16 Aralık 2016 Cuma

Seferberlik



Seferberlik

Veysi ERKEN

            Bizler “zaferle değil seferle” sorumluyuz.
            Bu şuurla taakkul, tefekkür ve tezekkür edebildiğim zamandan beri yaşamaya seferberliği ikame etmeye çalışıyorum.
            Sayın cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği anlamda da seferiliği ihya ve inşa etme ve ettirme çabası hiç eksik olmadı elhamdülillah.
            Bizler böyle bir gelenekle büyüdük.
            Bizler “Çağrımız İslam’da dirilişedir” ve “kanımız aksa da zafer İslam’ın” diye haykıran, bu ülküyü yaşamaya ve yaşatmaya çalışan ruha sahibiz.
            Bizler nefs-i emarenin emrinde hareket eden değil, nefs-i raziyeye ulaşmaya çalışan nesiliz.
            Çağrıya ve seferberliğe bu anlayışla katılıyorum.
            Bu coğrafyanın her sevdalısı seferberliğe katılmakla yükümlüdür.
            Bu çağrı bireysel bir davet değildir.
            Bu çağrı Siyonist haçlı zihniyetine karşı bir davettir.
            Bilinmelidir ki,haçlı kini tarih boyunca bitmemiş ve bitmeyecektir.
            Uzak tarihe gitmeye gerek yok.
            Bosna’da, Çeçenistan’da, Türkistan’da, Arakan’da, Suriye’de, Afganistan’da, Irak’ta, Afrika’nın bütün ülkelerinde velhasıl dünyanın bütün mazlum coğrafyalarındaki katliam, tecavüz, soygun, talan, sömürü bu mel’un zihniyetin eseridir.
            Bu mel’un zihniyet taşeron, piyon ve uşak olanları bolca kullanır.
            Yakın coğrafyamızda ve ülkemizdeki terörist gruplar bu meşum zihniyetin maşası, kuklası, uşağı, piyonu ve taşeronudur.
            Adı ne olursa olsun bu örgütlerin tamamı bir aparat, cihaz ve oyuncaktır.
            Efendilerinin birer maşasıdır.
            Bilinmelidir ki, insan ve Müslüman olan hiçbir kimse haksızca bir nefsi katletmez.
            Haksızca katliama vesile olan, katılan ve insanı mağdur eden Allah’a isyan halindedir.
            Bunlara karşı seferberlik doğru bir karardır.
            Her Müslüman bu hedef doğrultusunda cehd etmekle mükelleftir.
            Her birey gücü nispetinde bu cehdin gayretinde ve seferberliğinin içinde yer almalıdır.
            Bugün, Selahaddin Eyyubilerin, Kılıçaslanların, Yavuzların, Fatihlerin, Ertuğrulların, Çağrı beylerin anlayışı ve kıyamıyla bu seferberliğe iştirak gerekir.
            Seferberlik her yönle olmalıdır.
            Yerli ve milli olanı kullanmak, iktisadi bağımlılığımızı azaltacak yatırımları (tünel, yol, fabrika) devreye sokmak da bu seferberliğin parçasıdır. Ananas alışverişi içinde olan küresel sermaye haydutlarının taşeronları da unutulmamalıdır bu seferberlikte.
            Bizler bir imtihan dünyasındayız. “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece «İman ettik» demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar? Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de, belâlarla, felâketlerle ağır imtihanlardan geçirdik. Elbette Allah imanlarında samimi olanların kimler olduğunu bilecek; yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır. Ankebut 2-3” tebliğine iman etmişiz.
            Bu imtihan çetindir.
           “Andolsun ki, mallarınız ve canlarınıza gelecek zararlarla imtihan ediliyorsunuz.
           Sizden önce kendilerine verilen kutsal kitapların hükmünce sorumlu tutulanlardan ve ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşriklerden, putperestlerden birçok üzücü sözler işitiyorsunuz. Eğer sabrederek mücadeleye devam eder, Allah’a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olursanız bilin ki, bunlar ciddi, kararlı olmayı gerektiren, maksada ulaştıran mücadele metotlarıdır. Âli İmran-186”
            Bu imtihanı kazanmak için seferde ve seferberlikte olmak gerekir.
            Bu seferin ve seferberliğin mukafaatı sadece ve sadece mülkün mutlak sahibi cenabı Allah’tandır.
            Biliyoruz ve inanıyoruz ki, dünyalık peşinde olanın seferi de seferberliği de mebrur ve makbul değildir.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?