçkalaşmasının
ve bunlara karşı IŞİD tarzlı grupların oluşturulmasının bir tapınakçı projesi
olduğunu bir türlü okuyamıyor insanımız.
Zaten bunu
okuyabilseydi durum farklılaşırdı.
Bir Kılıçarslan, bir
Selahaddin Eyyubi tavrı ortaya çıkardı.
Hadise budur.
IŞİD bir projedir.
IŞİD ve benzeri
yapılar Ortadoğu coğrafyasının insansızlaştırılması projesinin parçasıdır. Bu
coğrafyanın Siyonistlere peşkeş çekilmesinin aracıdır.
Halklar bu oyuna
düşmemelidir.
Proje üzerinde yazı
yazan ve yorumlayanlara bakınız. “Otoriteden
izin alınmalıydı” diyenleri göreceksiniz. Siyonist tapınakçıları “otorite” görenler IŞİD’i bu coğrafyaya
sürenleri fark etmez. Bilakis onlara hizmet eder.
Temennimiz
insanımızın olay ve olguları doğru okuması ve tapınakçıların yeryüzündeki
oyunlarını bozmasıdır.
“Stratejik derinlik” bunu gerektirir.
Selam ve Sabırla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?