Fetöist Teröristler “Adalet mi Arıyorlar, İhanet İçin Fırsat mı?”*
Veysi ERKEN
Geçenlerde fetöist teröristleri anlatan güzel bir yazı tarafıma gönderildi. Yazı fetöist teröristlerle ilgili güzel bir değerlendirme. Yazarını tanıdığım için kendisinden izin alarak paylaşmak istedim.
Okuyucular adına teşekkür ediyorum Orhan Salcı* beyefendiye. Rabbulalemin kalemine ve zihnine kuvvet versin inşallah.
Yazı ibretlik.
İnşallah yazıyı okur bu fetöist teröristleri teşhis edersiniz.
“Lise yıllarımda iki sene aynı sınıfta okuduğumuz, o zamanlarda "hizmet hareketi" olarak bilinen Fethullahçı yapı içersinde yetişen bir okul arkadaşım var..
Aynı sınıfta okuduğumuz bu arkadaşla 92 yılından 2013 yılına kadar hiç görüşmemiştik.
Başka bir ilde memuriyete atandığını biliyordum sadece..
Sosyal medyanın da henüz gelişmediği o yıllarda denk geldiğimiz arkadaşlardan öğreniyorduk kimin nerede olduğunu, ne iş yaptığını, evlenip evlenmediğini vs..
2013 yılıydı sanıyorum, Dersane Süreci diye adlandırılan, hükümetle FETÖ arasında iplerin gerildiği, kılıçların çekildiği günler gelmeden önce arkadaşımız Kastamonu'ya gelmiş..
Gelmişken benimle de görüşmek, hasret gidermek istemiş, sormuş, telefonumu bulmuş, aradı, buluştuk..
Okul arkadaşlığı başka bir duygu.
Aylar, yıllar boyu aynı ortamı paylaşmış, acı tatlı yüzlerce anı biriktirmiş insanların yıllar sonra buluşmalarının çok güzel, çok özel olduğunu herkes bilir..
Aradan yıllar geçmiş olsa, saçlar, sakallar ağarmış, herkes çoluk çocuğa, torun torbaya karışmış, büyük makam ve mevkilere gelmiş olsa bile teneffüsten sonra buluşmak kadar sıcak, samimi olur buluşmalar..
Zamanda yolculuk gibi ayrıldığımız o anlara, o yaşlara, o duygulara ışınlanır insan..
Her neyse..
Yirmi yıllık ayrılıktan sonra epey bir müddet sohbet etme fırsatı bulduk arkadaşımızla..
Dereden tepeden pek çok konuyu konuştuğumuz o buluşmada söz hizmet hareketine gelmiş ve ben Fethullah Gülen'i ve camialarını eleştiren sözler söylemiştim..
Beni sevdiği için kırıcı bir şey söylemedi. Ama beni uyarmak için öyle bir söz söylemişti ki sarsılmıştım, ürpermiştim..
Demişti ki;
"Hocaefendi manevi alemden işaret almadan bişey söylemez, birşey yapmaz.."
Yani hoca efendi bir şey söylemişse o tartışılamaz, eleştirilemez, sorgulanamaz.
Akla, vicdana, dine uygun görünmese bile bizim anlamadığımız hikmetler vardır vs..
Beni uyarmak için söylediği bu söz aslında FETÖ hareketinin DNA'sını deşifre ediyor, yüz binlerce insanın nasıl uyutulduğunu, beyinlerinin nasıl yıkandığını, örgütsel yapılarını deşifre ediyordu.
Hoca efendilerinin seçilmiş bir zat, asrın imamı, manevi âlemde haşa Rabbimiz ile doğrudan irtibata geçebilen bir insan, belki insan üstü bir varlık olduğunu söylüyor, buna samimi bir şekilde inanıyor, dolaylı yoldan da beni ikaz ediyordu.
Sen itiraz ettiğin eleştirdiğin kişinin kim olduğunu bilmiyorsun. Bil ve dikkat et demeye getiriyordu..
Bütün FETÖ'cü'ler bu inanç, bu algı sayesinde 'emir manevi âlemden gelmiştir' diye FETÖ'nün her sözüne, her emrine hiç tereddüt etmeden iman ettiler, aşkla, şevkle itaat ettiler.
Ondan gelen her emri ibadet yapar gibi, sevap umarak, fazilet umarak yerine getirdiler.
Fetö ibadet yapın dedi, yaptılar..
Tatlı, sevimli insanlar, muhabbet fedaileri olun dedi, oldular..
Ailelerinizi, ana babalarınızı terkedeceksiniz dedi, terkettiler.
İsimlerinizi değiştireceksiniz dedi, değiştirdiler.
Okuyun, yazın dedi, okudular, yazdılar..
Para toplayın dedi, topladılar.
Dilenin dedi, dilendiler..
Ticaret yapın dedi yaptılar..
Şirketler kurun dedi, kurdular.
Gazete kurun dedi kurdular.
Banka kurun dedi, kurdular.
Evlerinizi, arabalarınızı satıp bankaya yatırın dedi, yaptılar.
İçki için dedi, içtiler,
Kumar oynayın dedi, oynadılar,
Yalan konuşun dedi, konuştular..
Kızlara "açılın" dedi, açıldılar.
Şununla evleneceksiniz dedi, evlendiler.
'Herşey'inizi feda edeceksiniz dedi, ettiler.
Komünist dernekleri kurun dedi, kurdular.
Alevi dernekleri kurun dedi, kurdular.
Atatürkçü dernekleri kurun dedi, kurdular.
Orduya, yargıya, emniyete, medyaya, okullara hasılı her kuruma,
her parti'ye, her STK ya, her cemaate, her ideoljik gruba sızacaksınız dedi, sızdılar.
Siyasete gireceksiniz dedi, girdiler..
Vekil olacaksınız dedi, oldular..
Parti kuracaksınız dedi, kurdular.
Birilerine tezgah kuracaksınız dedi, kurdular.
Şantaj yapacaksınız dedi, yaptılar.
Fişleme yapacaksınız dedi, yaptılar.
Adam harcayacaksınız dedi, harcadılar.
Soru çalacaksınız dedi çaldılar.
Devleti dolandıracaksınız dedi, dolandırdılar..
Sokağa çıkacaksınız dedi, çıktılar,
Silah kullanacaksınız dedi, kullandılar.
Adam öldüreceksiniz dedi, öldürdüler.
Darbe yapacaksınız dedi, yaptılar.
Devlete kafa tutacaksınız dedi, tuttular.
Hocaefendisinin manevi alemden işaretler, emirler aldığına inanan adanmış, kaliteli, kaşarlı, halis muhlis bir FETÖ'cü olan bu arkadaşın 15 Temmuz ihanet hareketinden sonra çalıştığı kamu kurumundan ihraç edildiğini duymuştum.
Yakın zamanda öğrendim ki ihraç kararına itiraz etmiş.
Mahkeme yeterli delil bulamamış olsa gerek ki berat edebilmiş, geri dönmek için bekliyormuş..
FETÖ soruşturmasından paçayı kurtaran bu arkadaşı son zamanlarda sosyal medyada görüyorum; hak, hukuk, adalet paylaşımları yapıyor..
Ne yapmaya çalışıyorsun, kime ne mesaj vermeye çalışıyorsun diye soranlara;
- ben yanlış, kötü bir şey söylemiyorum..
Ben devlet adil olsun, herkes adil olsun diyorum, adalet tavsiye ediyorum, bunun neresi kötü diyor.
İslam’ın adaletinden, Hz. Ömer adaletinden bahsediyor..
Hz Ömer adaletinden, İslam adaletinden bahseden başka bir FETÖ'cüye;
Hz. Ömer adaletinde hainin, bâgî'nin, eşkıyanın cezası idam değil midi diye sordum.
İdamdır dedi.
Peki FETÖ'cü kaç darbeci, eşkıya idam edildi, infaz edildi diye sordum..
Cevap.
Sükût.
Cevap yok.
Hz Ömer adaleti olsa idam edilip, kabirde hesap veriyor, azap çekiyor olması gereken adamların hepsi hayattalar.
Ve utanmadan devlete adalet dersi vermeye kalkışıyor, sosyal medyadan adalet vaazları veriyor, devleti, hükümeti zalimlikle suçluyor, adeta hesap soruyor, tehdit bile ediyorlar..
FETÖ'cüler benden, milletten ya da devletten daha mı adiller?
Örgütleri binlerce elemanıyla on binlerce fırıldağı aynı anda çevirirken adalet, hak, hukuk, insaf, vicdan, merhamet akıllarına gelmeyen;
- biz bu yanlışları neden, nasıl yapıyoruz, bunların hesabını devlete, millete ve Allah'a nasıl veririz, bunca yanlışın, ihanetin, zulmün hesabının altından nasıl kalkarız diye sormayan adamcıklar, bu gün devlete, millete adalet vaazları vermeye kalkışıyorlar..
Kırk yıl boyunca FETÖ'nün gerçek yüzünü göremeyenler 15 Temmuz gecesi FETÖ'nün gerçek yüzünü, FETÖ'cülerin adaletinin nasıl bir adalet olduğunu görmediler mi, görmedik mi?
Hak, hukuk, adalet, insaf, merhamet sözleri herkesin ağzına yakışır ama FETÖ'cülerin ağızlarına yakışmaz..
FETÖ'cüler adalet için adalet istiyor değiller.
İhanet çarklarını yeniden çevirebilmek için fırsatlar istiyorlar.
Allah elbette ellerine yeniden fırsat vermeyecek. Verecek olsaydı almazdı.
Ama emin olun bu devletten, milletten en acımasız şekilde intikam alabilmek için çıldırıyorlar, kuduruyorlar..
"Kininizle geberin.." Ali İmran 119, Orhan Salcı, 03.04.2023
Yazı size tefekkür imkânı sağlamıştır inşallah. Tabii ki, Kur’anî tefekkür edenlere.
Selam ve Sabırla… 05.04.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?