Seçimler Yaklaştıkça Şeytanın Daileri
Faaliyetlerini Arttırıyor
Veysi ERKEN
Değerli dostlar;
29
Mart mahalli seçimlerine 4 ay gibi bir zaman kaldı.
Şeytani
aktör ve medya habire etrafa nifak tohumları ve pislik saçıyor.
24
Haziran seçimleri öncesinde sahnelenen oyun tekrar devreye sokuluyor.
Meralin
partisi CHP ile hareket peşinde, CHP, HDP’ ye angaje olmak üzere. İlave olarak
Karamollaoğlu sosu.
Kısaca
değişen bir şey yok. Akıl danelerin emri ile ortak hareket.
Gaye
ne?
Vatandaşın
hayatını kolaylaştırmak mı?
Tövbe.
Keşke
her parti yapmak istediklerini ve projelerini ortaya koysa de seçimimizi
yapsak.
Bu
yok.
Var
olan bir tek iktidarı alaşağı etmek.
Tamam
anladık.
Muhalefet
olarak iktidar olma talebiniz gayet haklı.
Bunu
projelendireceğinize, yıkım üzerinde anlaşıyorsunuz.
Bu
garip değil mi?
Adı
geçen partilerde hiç mi izan sahibi yönetici yok.
Biz
bu filmi 24 Haziran öncesinde seyrettik.
Elbette
ki, ülkede sıkıntı var?
Haksızlık
ve adaletsizlik had safhadadır.
Bunların
ortadan kaldırılması için niyet, azimet, gayret ve proje lazım.
Bunların
hiç birini sizlerde göremiyoruz.
Varsa
yoksa yıkım.
Bari
bir önceki seçim öncesinde yayınladığım yazıyı tekrar edeyim. Sadece 24 haziran
yerine 29 Mart ifadesinde değişiklik yapıyorum.
“29
Mart 2019 seçimleri yaklaştıkça Siyonist haçlı zihniyetinin elemanı olan
haşhaşi fetönün dai ( propagandist)
boyutu daha fazla devreye sokulmuş oluyor.
Aziz dostlar bu lanetli yapı tamamen
Siyonist haçlı zihniyetiyle propaganda yapıyor.
Esasında bu lanetli yapıyı en güzel
izah eden sözlerden biri “düşmanın seni övüyorsa sende bir puştluk var”dır.
Bugün Siyonist haçlı zihniyetinin
yöneticileri durumunda olanlar Devlet Bahçeli ve Tayyip Erdoğan’a kin
nefretlerini kusuyor, başkalarını övüyorlarsa ortada problemli bir durum
vardır. Muhalifler kendilerini çek etmeleri gerekir.
İşte fetönün daileri de
efendilerinin talimleri doğrultusunda hareket ederek Devlet Bahçeli ve Recep
Tayyip Erdoğan’a kin ve nefretlerini kusarak diğerlerini topluma yutturmaya
çalışıyorlar.
Aziz dostlar biliniz ki, fetö
şeytani yapıdır, İslam’la ilgisi yoktur. Şeytani yapının anlaşılması ve
dailerinin lanetli ifadelerinde, kusmuklarından, yalanlarından, iftiralarından
korunmak gerek.
Yeter ki, 29 Mart seçimlerinde
yanılıp ülkemize ve topyekun mazlum coğrafyalara zararımız dokunmasın.
Cumhurlaşalım.
Biliniz
ki, “Hizmet Hareketi” İslami Bir Hareket
Değildir
Değerli
dostlar.
Kendini Nakşi, Kadiri, Mevlevi veya
Nurcu olarak ifade eden bütün yapılar dinî bir hareket olduklarını, İslamî
yaşayışı bireylere ve kitlelere hakim kılmayı şiar edindiklerini ifade ederler.
Eksiklikleri,
kusurları ve sevaplarıyla bunu ifade ederler.
Bundan farklı olarak karşımıza
“Hizmet Hareketi” denilen grup çıktı. Kendi tanımlarında sürekli olarak “dinî” bir cemaat olmadıklarını dekleri
ediyor.
Buradan hareketle diyorum ki, bugün
muhtelif şekillerde sıfatlandırılmakta olan ve kendilerince “hizmet hareketi” olarak nitelendirilen
yapının İslami olmadığını herkesin bilmesinde fayda var.
Bilindiği üzere malum yapı 70’li
yıllardan beri kendine yeni adlar bulmuştur. Nurcu, camia, cemaat ve en son
hizmet hareketi.
Bu yapının bir dönem İslami eylem ve
söylemlerde bulunduğunu, insanımızı bu yöntemle inandırdığını görüyoruz.
Gerçekte ise İslami zannettiklerimiz veya bildiklerimizle ortak paydası
olmamış, hep başkalarıyla diyalog arayışına girmiştir.
Buna rağmen toplum “hüsn-u zan”da bulunarak bunların iyi
faaliyette bulundukları zannedilmiştir.
Son olup bitenlerden hareketle
söylemiyorum. Zaten olan biten artık görünür durumda. Kendilerini
gizleyemiyorlar.
Sıkıştıklarında İslami terimleri
bolca kullanan bu yapının İslami olmadığını söylerken kendi tanımlamalarından
hareket edeceğim. İlaveler yapmayacağım.
Bunu söylerken konuyu abarttığımı
zannetmeyin.
Sırf dostları uyarmak için bunu
dillendiriyorum.
Hala safça malum yapıyı savunanlar
var.
Bakın kendi yazarlarının
tanımlarından hareket ediyorum.
Yanılıyorsam düzeltin.
Bu yapı şeytani değil, bir İslami hareketse
yöneticileri yanlışlarımı ortaya koysun.
Hatalarımızı düzeltelim.
Değilse oldukları gibi kendilerini
ifade etsinler. Artık insanımız olanı biteni tam anlamıyla bilsin.
İşte kendi ifadeleriyle hizmet
hareketi.
“Bizim “hizmet” dediğimiz, aynı
duygu ve düşüncede birleşen fedakâr insanların birlikteliğinin, “dinî cemaat” olarak vasıflandırılması
tam anlamıyla bir haksızlık olur. Hocaefendi kaç defa söyledi; “dinî cemaat değiliz” dedi. …. Eğer bu
hizmet, dinî bir cemaatin eseri olsa; din, ırk, dil ayrımı gözetmeksizin
neredeyse BM’ye üye bütün ülkelerde nasıl olur da insanların gönlüne girilir,
onlarla insanî meseleler paylaşılır ve birlikte çalışarak barış köprüleri inşa
edilebilir? Hizmet, dinî bir hareket
değil, insanî bir harekettir. 07.08.2013 Hüseyin Gülerce http://www.zaman.com.tr/full-name/sayin-barlasa-cevap-vermeliyim-_2117814.html”
Kendini hizmet hareketinin mensubu
olduğunu görenlere soruyorum. Bu tanıma göre kendinizi İslami bir hareket
olarak ifade edebilir misiniz?
Saf insanların Hizmeti İslami bir
hareket olarak görme eğilimine karşı en açık tanımı yine kendi gazetelerinde
yapmıştır. İşte Uğur Kömeçoğlunun tavsifi ile hizmet hareketi.
“Uluslararası
boyutuyla Hizmet hareketi ise etki ve intikal hatları bakımından birbirlerini
tanımaları gerekli olmayan, milliyet, din, statü, kültür gibi temellerde
aynılık taşımaları gerekmeyen, çok farklı sektörlerden ve sınıfsal kökenlerden
gelebilen; tavır, tutum, sempati, mizaç, meşreb, adanmışlık ve gönül vermişlik
düzeyleri çok farklı olabilen; buna bağlı olarak “katılım frekansları” ve
“katkı yoğunlukları” sabit olmayan, neticede çok-biçimli (polymorphous) destek
ve dayanışma türevleri sağlayabilen; bu katkı ve köken farklılıklarına rağmen
çeşitli evrensel ilkelerde, ideallerde, prensiplerde uzlaşabilen, ulus-üstü bir
“aktif düşünme ve davranma” biçimidir. Bu yüzden Hizmet hareketi bir örgüt
değildir. Kökeni itibarıyla referansını irfanî neo-sufi değerlerden alıyor olsa
da mutlak manada dinsel bir hareket
olarak da tasnif edilemez. Herhangi bir mezhebin, tarikatın ya da kültün şubesi
ve devamı da değildir.
Hizmet hareketi artık
dindarlarla dindar olmayanların, Müslümanlarla Müslüman olmayanların
eğitimsizlik ve yoksullukla mücadele gibi pek çok konuda (insanlığa hizmet etme
ortak idealinde) buluşup birlikte çalışabilecekleri, örneklerini kendinden
çıkaran yeni bir imkân sahası ve fırsat haritası sunmaktadır.
Farklı
milletlerden insanları buluşturan sırlı anahtar ise yapılan işlerin mâkûliyeti
ve mantıkıyetidir. Sosyal hareketler literatürüne hâkim olanlar bilirler ki
bütün ulus-üstü hareketlerde çeşitli meslek gruplarından, muhtelif ulus, kimlik
ve etnisite yapılarından gelenler farklı gönüllülük derecelerine göre bu
hareketlere destek verir ya da katılımda bulunur. İnsanların katkı ve katılım
düzeylerinin azlığı, çokluğu sabit değil değişken olduğu için tek bir
organizasyonel modelle de açıklanamazlar.
Uğur Kömeçoğlu, 17.01.2015 http://www.zaman.com.tr/yorum_sosyolojik-bir-duzeltme-cemaat-degil-hareket_2271632.html “
Bu
tanımlara rağmen yapıyı ( hizmet hareketini) İslami zannedenlere duyurulur.
Artık bunları İslami hareket olarak görüp onlara eziyet etmeyin.”
Ve
propagandalarına kanıp yıkımcılara meyletmeyin.
Selam
ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?