6 Mayıs 2017 Cumartesi

Haşhaşi- Tapınakçı Zihniyeti ile Mücadele Edilmedikçe



Haşhaşi- Tapınakçı Zihniyeti ile Mücadele Edilmedikçe

Veysi ERKEN

15 Temmuz 2016 bir dönüm tarihidir. Yakın tarihin en yıkıcı, yakıcı ve can alıcı ihanetinin yaşandığı gündür.
Aynı şekilde Cenabı Allah’ın inayeti ve nusreti ile milletin şahlandığı gündür. Milletin zaferi 16 Nisan’da perçinlenmiştir.
16 Nisan bir başlangıçtır.
Özellikle efendilerinin emriyle hareket eden hayırsızlar 16 Nisanın akabinde yeni şerler ve şirretliklere başlamışlardır.
Özellikle tapınakçı haşhaşi örgütü daileri vasıtasıyla “mağdur” kavramı üzerinde “algı” operasyonunu hızlandırmıştır.
Halk oylamasından sonra dedikodu mekanizmalarında kullanılan ifade ve cümlelerden bunu anlamak kolaydır.
Sadece “sosyal medya” denilen alanı incelemek kâfidir.
Peki, bu lanetli yapına karşı ne yapılmalıdır?
Bu sorunun cevabı gayet basittir.
            Açıklık en doğru yoldur” anlayışın hâkim kılarak “adalet” ve “özgürlük” hakim kılınmalıdır.
Yıllardır gerçek anlamda “mağdur” edilenlerin hak ve hukukları temin edilmeli, haksızlık karşısında susulmamalıdır.
Haksızlık sadece günümüzün konusu değildir.
Yıllardır “adalet”sizlik baş tacı edilmiş ve fetöcü anlayış bunu istismar etmiştir. Mesela İHLAS FİNANS mağdurları unutulmuş ve fetöcü anlayış bu mağduriyet nedeniyle iktidarı suçlamıştır.
Artık bu tür mağduriyetler ortadan kaldırılmalıdır. İhlas holdinge kayyım atanmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanı “adalet”in tesisi için öncülük etmelidir.
Bu ve benzer konularda haşhaşi fetö örgütünün “algı” operasyonunun boşa çıkarılabilmesi için propagandistlerinin (daî) çalışma yöntemlerinin iyi bilinmesi gerekir.
Bilindiği üzere fetö militanları (fedaî) başarısız olunca iş tekrar daîlere bırakılmış ve bu yolla toplumun zihnini tarumar edecek faaliyetlere yönelinmiştir.
Haşhaşi fetönün daî ve fedaî yapılanmasını anlamak için “Hasan Sabbâh ve Alamut”* isimli eseri okumak yeterlidir.
Umarım ki, iktidar sahi olanlar bu tür eserleri okuyarak başta etraflarındaki daîler olmak üzere bütün daîleri temizlerler.
15 Temmuz direnişi göstermiştir ki, zafer asla rehaveti oluşturmamalıdır. Rehavet ihanetin tekrarını kolaylaştırır.
Şimdi o safhadayız.
Fetö ile mücadele etmesi gerekenlerin rehaveti, dailerin işini kolaylaştırmışa benzemektedir.
Özellikle sureta haktan görünen fetöcülerin kusmukları basında bolca yer almakta, iktidar partisindekilerin ise “barışma” temennaları ayyuka çıkmış vaziyettedir.
Özellikle “adalet” duygusunu zedeleyen tahliyeler, yakalanamayan firariler, kaçmalarına göz yumulan hainler güven duygusunu zayıflatmakta ve dailerin algı operasyonlarına zemin hazırlaktadır.
İktidar gücünü kullananlara tavsiyemiz şudur.
Haşhaşi fetö ile ciddi mücadele ediniz. Özellikle içinizdeki fetö mensuplarını korumayın, aksine temizleyin.
Adalet ve özgürlük zeminini temin ediniz ki, zaferler artsın, yeryüzüne adaletin gölgesi yayılsın, insanlık huzur bulsun.
Selam ve Sabırla…

*Hasan Sabbâh ve Alamut, Ayşe Atıcı Arayancan, Yeditepe Yayınları, İstanbul, 2016.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?