Siyaseten deTebliğle Görevliyiz Hidayetle Değil
Veysi ERKEN
Elhamdülillah Müslüman’ız. İslam hayatın bütününü kuşatır ve Müslüman’ın siyasetle iştigalini meşru görür. Siyaset, “toplumun işlerini üzerine alma, yürütme, yönetme işi, insan topluluklarını yönetme sanatı” şeklinde tanımlanır” https://islamansiklopedisi.org.tr/siyaset
Bu tanım bile İslam’ın kuşatıcılığını anlatmaya yeter. Buradan hareketle diyebiliriz ki, her Müslüman Hz. Muhammed’in sav. bizlere bildirdiği vahiy çerçevesinde ve uyguladığı yöntemlerle her mecrada iyiliği tebliğ etmekle mükelleftir. “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.Âl-i İmrân-104” https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/%C3%82l-i%20%C4%B0mr%C3%A2n-suresi/397/104-ayet-tefsiri ayeti mükellefiyetin delilidir.
Müslüman peygamberine uyar. “Artık sen öğüt ver, çünkü sen ancak bir uyarıcısın. Gaşiye-21” https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/G%C3%A2%C5%9Fiye-suresi/5988/21-24-ayet-tefsiri “Kuşkusuz sen istediğini hidayete erdiremezsin. Ama Allah dilediğini hidayete erdirir ve hidayete erecek olanları en iyi O bilir. Kasas-56” https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Kasas-suresi/3308/56-ayet-tefsiri
Bu iki ayet bize şunu gösteriyor. Peygambere tabi olun ve onun yolunu takip edin, iyiliği tebliğ edin. Buradan hareketle diyebiliriz ki, bizler “tebliğ”le mükellefiz “hidayet”le değil.
Tebliğle mükellef olduğumuza göre hayatın her alanında gördüğümüz kötülükleri ve kötüleri düzeltmeye çalışmamız gerekir. Hz. Peygamber sav. “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Buna gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Buna da gücü yetmezse, kalbiyle muhalefet etsin ki bu, imanın en zayıf hâlidir.” (Müslim, Îmân, 78. Ayrıca bkz. Tirmizî, Fiten, 11; Nesâî, Îmân, 17)
Günümüzün dünyasında maalesef kötüler ve kötülükler hızla yayılmaktadır. Bilhassa siyasi alanda “kötülük üretim merkezi”nin faaliyetleri vatan sathının tamamını kaplamış vaziyettedir.
Bilhassa fetöist teröristler medyada ve sosyal medya vasıtasıyla siyasi alanda algı operasyonlarını hızlı ve kesif bir şekilde yürütüyorlar.
Bu iki ayaklı insan görünümlü şeytanlara karşı Hz. Peygamberin izinden giderek mücadele etmek her mümin Müslüman’ın görevidir.
İki ayaklı Müslüman görünümlü bu şeytanlar her türlü aracı ve yöntemi rahatlıkla kullanmaktadırlar.
Yalan, iftira, inkâr, itham, olayların üstünü örtme ve karartma başlıca yöntemleridir. Aynı yalanı ve iftirayı binlerce tekrarlamaktan vazgeçmezler.
İslami anlamda yaşamaya çalışan herkes bu iki ayaklı şeytanlara karşı medyada ve sosyal medyada mücadele etmekle mükelleftir.
Bu sebeple sosyal medyada çokça paylaşımda bulunuyorum.
Belki bazıları rahatsızlık duyuyordur.
Gördüğüm kadarıyla yazılarımdan rahatsızlık duyan genel olarak bu iki ayaklı şeytanlardır. Çünkü gerçeklerin bilinmesini istemezler.
Sorulan her soruya aynı nakaratı tekrar ederler.
Mesela 15 Temmuz kalkışmasında yüzlerce kişi şehit oldu, binlerce kişi yaralandı, bombalar yağdırıldı bunu neden sormuyorsunuz, dillendirmiyorsunuz, unutturmaya ve katilleri korumaya çalışıyorsunuz denildiğinde cevap aynı o bir tiyatro.
Bu habis ur gibi yaygın olan iki ayaklı şeytanlara karşı mücadele etmek ve gerçekleri tebliğ etmek her Müslüman'ın görevidir.
Tebliğ bizden hidayet Allah’tandır.
Siyaseten vazifemizi yapalım ki, ülkemizi yok etmeye çalışan Biden’in, Soros’nun vs tasmalıları, bir masa etrafında cem edilmişleri, fetöist şeytanları cehennem çukuruna yuvarlansın.
Gün Hz. Muhammed Mustafa’nın sav. İzinden yürümek ve şeytanlara karşı mücadele etme ve algı operasyonlarını boşa çıkarma günüdür.
Selam ve Sabırla… 12.04.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?