Nasıl Bir İnsan? Kamil ve Salih mi, Yoksa?
Veysi ERKEN
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk
eğitim ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılacağını açıkladı.
Düzenlemelerle ders sayısının
azaltılacağını, geçiş sınavlarının şeklilin değişeceğini vs. ifade etti.
Yıllardır eğitim sistemi başlığı adı
altında işler ve düzenlemeler yapılmakta, nicelik olarak iyileştirmeler söz
konusu olmaktadır.
Elbette ki, bunları küçümseyecek
değiliz.
Bütün bu düzenlemelerin sonucunda
daha nitelikli ve ahlaklı insan yetiştirdiğimizi kimse iddia edemez.
Bunun temel sebebi nasıl bir insan yetiştireceğimize dair
bir kararımızın, hedefimizin ve amacımızın olmayışından kaynaklanmaktadır.
Bunu Başkan Recep Tayyip Erdoğan
dile getirmiştir. Erdoğan bizim medeniyetimizin eğitiminin amacı SALİH İNSAN YETİŞTİRMEKTİR diye
özetledi.
Buna katılmamak mümkün değil.
Evet, medeniyetimizin maarifinde
böyle bir amaç var.
Doğrudur.
Ama günümüzün Türkiye’sinde böyle
bir amaç yok.
Varsa biri bize izah etsin.
Bilakis bunu tam tersi hakimdir.
Zihnimizi
ve kurumlarımızı işgal ve ifsad eden yapı
Salih insan yetiştirmeyi ortadan kaldırmıştır.
“Salih insan” yetiştirmeyi
hedefleyen herkesi kötülemeyi, hatta yok etmeyi iman halile getirmiştir
diyebilirim.
Kırk yıldır maarifle ilgili tefekkür
ediyorum, ders veriyorum, yazı yazıyorum, konuşuyorum ve ilgililere fikirlerimi
aktarıyorum.
“Hatta Nasıl Bir İnsan?” isimli
kitap yayınladım 2000 yılında değişen bir şey yok.
Çünkü bu ahlaksız yapı zihnimizi ve
kurumlarımızı işgal etmiş, sağlıklı düşünmemizi engellemiş ve engellemektedir.
Zihinler o kadar işgal edilmiştir
ki, Müslüman dediğimiz kişiler bile böyle bir yapının parçası olabiliyor.
Her şeye rağmen, malumunuzdur ki,
bizim medeniyetimiz Kur’an-ı Kerim ve Cami merkezlidir.
Eğitiminizi bu merkezi esas alarak
düzenlemezseniz ahlaklı, faziletli ve müspet nitelikli insan yetiştiremezsiniz.
Hatta eğittiğinizi düşündüğünüz insanı ahlaksızlığa itmiş olabilirsiniz.
Toplumumuzdaki bozulma ve yozlaşma
bunun en belirgin delilidir.
Bunun için diyoruz ki, maarif ile
ilgili düzenlemeler yapılacaksa Kur’an eksenli düşünüp nasıl bir insan
yetiştireceğimize karar vermemiz gerekir.
Kur’an bize hem bilgi ve beceri hem
de ahlaklı bir insan yetiştirmemizi emreder.
Yani hem talim hem de terbiye
boyutuyla insanı düşünmemiz gerekir.
Elhamdülillah Müslüman toplumuz
diyoruz. O zaman maarif sistemimizi buna göre düşünmek mecburiyetindeyiz.
Aksi takdirde bilgili ve becerikli
hainler, şerefsizler, katiller, hırsızlar yetiştirmiş olabiliriz.
Toplumdaki suç ve ihanet oranlarının
artması bunu göstermektedir.
Hasını kelam “kem alât ile kemalâtın olmayacağı” gerçeğini kabullenmemiz
başlangıç noktası olacaktır.
“Yiğit düştüğü yerde ayağa kalkar”
gerçeğinden hareketle düştüğümüz yerde ayağa kalkabiliriz.
Bunun için Camilerde Ana Okullarının
açılması gerekir. Hepimiz biliyoruz ki, ahlaki davranışlar iki üç yaşından
itibaren gelişmeye başlar. Bugünkü eğitim sistemimizi çocuklara yönelik böyle
bir amacı ve ortamı yoktur.
Bunları geniş bir şekilde
projelendirmek mümkündür.
Tabii ki, konu sadece camilerde anaokulu
açma konusu değildir.
Okullarda hedef sadece bilgi ve
beceri kazandırma şeklinde olmamalıdır. İslami ahlak ve yaşayışı gerçekleştirme
hedefi de olmalıdır. Bilgi ve beceri talimin konusu olup, talim herkese açık
olmalıdır.
Bir başka ifade ile sınırsız ve
sınavsız okul anlayışı benimsenmeli ve görev buna göre ifa edilmelidir. Bunu
gerçekleştirmek için devletin bir tek görevi vardır. Kapasite ve kalite
oluşturmaktır.
Özetle medeniyetimizin eğitimle
ilgili amacını gerçekleştirmek istiyorsak, bir başka deyişle kâmil ve Salih
insan yetiştirmek istiyorsak işe doğru yerden başlamak gerekir.
Doğru amaca göre şekillenmiş
hedefler, bu hedefleri gerçekleştirecek program, programda kullanılacak doğru
yöntemler ve insanı etkileyen nitelikli vasat (ortam). Zeminimizi doğru
önermelerle oluşturmadığımız müddetçe insanımızı garbın sapık anlayış ve
yaşayışından kurtaramayız.
Sodom ve Gomor zihniyeti maalesef
günümüzde de etkisini sürdürmekte ve bünyemizi tahrip etmektedir.
Bu talebim bütün yetkili
kurumlardandır.
Umarım
ki, cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulmuş olan eğitim ve kültür politikaları
kurulu bunu tefekkür eder, programlaştırır ve hayata geçirerek bünyemizi
kemiren ve bizi çürüten yapının bitirilmesini sağlar.
Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan bu
konuya acilen el atmalıdır ki, ifade ettiği “Salih insan” yetişsin ve yetiştirilebilsin.
Selam ve Sabırla…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?