Bizler “Cami”lerde
Ana Okulları Açılsın” derken Diyanet REYYAN okulunu kapatmakla Salih İnsanın Yetişmesine
mi katkı Sağlayacak?
Veysi ERKEN
Ben ve
benim gibi milyon çocuk ilkokula başlamadan camilerde “Kur’an-ı Kerim"i
öğrendik.
İslami
hassasiyetimiz varsa bu talim ve terbiyenin neticesidir. İlkokula başlamadan
Kur’an-ı Kerimi öğrenmeyen ve cami kavramı ile tanışmayanları inceleyiniz ne
demek istediğimi anlarsınız.
Sayın
Başkan
Bizler
Diyanetten camilerde anaokullarını açmasını beklerken başkanlığa yakın
anaokulunu kapatıyor.
REYYAN anaokulu kapatılıyor.
Soruyorum
sayın başkan, siz medeniyetimizin eğitim
gayesi Salih insan yetiştirmektir derken bürokratlar ne yapıyor.
Özellikle
diyanetin bürokratları okul kapatarak mı Salih
insan yetişmesine katkı sağlayacaklar?
Sayın
başkan
Bürokrasinin
sizi sabote etmeye izin vermeyiniz.
En kısa
zamanda diyanet işlerine bağlı olan din eğitimi genel müdürlüğü bütün camileri
kapsayacak şekilde bir anaokulu programı başlatmalıdır.
Doksan bin
caminin en az seksen bininde böyle bir programın başlatılması mümkündür.
Bu konuyu
daha önce de dile getirmiştim.
Herhalde
gündemde tutmak için defalarca yazı yazmam gerekecek.
Eminim ki,
diyanet işleri başkanlığına vereceğiniz bir talimatla bu iş kısa zamanda köklü
bir çözüme kavuşur.
Sayın
başkan!
Malumunuzdur
ki, temel çürük olursa bina çabuk
yıkılır.
İnsanımızda
görülen çürümenin ana sebeplerinden birisi temelin sağlam olmayışıdır.
Temel çürük
olunca Salih insan yetiştirmek zordur.
Bu konuda
daha önce yayınladığım yazıyı tekraren hatırlatma babında yayınlıyorum.
“Maarif”i
gerçekleştirebilmek ve istenilen “tahsil”i elde edebilmek için iki boyutlu “tedrisat” gerekir.
“Talim” “Terbiye” Özellikle
“terbiye” hem “talim”le kazanılan
bilgi ve becerilerin yerinde kullanımı ahlakını, hem de toplumun sahip olduğu
inanç değerlerinin kazandırılmasını tazammun eder.
Yüzde yüzüne yakın Müslümanlardan
oluşan toplumunuzun terbiye ile kazandırılması gereken değerler için en uygun
yer aile ve “cami”lerdir. İrili ufaklı 80 binin üzerinde cami olduğu ülkemizde
ana sınıfı veya anaokulu uygulamasının yapılabileceği cami sayısı
azımsanmayacak kadar çoktur.
Özellikle eğitim bakanlığı mekân
sıkıntısı (okul/derslik) yüzünden anasınıflarını okulların bodrum katlarında
faaliyete geçirmeye çalıştığını da herkes bilmektedir. Bilindiği üzere
toplumlar bilgisizlikten veya beceriksizlikten değil, ahlakî zafiyetten dolayı
çöker ve yok olurlar.
Cenabı Allah bu durumu “İnsanı önünden ve ardından takip eden
melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi
durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme
kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir
yardımcı da yoktur. Ra’d/11”
Bunun sebebi şudur: Bir toplum kendilerinde bulunan
(iyi davranışlar)ı değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği bir nimeti değiştirmez
ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Enfal/53” ayetleriyle
insanoğluna anlatmaktadır. Toplumumuzdaki çürümeyi görmeyen ve bu durumdan şikâyetçi
olmayan kimse yoktur diye düşünüyorum.
Tabii ki, kast ettiğim gerçek
anlamda kendini Müslüman olarak kabul ve hissedenler içindir. Münafık, ikiyüzlü,
Müslüman görünümlü veya kendini sosyolojik Müslüman olarak ifade edenleri kast
etmiyorum.
Özellikle iktidar sahipleri bu
çürümeyi görüp durdurmakla mükelleftirler. Onun için diyorum ki, vakit
geçirmeden kaliteli bir öğretim süreci programı ile hemen bütün camilerde
“anasınıfı” uygulaması başlatılmalıdır ve gelecek nesilleri ihya etmiş olalım.
Böyle bir yaklaşım sergilenmez ise toplumdaki yozlaşma ve bozulmaya bağlı
şiddet, hırsızlık, yolsuzluk, cinayet, uyuşturucu kullanımı gibi pisliklerin
artması kaçınılmazdır. Bilindiği üzere “ağaç
yaş iken doğrultulur”.
Ağacın eğik ve yamuk büyümemesi için
yanına sağlam bir çubuk dikilir. Çocuk eğitiminde sağlam çubuk nezih bir ortam
ve sağlıklı bir programdır.
Hayatın en nezih ve huzurlu ortamı
“cami”lerdir. Esasında medeniyetimizin mihveri cami ve külliyedir. Biz
mihverimizi kaybettikçe çürüme ve yozlaşma artmış ve toplum olarak cenabı
Allah’la irtibatımız zayıflamıştır. “Yiğit
düştüğü yerde ayağa kalkar” gerçeğinden hareketle düştüğümüz ve
uzaklaştığımız yer olan camiye tekrar dönmek mecburiyetindeyiz.
Ve.
Ve bunun ilk adımı “cami”leri ilk “terbiye” mekânına dönüştürmektir.
Haydi, iktidar sahipleri ilk adımı
atınız.
Neyi bekliyorsunuz.
Hemen bugün.
Yarın geç olabilir.
Bu çağrım Sayın Cumhurbaşkanı,
Diyanet İşleri Başkanı ve Milli Eğitim Bakanınadır.
Selam ve Sabırla…25.11.2018
NOT: 23 Haziran 2019 tarihinde yapılacak İstanbul seçimi ile ilgili kanaatimi ve vatansever dostlardan beklentilerimi daha sonra yazacağım. Şimdiden "münker"in yanında yer almamalarını ve kendilerini "münker"e sürükleyen baştakilere uymamalarını temenni ediyorum.
Hepimiz biliyoruz ki, Siyonist haçlı
zihniyeti bütün imkân ve piyonlarıyla saldırıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?