16 Temmuz 2019 Salı

15 Temmuz Cenabı Allahın Nusreti, Milletin Direnişi ve Ümmetin Duasının Zaferidir


15 Temmuz Cenabı Allahın Nusreti, Milletin Direnişi ve Ümmetin Duasının Zaferidir

Veysi ERKEN

            Dün akşam Dua isimli belgeseli seyrederken bir kere daha iman ettim ki 15 Temmuzda Siyonist haçlı zihniyetinin taşeronu olan gayrı Müslim haşhaşi fetö hainlerine karşı büyük bir zafer kazanıldı.
            Bu zafer kesinlikle cenabı Allah’ın nusreti, ümmetin duası ve milletlin topyekûn direnişinin eseridir.
            15 Temmuz gecesini düşünün Lübnanlı, Bosnalı, Makedonyalı, Azerbaycanlı, Mekkeli, Medineli, Özbekistanlı, Kazakistanlı kısaca yeryüzünün bütün iklimlerinde renkleri ve dilleri farklı olanlar sokağa dökülüyor ve Türkiye için dua ediyor.
            Dillerinde “Ya Rab Unsur Türkiye.” Ya rab Türkiye’ye yardım et nidaları ve duaları her yerde yankılanıyor.
            Bu ümmet Türkiye’nin ehemmiyetini biliyor. Türkiye yıkılırsa İslam ve mazlum coğrafyaların kalp ve beyinlerinin dağılacağını biliyor.
            Onun için dua ediyordu milyonlarca insan.
            Türkiye yıkılırsa halimiz ne olacak diye soruyordu Bosnalı, Lübnanlı ve dünyanın mazlum insanları.
            Evet,
            15 Temmuz’da tepemize bombalar yağdırıldı.
            Şehit ve gazilerimiz oldu.
            Bizler Allah yolunda öldürülenlerin diri olduğuna iman etmişiz.
            Bu imana sahip olan herkes dua etti Türkiye’nin muzafferiyeti için.
            Çünkü bu ümmet ve millet biliyor ki, bu kalkışma sıradan bir kalkışma değil.
            Beyni Siyonist haçlı zihniyeti olan bir kalkışmaydı. Yılların hazırlığı vardı.
            Sinsice, kahpece, kalleşçe, münafıkça ve köstebekçe bir hazırlık. Her yere, her eve, her kuruma sızılarak yürütülen bir hazırlık.
            Himmet adı altında milletin parasını, imkânını ve servetini gasp ederek, çalarak, kandırarak gerçekleştirilen bir hazırlık.
            Beyinler çalınarak, insanlar mankurtlaştırılarak, fertler robotlaştırılarak gerçekleştirilen ihanet bombalamaları.
            Yılların hazırlığı elbette sadece ülkemizde yapılmadı. Beyin zaten Siyonist haçlı zihniyetinin merkezleriydi. Kolları bir ahtapotun kolları gibi dünyanın her tarafına yaygınlaştırılarak yapıldı.
             Yuvası gibi her tarafa ve her ülkeye yaygınlaştırıldı.
            Onun için Lübnanlı, Bosnalı, Kosovalı halimiz ne olacak diye soruyor ve Türkiye’nin zaferi için dua ediyordu.
            Bilinmelidir ki, bu ihanet büyük. Şebeke yaygın.
            Tedbirler buna göre alınmalı.
            Çünkü bu ihanet şebekesinin daileri (propagandist) her yerde ve her ülkede iş başında.
            Efendileri ve sahipleri olan Siyonist haçlı zihniyetine hizmete devam ediyorlar.
            Yapılması gereken ilk şey bu örgütün amaç yönünde gayrı İslami olduğu gerçeğini gönüllere nakşetmektir.
            Evet, bu örgütün tepe yöneticileri gayrı Müslim’dir.
            Amaçları İslam ve mazlum coğrafyaların insanlarını köleleştirmek, imkân ve kaynaklarını gasp etmektir.
            Bu yapı için “her yol ve yöntem mubahtır”.
            Yalan, iftira, şantaj, inkâr her gün başvurulan hususlardır.
            Bu yapının ihanet, ticaret ve ibadet katmanlarındaki faaliyetlerini sonlandıracak tedbirler mutlaka alınmalıdır ki, ümmetin duası kabul, milletin direnişi yerini bulsun.
            Ve
            Tevfik cenabı Allah’tandır.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?