Terörden Kurtulmak İçin
Veysi ERKEN
Ülkeyi idare edenler yeni yeni
gerçekleri halka anlatmaya başladı. İlk olarak idari rical terör denilen
belanın tapınakçıların oluşturduğu devletler ve onların kurdurdukları piyon
örgütler marifetiyle yaygınlaştırıldığını söylemeye başladı.
Bilindiği üzere tedavi için sağlıklı
teşhis gereklidir.
Bu anlamda faş edilen teşhis
doğrudur.
Asırlardır aynı gerçeklikle
yaşıyoruz. Siyonist haçlı zihniyeti ve piyonları.
Siyonist haçlı zihniyeti hep maşa
kullandı.
Bugün de maşalar devrede.
Piyon örgütler sadece tetikçidir.
Efendileri devre dışı bırakılmadıkça
mikrop ürer.
Efendileri mikrop üreten
bataklıktır.
Ülkemizi de bataklığa çevirmek
istemektedirler.
Sadece ülkemizi değil elbette.
İslam coğrafyasının tamamı
hedeflerindedir.
Kısaca teşhis doğru.
Bu gerçek halka anlatılabildiği
ölçüde tedavi mümkün olacaktır.
Yıllardır bize dost olarak
yutturulanların asla dost olmadıkları ve olamayacaklarının gerçeğini anlatmak
kolay değildir.
Batı okumalarıyla beslenen
zihinlerin şaşırmaları ve “ayıdan post gâvurdan
dost” olamayacağının farkına varmaları kolay değildir.
Temel sıkıntılarımızdan biri Batı
okumaları ile beslenen zihinlerdir.
Bu zihne sahip olanlar hain değilse
bile ekseriyeti gafildir. Zira bunların gözleri ve kalpleri körelmiştir. Bakar
körler olup hakikati işitmezler.
Bilindiği üzere düşüncenin yerliliği
ancak yerli kaynaklarla beslenen zihinlerle mümkün olur.
Zihinleri yerli kaynaklarla besler
isek içine düşürüldüğümüz girdaptan kurtulmamız kolaylaşır.
Kaynaklarımıza göre bir nefsi
haksızca katletmek bütün insanlığı katletmek gibidir. Bu gerçeği kaybeden
katiller sürüsüne dönüşebilir.
Umarım ki, hakikat batılın yerine
ikame edilir ve zihinler işgalden kurtarılarak ülkemizin kalkınması, refahı,
huzuru ve dünyaya yön verme özelliği hayat bulur.
Geleceğimizin aydınlık olması için “Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete
ram ol, yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol” gerçeğinden hareket
etmek mecburiyetindeyiz. Böyle bir hareket bizi terör belasından
uzaklaştıracaktır, biiznillah.
Selam ve Sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?