10 Ağustos 2025 Pazar

Ortak Acıları Ortak umuda Çevirmek

Ortak Acıları Ortak umuda Çevirmek

Veysi ERKEN Dr.

Elem, keder, hüzün denilir “acı”ya.

Hissî veya zihni olarak yaşanan bir durumdur.

Acı rahatsızlık, huzursuzluk ve sıkıntı hissidir.

“Acı” bireysel olduğu gibi toplumsal da olur.

“Gazze”, “Doğu Türkistan” bölgeleri “toplumsal acı”ların arş-ı âlâ’ya yükseldiği yerlerdir.

Toplumun bütünü aynı acıyı çekmekte, keder ve hüznü yaşamaktadır.

Toplumsal acıları insan olan herkes ne zaman hissederse onları ortak sevince, umuda çevirebilir.

İnsanlık ortak sevince ve umuda muhtaçtır.

Ortak umudu ve ümidi inşa zamanıdır.

Bizler ortak umudun inşa edilebileceğine inanıyoruz.

Yeter ki, gayret edelim.

İnsanlar çalıştıklarına kavuşur.

“İnsan ancak çabasının sonucunu elde eder. Ve çabasının karşılığı ileride mutlaka görülecektir. Sonra kendisine karşılığı tastamam verilecektir. Necm, 39-41” ayetleri bunu izah eder.

Evet.

Bizler ortak acıları, ortak umuda çevirebilecek yaratılıştayız.

Ümitsiz değiliz. Aleyhimize, insanlığın aleyhine aşırı gitmiş olsak da ümitsiz değiliz.

“De ki (Allah şöyle buyuruyor): “Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. Zümer-53” ayeti mucibince ümitliğiz ve bir gün başaracağımıza inanıyoruz.

Şimdi gayret ve çaba zamanıdır.

Selam ve Sabırla… 10.08.2025

Gazze İçin Kıyam İsrail için Kıyamet Vakti

Gazze İçin Kıyam İsrail için Kıyamet Vakti

Veysi ERKEN Dr.

Bütün iyi insanlara, yöneticilere, ahlaklı olanla çağrıdır.

Şimdi Gazze, Gazzeliler için KIYAM vaktidir.

Bu vakit Siyonistlerin kışlası olan İsrail için KIYAMET vakti olmalıdır.

İnsanlığı özgürlüğü, kurtuluş, felahı Siyonistlerin tasfiyesi, İsrail’in tasfiyesi için Kıyam vaktidir.

İsrail’in kıyameti kopmadan, koparılmadan insanlığın özgürlüğü söz konusu değildir.

Dünyanın bütün meydanlarını iyi insanlar kıyamla doldurmalı ve Gazze’ye doğru seferler başlatılmalıdır ki İsrail’in kıyameti başlasın.

Bir LEŞ miş m İLLETLER ve benzer Siyonist kuruluşlardan bir şey beklemek beyhudedir.

İnsanlık kendi göbeğini kendi kesmeli, Gazze için kıyam etmeli ve İsrail’in kıyametini koparmalıdır.

Bir çağrı ile meydanlarda destanlar yazılmalı ve Siyonistler Uşaklarıyla tasfiye edilmelidir.

Bütün vicdanlı, ahlaklı, insan olan iyi liderler meydanlarda toplanarak, kıyam ederek GAZZE’YE seferler düzenlemelidir.

Gazze, Kudüs bütün mazlum topraklar insan seliyle coşmalı, dolmalı ve soykırım durdurulmalı, Gazze, Kudüs özgürleştirilmeli, Siyonistler tasfiye edilmelidir.

Böyle bir çağrı ve kıyam insani, ahlaki bir sorumluluktur.

İnanıyorum ki, bütün iyi insanlar, vicdanlılar, ahlaklılar, Müslümanlar icabet edecek ve insanlar özgürleşecek.

Böyle çağrılar, kıyamlar yapılmadığı müddetçe Siyonist haçlılar ve uşakları katliamdan, işgalden, yıkımdan vazgeçmeyeceklerdir.

Böyle bir çağrı ve kıyam farzdır, şarttır.

İnsan olan böyle bir çağrıya ve kıyama uyar.

Yeter artık.

İnsanlar açlıktan ve susuzluktan kırılıyor.

Sadece bombalarla, yıkımlarla değil açlık ve susuzlukla öldürülüyor.

İnsan olmayan, insan görünümlü şeytanlar tarafından Gazze, Gazzeliler imha ediliyor.

Gazze’de, Kudüs’te toplanma çağrısının yapılması ve kıyam farzdır, şarttır.

Vakit kalmamıştır.

Hemen şimdi çağrı ve kıyama icabet yapılmalıdır.

Selam ve Sabırla… 10.08.2025

9 Ağustos 2025 Cumartesi

İsrail’in Tasfiyesi Şarttır

İsrail’in Tasfiyesi Şarttır

Veysi ERKEN Dr.

İman edenlere, Müslüman olanlara, insan kalanlara açık ve her zaman geçerli bir çağrıdır CİHAD.

Gazze’nin ve Gazzelilerin felahı, İsrail denilen kışlanın tasfiyesi için Cihad farzdır.

Bu çağrı bir an önce orduların ve halkların akınlarıyla gerçekleştirilmelidir.

Bu çağrıyı yapmaya bütün yöneticiler sorumludur.

İman edenleri, insan olanları elem verici azaptan kurtaracak olan CİHADdır.

Her şeyle, boykotla, her yol ve yöntemle siyonist haçlı soykırımcılarına karşı CİHAD.

Allah, “Ey iman edenler! Sizi, elem verici azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi? Allah’a ve resulüne iman edersiniz, Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edersiniz. Bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Saff, 10-11 buyurur.

Bu cihadı gerçekleştirmeyen, öncü olmayan, yol açmayan bütün yöneticiler sorumludur.

Evet.

Gazze’de mücahidler cihad halinde. Gazze’de olmayanlar da Gazze için cihadla, yardımla, oraya akın etmekle mükelleftir.

Malla, canla, Siyonistleri boykotla ve kullanılabilen her yöntemle CİHAD farzdır ki işgal, katliam, soykırım bitsin.

Mısır’ı, Ürdün’ü, Abbas yönetimini zorlamak, dağıtmak, kapıları açtırmak, Gazze’lilerin gıdaya, suya, silaha erişimini kolaylaştırma cihadı farzdır, vakit geçmiştir.

Bundan kaçınan, gücü yettiği halde destek olmayan herkes sorumludur ve Allah’a hesabını vereceğine, cehennemlik olduğuna inanıyoruz.

Gazze için cihad farzdır.

İyiler topyekûn Gazze’ye akın etmelidir ve İsrail denilen kışlayı tasfiye etmelidir.

Tespih taneleri gibi dağılmış, dağıtılmış ümmeti, iyi insanları Müslüman ve ahlaklı devletleri toparlayacak imameye, imamete acilen ihtiyaç vardır.

Dağınıklığı giderecek, fetvanın gereğini ifa edecek liderliği sağlamak CİHADTIR.

Zalimlerden, katillerden, soykırımcılardan yana olmamak için duruş sergilemek CİHADTIR.

Allah insanlara “Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz! Hud-113” diye buyurur.

Sessiz kalmak zalimlere, katillere yardım etmektir.

Gazze’de insanlar, hayvanlar, bitkiler, kısaca her şey ölüyor, dünyada insanlık ölüyor.

İnsanların ölmemesi, insanlığın ölmemesi, esaretin, açlığın, yokluğun, susuzluğu ve İsrail’in tasfiyesi için Gazzelilere yardım etmek, oraya akın etmek cihadtır.

Evet, 

CİHAD şuuruna sahip olanlar, Allah’ın vahyini şuurlu bir şekilde yaşayanlar gevşemeden zalimlerle, müfsitlere, münafıklara karşı durmak ve her türlü ilişkilerini kesmekle, onlara karşı cihadla mükelleftir.

Ayette; “(Ey inananlar zalimlere, yeryüzünde fesat çıkaranlara karşı) gevşemeyin, (yaptıklarından dolayı da) üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü'minseniz mutlaka onlara galip geleceksiniz (ve inandığınız sürece de galip gelmeye/üstün olmaya devam edeceksiniz). Âl-i İmrân-139”

Hâsılı kelâm şimdi gevşememe, direnme, Gazze ve Gazzeliler için cihad etme, Gazze’ye akın etme zamanıdır.

Söz bitmiştir.

İcraat ve Gazze’ye akın etme ve oraya girme farzdır.

Selam ve Sabırla… 09.08.2025

İlk Soru Nerelisin Olmamalıdır

 İlk Soru Nerelisin Olmamalıdır 

 

 Veysi ERKEN Dr.

 

“Kimlik/hüviyet”in belirleyicisi “din”dir veya din olması gerekir aksi takdirde “aidiyet”i “kimlik” diye yutturur toplumları parça parça ederler.

Bizim kimliğimizin tek belirleyicisi İslam’dır.

İslam kimliğimiz değilse her şeyimizi, insanlığımızı, milliyetimizi ve aidiyetimizi kaybederiz.

Siyonist haçlı zihniyeti kültürel soykırımı ile zihnimizi işgal etmiş ve “aidiyet” için sorulan soruyu “kimlik” sorusuna çevirerek büyük bir bölücülüğe sebep olmuş ve kimliğimizi kaybetmemize yol açmıştır.

Karşılaştığımız veya yeni tanıştığımız birisine ilk sorumuz kimlikle ilgili olmayan şu soru oluyor genellikle.

Nerelisin?

Falan il, ilçe denilince hemen Kürt müsün? Arap mısın? Laz mısın? Çerkez misin? diye sormaya ve aidiyetle  “kimlik”lendirmeye başlarız.

Böylece kimlikler yerine aidiyetler sorulur ve birer kimliğe dönüştürülerek toplumsal bölücülük başlatılır.

Aklımıza Müslüman mısın, Siyonist misin? Hindu musun? Yahudi misin? soruları gelmez.

Bilindiği üzere “İslâm” tevhid/birlik”i esas, Siyonist haçlı “tefrika/bölücülüğü” esas alır.

Nerelisin ve Kürt müsün soruları ile bölücülüğe zemin hazırlamış ve Siyonistlerin tuzağına düşmüş ve tevhidi parçalamış oluruz.

Merhum Abdurrahim Karakoç.

“Birleşin ey! Yolları Kur'an'da birleşenler

Birleşin, itikatta, imanda birleşenler

Ayrılık yakışmıyor, bölünmek günah size

Birleşin ey! Secde-i Rahman'da birleşenler” diyerek “kimlik” inşasının tevhid eksenini anlatıyordu.

Evet, kimliğimiz inşasında “La ilahe illallah Muhammedun Resulullah”  yoksa bölücülüğü inşa etmek kolaydır ve Siyonistler bunu başarıyorlar.

Tefrika virüsü bünyemizi sarmıştır.

Bilinmelidir ki, İslam aidiyeti reddetmez, yok etmeye çalışmaz.

İslam “aidiyet”in “kimlik” diye ikame edilmesini reddeder.

Aidiyeti ne olursa olsun her Müslüman bunu bilmesi ve kimliğini “İslam”la inşa etmesi gerekir.

Ülkemizin, İslam ve mazlum coğrafyaların halası ve felahı buna bağlıdır.

Halas için kimliğe uygun terbiye ortamı hazırlanmalıdır ki, bölücülük ve tefrika virüsü akamete uğrasın, Siyonist haçlı zihniyeti tasfiye edilebilsin.

Selam ve Sabırla… 09.08.2025

8 Ağustos 2025 Cuma

Kitap Yüklü Merkepler/Eşekler

Kitap Yüklü Merkepler/Eşekler

Veysi ERKEN Dr.

Allah insana ilim ve hikmeti nasip etmemişse ne kadar okuyup yazarsa da “eşek”likten kurtulamaz.

Dün böyle bir merkeple tanıştım.

Unvanı kalabalık.

Kur’an-ı Kerim’in semantiği/ anlam bilgisi ile ilgili epey kitabı varmış.

Cami avlusunda çay içtik, sohbet ettik.

Ezan okununca alışveriş yapmak bahanesiyle camiyi terk etti.

Meğerse “namaz” kılmıyormuş.

Tam bir haşhaşi kafası.

Namazı kaldırmış.

Ayette bunları “eşek”lere benzetilir.

“Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini inkâr eden topluluğun hâli ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu hidayete erdirmez. Cum’a-5”

Tam bir eşek diyemeyeceğim.

Eşeğe hakaret olur.

Anlayış bakımından aşağılık.

“Bayağı arzularını tanrılaştıran kişiyi gördün mü? Şimdi sen, bu adamı da doğru yola getirmekle yükümlü olabilir misin? Yoksa sen, onların büyük çoğunluğunun gerçekten senin davetine kulak verdiklerini yahut doğru dürüst düşündüklerini mi sanıyorsun? Aksine onlar, başka değil, bir hayvan sürüsü gibidirler, hatta tuttukları yol bakımından daha da sapkındırlar. Furkân, 43-44” ayetinde belirtildiği gibi, arzularını ilahlaştırmış ve aşağılık/ esfel derecesine yuvarlanmıştır.

Bu aşağılıklardan uzak durmak kişinin hayrınadır.

Çünkü onlarda “eşek”lik bakidir.

Cehennemin en aşağı derecesinde haşr olacaklardır.

Selam ve Sabırla…08.08.2025

6 Ağustos 2025 Çarşamba

Satıyor, Sendikalar Satıyor

Satıyor, Sendikalar Satıyor

Veysi ERKEN Dr.

6289 sayılı Kanunla, 4688 sayılı Kanunun birçok maddesi ve adı değiştirilerek mevcut Kanun, Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu adıyla 4 Nisan 2012 tarihinde TBMM’de kabul edildi ve yürürlüğe girdi.

Evet,

Güya tarafların görüşleri alınacaktı.

Eğer tarafların görüşü alınıyorsa yetkili sendikalar ve sendikacılar sürekli olarak az gelirli memur ve memur emeklisini satıyor, mağduriyetlerinin müsebbipleri arasında yer alıyor.

Zira ücret ve maaş düzenlemeleri adalete, hakkaniyete, ülke gerçeklerine ve insani değerlere göre yapılmıyor. Seyyanen artışlardan emekliler mahrum ediliyor.

Bilhassa sendika aidatları işveren konumunda olan devlet tarafından ödendiğinden beri sendikaların hak arama işlevleri tamamen bitirilmiş, sendika ağalığı oluşturulmuştur.

2026 ve 2027 yılları için yeni bir” toplu sözleşme görüşmeleri” dönemi başladı.

Yeni dönem için az gelirli memur ve memur emeklisi için satış işlemleri başladı.

Taraflar ortak bir masa etrafında oturup pasta börek yiyerek ve dahi meşrubat içerek “yüzdelik” pazarlıklar yaparak az gelirlilerin maaşlarında “yüz DELİK” daha açacaklar.

Yüzdelik artışlarla, kök, gövde, dal, ince dal ve yaprak maaşlarda artış yaptık diyecekler. Ücreti yüksek olana daha çok ücret az ücret alana az ücret oyununu beraber oynayacaklar.

Hatta iki yıl aradan sonra zorlu(!) bir o kadar mücadele(!) ve pazarlıkla(!) geçen “TOP”lu sözleşme görüşmeleri” oyununu başarılı bir şekilde oynadık diye ilan edecekler.

Mesela %50 artış sağladık diyecekler.

Peki, bu artış maaşlara nasıl yansıyacak dediğinizde 10,0000 lira maaş alanın maaşına 5.000 lira 100.000 lira maaş alanın maaşına 50.000 demeyecekler.

Gelir makasının daha da açıldığından bahsetmeyecekler.

20.000 alanın maaşı 30.000 oludu diyecekler 200.000 alanın maaşı 300.000 oldu demeyecekler, fark katlandı gerçeğini gizleyerek koltuklarında kurulmaya, ağalıklarına devam edecekler.

Tabir yerinde ise zengini daha da zenginleştirdiklerinden, fakiri daha da fakirleştirdiklerinden asla bahsetmeyecekler.

Sadece “Âli menfaat”, “ülkenin gerçekleri” ve “TOP”lu görüşmelerin ne kadar çetin geçtiğinden, nasıl TOP çevirdiklerinden dem vuracaklar.

Muhtemeldir ki, bu oyunun ne kadar çetin geçtiğini izah babında “hakem Heyeti”nin de devreye girdiğinden de bahsedecekler.

Evet.

Yeni bir kandırma dönemi başlıyor.

Şayet sendikacılar samimi bir şekilde toplu sözleşme görüşmelerine katılacaklarsa asla “yüz DELİK” açacak ve “DELİK”leri kapatmayacak “yüzdelik” artışları kabul etmeyecekler, toplu görüşme sözleşmesini imzalamayacaklar.

Evet, samimilerse yapmaları gereken tek şey şudur.

En az maaşın en fazla 2,5 katı en yüksek maaş olur demeleridir.

Gelirler arasındaki makas ancak bu şekilde daralır.

Misal en düşük maaş 20.000 lira ise en yüksek maaş 50.000 lira olmalıdır dedikleri takdirde samimi olduklarını göstermiş olurlar.

Böylece külfet nimet dengesi korunmuş olur.

Bu anlayış hâkim olmadıkça “altta kalanın canı çıksın” uygulaması devam edecek, sendika ağaları ve bürokratlar saltanatlarını devam ettirmeye ve gelirlerini arttırmaya düşük gelirli memur ve emeklilerini satmaya ve devam etmiş olacaklar.

Göründüğü kadarıyla ücret ve gelir makasının alabildiğine açıldığı, yaraların ve DELİKlerin kapanamayacak hale dönüştüğü gerçeği asla gündemde yerini bulmayacak.

Sendikacılar düşük gelirli memuru ve emeklisini satmaya devam edecekler ve bu anlayışla 2026 ve 2027 sefaletin artışına katkı sağlayacaklar.

Selam ve Sabırla… 06.08.2025

 

 

 

İyiler Gazze Meydanına Çağırılmalı

 İyiler Gazze Meydanına Çağırılmalı 

Veysi ERKEN Dr.

Bir çağrı ile 15 Temmuz 2016 günü Fetöitlere karşı meydanlarda destan yazılmış ve Siyonistlerin uşakları geri püskürtülmüştü.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan yanına bütün vicdanlı, ahlaklı, insan olan iyi liderleri alarak bütün iyileri ve Müslümanları Gazze ve Gazzeliler için meydanlara davet etmelidir.

Gazze ve Kudüs toprakları insan seliyle coşmalı, dolmalı ve soykırım durdurulmalı, Gazze, Kudüs özgürleştirilmelidir.

Böyle bir çağrı insani, ahlaki bir sorumluluktur.

İnanıyorum ki, bütün iyi insanlar, vicdanlılar, ahlaklılar, Müslümanlar icabet edecek ve insanlar özgürleşecek.

Böyle çağrılar yapılmadığı müddetçe Siyonist haçlılar ve uşakları katliamdan, işgalden, yıkımdan vazgeçmeyeceklerdir.

Böyle bir çağrı farzdır, şarttır.

İnsan olan böyle bir çağrıya uyar.

Yeter artık.

İnsanlar açlıktan ve susuzluktan kırılıyor.

Sadece bombalarla, yıkımlarla değil açlık ve susuzlukla öldürülüyor.

İnsan olmayan, insan görünümlü şeytanlar tarafından Gazze, Gazzeliler imha ediliyor.

Gazze’de, Kudüs’te toplanma çağrısının yapılması farzdır, şarttır.

Vakit kalmamıştır.

Hemen şimdi çağrı ve icabet yapılmalıdır.

Selam ve Sabırla… 06.08.2025

 

5 Ağustos 2025 Salı

Sabatayist Çete Düğmeye Bastı

Sabatayist Çete Düğmeye Bastı

Veysi ERKEN Dr.      

“Benzeme benzet” ilkesiyle hareket eden sabatayist çete “baba”ları marifetiyle yine düğmeye bastı.
Çetenin güzelliğe, olumluya, doğruluğa ve huzura tahammülü yoktur.Varsa yoksa derdi huzursuzluk, korku yönetimi ve fakirliktir.
İnsanımız ne kadar fakir, cahil ve üzüntülü ise çete o kadar mutlu.
Ülkemizde olup biteni bu zaviyeden değerlendirme durumundayız. Aksi takdirde olanı biteni anlamamız refaha, huzura ve adalete kavuşmamız mümkün olmaz.
Geçmiş bir aylık hadiseleri gözümüzün önüne getirdiğimizde “çete”nin nasıl düğmeye bastığını hemen anlarız. Çetenin “baba”sı kafayı duvara çarpmaktan bahsederek mensuplarına yol gösterdi. Akabinde açılış törenlerinin değerlendirilmesi uyarısı geldi.
İşte ne olduysa bundan sonra oldu.
Çetenin eylemleri dolaylıdır. O hep “maşa”larını “kırmızı” kitapçıklarla harekete geçirir. Artık malum oldu. Kendisini “devlet” olarak gören çete “kitapçık”larını güvenilir elemanlarına tevdi eder. Bu durumdan seçilip de bakan olanların haberi olmaz. Bu durumu başbakanlık müsteşarlığı ve bakanlık yapmış olan dillendirmiştir.
Sabatayist çetenin viyaklamaları “gerginlik stratejisi”ne dayanır.
Olabilecek güzel gelişmeleri papazları ve maşaları vasıtasıyla engellemeye çalışır.
Rektör ve dekan kelimelerinin papaz anlamında olduğunu bilenlerce malumdur ki, üniversiteler papazlarca idare edilmektedir. Papazlık unvanına sahip olanların bir kısmı olanı biteni anlayacak kemâle ermediklerinden onlar sadece maşa olarak kullanılırlar.Gerginlik stratejisini kullanan çetenin yüksek öğretimdeki maşalarından bir kısmının Hıristiyan  ve kiliseler birliği üyesi olduğu artık gizlenemez hale gelmiştir.
Çetenin “maşa”lığına talip olanların bir kısmı üzülerek belirtmeliğiz ki, milliyetçi(!), ülkücü(!) ve mukaddesatçı(!) kılıklılardır.
İslâmî hassasiyeti yüksek(!) olanlar gizlice mevcut iktidar partisini bölmek için görüşürken, milliyetçi(!) ve ülkücü(!)ler kızıl bayrakçılarla kol kola yürüyebilmekte ve gerekirse silah kullanabileceklerini ifade edebilmekteler.
 Çete insanımızı kültürel kodlarından uzaklaştırarak hedefine adım adım yaklaşmaktadır.
Başta muktedir olamadığını söyleyen iktidar mensupları olmak üzere bu ülkenin tüm sahiplerine sesleniyorum. Siyasi görüşünüz, mezhebiniz ve meşrebiniz ne olursa olsun ortak paydanız bize ait kültürel kodlar ise bu oyunu bozmak için beraber hareket ediniz.
 Birliktelik bugün gerçekleştirilemezse yarın geç olabilir.
 Geç kalınırsa korkarım ki, Sabatayist çete başarılı olur ve ülkemiz tapınak şövalyelerince tamamen işgal edilir ve insanımız köleleştirilir.
 Olanı biteni doğru okumalıyız. Geç kalmayalım.
 Unutulmamalıdır ki, “şirket devlet” anlayışıyla hareket eden tapınakçı küresel çete bütün ülkelerde maşalarını kullanarak her şeyi eline geçirmeye çalışmakta ve ülkeleri huzursuzluğa sürüklemektedir.
 Ülkemizdeki şirket ve kültürel işgaller bunun bir göstergesidir.
 Artık “gerginlik stratejisi”ni güden melun çetenin oyununa son verme ve milletin iktidarını temin etme zamanı gelmiştir.
 Sabatayist çeteyi çözmek için ilk önce “baba”ya dikkat etmek gerekir.
 Selam ve Sabırla... 21.06.2006     Not:19 yıl öncesine ait

Terörle Yollarını Ayırmış Türkiye

Terörle Yollarını Ayırmış Türkiye

Veysi ERKEN Dr.

Türkiye’nin, coğrafyamızı ve bütün dünyanın KAN DERYASI’NA dönmesini isteyen Siyonist haçlı zihniyeti daimi olarak ülkelerin içindeki uşaklarını, piyonlarını, işbirlikçilerini kullanmakta ve harekete geçirmektedir.

Bu senaryonun oyunlaştırılması asırlardır kesintisiz bir şekilde sahnelenmektedir.

Bunlar kandan, yokluktan, açlıktan beslenen kenelerdir, ihanet şebekeleridir.

Yaptıkları bir tek şey vardır.

Yıkım ve soykırım.

Medyada sürekli olumsuz yayın, batırmak istedikleri şirketlerin haberlerini yaparlar.

Satılmış kalemşorları, politikacı kılıklı elemanları, ahlaksız akademisyenleri, hırsız sanayicileri ve tüccarlarının işi ülkeyi batmış göstermekten ibarettir.

“Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda yapılmak istenenleri bu sebeple karalıyorlar, engellemeye çalışıyorlar.

Bu ahlaksızlara sorduğumuzda münafıkça terörü bizde istemiyoruz derler.

Peki, çözüm ile ilgili teklifinizi ortaya koyun denildiğinde ahlaksızca sırıtmadan başka bir şeyleri yoktur.

Kancıklık, mandacılık, kalkınmayı engellemek, yatırımları durdurmak ve ihanet bunların tıynetidir.

Terörsüz Türkiye için gayret eden Sayın Devlet Bahçeli bunları şöyle tanımlamaktadır.

“Terörden arınmış, terörle yollarını ayırmış, terörü kutlu hayatından söküp atmış Türkiye'yi durduracak, duraklatacak ve durgunluğa sürükleyecek herhangi bir müessir ve mütehakkim gücün varlığı artık sadece hayal mesabesindedir. Kuşatma yarılmış, bölgesel ve küresel kumpas sökülüp atılmıştır. Terörsüz Türkiye, tereddütleri geriletmiş, tenakuzları gidermiş Türkiye'dir. Terörsüz Türkiye, milli birlik ve kardeşliği güncellemiş ve güçlendirmiş Türkiye'dir.

Elbette ve beklendiği üzere ülkemizin yeni normaline ayak uydurma zorluğu çekenler vardır ve beklendiği gibi bundan sonra da olacaktır.

Bu kapsamda kimi ucuz ve uçuk suçlamaların tedavüle sokulması aslında uyum probleminden ziyade yakalanan tarihi fırsatın çok yönlü tahrip, tehdit ve tahrişiyle ilişkilidir.

Terörsüz Türkiye'yi, siyasi ve ideolojik çıkarlarına aykırı görenlerin bir kaşık suda fırtına koparmak için yanıp tutuşmaları, bunun yanında kabaran istek ve iştahları son günlerde iyice artmış ve yaygınlaşmıştır.

Statükodan geçinen bağnaz kafalar, vesayet özlemi çeken bağımlı odaklar, milliyeti meçhul sözde milliyetçiler, yalan ve dedikodu borsasına yatırım yapan melun çevreler, emperyalizm ve Siyonizm uşaklığına heves eden işbirlikçiler topluca Terörsüz Türkiye hedefini yıkma ve yıpratma amacında birleşmişlerdir.

Bölgesel dinamiklerin ve küresel denklemlerin içyüzünü okumak şöyle dursun böylesine cesameti ağırlaşmış çok vektörlü meseleler yumağını satıhta bile idrak ve ifade edemeyenlerin pek tabii iradeleri mefluç, iddiaları mefsuhtur."

Evet.

Terörsüz Türkiye özleminde olmayanlar ihanet derekesinde debelenenlerdir ve ipleri başkalarının elindedir.

Selam ve Sabırla… 05.08.2025

 

4 Ağustos 2025 Pazartesi

Terörsüz Türkiye

Terörsüz Türkiye

Veysi ERKEN Dr.

“Terörsüz Türkiye” hasretini milletimiz uzun yıllardır çekiyor.

Hatta Terörsüz Dünya özlemini çekiyor.

Bu onun inancı gereğidir.

İslam’ın şiarıdır.

İslam selam, emniyet, güven, emin olma demektir.

İslam’dan uzaklaşan, uzaklaştırılan toplumlar ve fertler “terör/anarşi/kargaşa” ortamına kolay bir şekilde yuvarlanır ve itilir. Siyonistlerin uşağı olur.

Türkiye “terör” ortamına itilmiştir.

Türkiye’yi terör ortamına itenler, sürükleyenler, insanımızı İslam’dan uzaklaştıranlar Siyonist zihniyetinin uşakları, işbirlikçileri, maşaları, elemanları, münafıklar, Gayrı Müslimlerdir.

Türkiye’yi İslam’dan koparmak isteyenler “amentü”ler yazmış, kişileri ilahlaştırmaya, ilahlıklarını milletin zihnine kazımaya çalışmışlardır.

Eğiterek insanımızı terörize etmiş, ülkemizi terör ortamına çevirmişlerdir.

Uzun yıllardır böyle sürüp gitmiştir.

Devlet Bahçeli’nin açıklaması ile birlikte “terörsüz Türkiye” hedefi inşa edilmeye çalışılmaktadır.

İla-ı Kelimetullah için nizâm-ı âlemi gaye edinenlerin tamamı “Terörsüz Türkiye” ve “Terörsüz Dünya” için gayret sarf etmelidir.

Bu ahlaki bir görevdir.

Böyle bir gayret ülkemizi ve dünyayı rahatlatacak Siyonistlerin tasfiyesini kolaylaştıracaktır.

Şimdi sahaya inme zamanıdır.

İlay-ı kelimetullah diyen herkes, her kurum sahaya inmekle mükelleftir.

Bu davadan dönen alçaktır.

Hedef “Terörsüz Türkiye” ve “Terörsüz Dünya”.

MHP’liler, AK Partililer ve yüreği terörsüz günleri arzulayan, hayalini kuranlar sahada olmalıdır.

Türkiye’nin her sathında, her şehir, ilçe, belde, köyünde, İran’da, Suriye’de, Irak’ta ve ulaşılabilen her yerde “terörsüz Türkiye” ülküsü, hedefi, gayesi ve sağlayacağı kardeşlik ortamı anlatılmalıdır.

“Terörsüz Türkiye maddi ve manevi refah, huzur demektir.

İslam olan herkes Terörsüz Türkiye için sahada olmalıdır, olmakla ve gerçekleri halka anlatmakla mükelleftir.

“Çağrımız İslam’da dirilişedir” diyenlere çağrımızdır.

“Terörsüz Türkiye” için sahaya ininiz.

Vakit kaybetmeyiniz, kalpleri kazanınız, kardeşliği ihya ediniz.

“Leyyin” sözlerle, gönül okşayıcı kelimelerle insanımıza hitap edelim ki, kardeşlik halkaları çoğalsın, secde-i rahmanda buluşanlar çoğalsın.

Ayette. “ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslûpla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer. Tahâ-44” buyrulur.

Şimdi “Terörsüz Türkiye”yi ve “kardeşliği” tebliğ vaktidir.

Selam ve Sabırla… 04.08.2025

 

Gazze: Sessiz/ Çok Sesli İnfaz

Gazze: Sessiz/ Çok Sesli İnfaz

Veysi ERKEN Dr.

GAZZE ve GAZZELİLER bombaların altında parçalanıyor, enkaz-ı beşer yeryüzüne savruluyor, şehirler tarumar, harabe ve Gazzeliler, Hamas insanlık onurunu, şerefini, haysiyetini, özgürlüğünü kurtarmaya çalışıyor.

Gazze ve Gazzeliler aç, susuz ve yıkıntılar altında bırakılıyor.

Lider, sorumlu, yetkili, dünyayı yöneten kabul edilenler SESSİZ esasında ÇOK SESLi bir şekilde infazı seyrediyor, suçun asli sahibi oluyor, şeref ve haysiyetten, insan olmaktan bigâne kalıyor.

Gazze çok sesli bir şekilde İNFAZ ediliyor.

Güya dünyanın hamisi sayılan BİR leş MİŞ  m İLLETLER açıklama yapıyor.

GAZZE’nin son can damarları da kesilmek üzere.

Gazze ve Gazzelilerin nefes boruları kesildi. Boğazlarından bir parça yemek, bir tas su geçmiyor ve haysiyetsizler infazı seyrediyor.

Dip diri meyyitleriz. İnfazı seyreden sessizler/çok sesliler, haysiyetsizler.

Merhum M. Akif “Ey dipdiri meyyitleri, İki el bir baş içindir diye uyarıyordu.

Davransana.

 Eller de senin, baş da senindir” diyordu.

Bizler ellerimizi de başımızı da kaybettik, canlı cenazelere döndük. Bir LEŞ mil m İLLETLER baş değil, Siyonistlerin maşası, kuklasıdır.

Uluslar arası teşkilatların hepsi el de değil, baş da değil.

Siyonistlerin maşalarıdır teşkilat denilen yapılar.

Çok acı.

Siyonist haçlı zihniyetini mahkûm etmeğe çalışmayan bütün liderler yok olmaya mahkûmdurlar. Gazzedeki sezsiz infaz onları infaz edecek inşallah.

Bu hakikat unutulmamalıdır.

Ya. Rab.

Gazze’nin NEFES damarlarını kesen, kalanlarını da kesmeye çalışan, Gazzelileri aç/susuz bırakan Siyonistleri, haçlıları, münafıkları, uşaklarını, işbirlikçilerini ve SESSİZ KALANLARI tamamını, infazı seyredenleri kahreyle. NEFES BORULARINI kes, açlık ve susuzlukla tasfiye et.

Hayatları bitsin, zerreleri dağılsın.

Senden başka iltica edecek, sığınacak, yardım istenecek kimsemiz yoktur.

Etkililer, yetkililer kurumlar bilerek ve isteyerek Gazze'nin nefes borularının kesilmesine, sessiz infazlarına seyirci kalıyor, milletlerini, halklarını aldatıyor.

YA RAB.

Seyirci kalan liderleri kahhar ism-i şerifinle kahreyle.

Söz bitmiştir. Açıklamalar anlamsızdır, oyalamadır.

.

Gazze’yi sahiplenecek insanlık bitmiş.

Dünyayı LEŞler yönetiyor.

LEŞler katliamı, soykırımı, açlığı, susuzluğu seyrediyor.

Sisi’ler, Abbas’lar, Ürdün yöneticileri, Salman’lar ve diğerleri nefes boruları kesmek, aç susuz bırakmak için vahşet uygulayan Siyonist soykırımcıları seyrediyor, teşvik ediyor.

Kudurmuş esfeller katliam ve soykırımlar saat ve dakika başı icra ediyor.

Ya RAB.

Sadece Siyonist haçlı zihniyetinin soykırımcılarının değil, sessiz kalan herkesin NEFES BORULARINI kes, nefessiz bırak, açlık ve susuzlukla da tasfiye et.

İnanıyoruz ki kâfirleri ve işbirlikçilerini cehenneme süreceksin.

Buyuruyorsun  “İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlûp olacaksınız ve cehenneme sürükleneceksiniz. Orası ne kötü bir kalma yeri! Âl-i İmrân-12

Selam ve Sabırla… 04.08.2025

3 Ağustos 2025 Pazar

Sevinin Başlar Yüksekte

Sevinin Başlar Yüksekte

Veysi ERKEN Dr.

“Allah yolunda seferber” olanların başı hep yüksektedir. Onların ülküleri “İlay-ı Kelimetullah için nizam-ı âlem”dir.

Onları başı yüksektedir. Ülküleri gereği; “Ülkümüz göklerde dalgalanan bir sancak,

Allah’ın huzurunda eğiliriz biz ancak” naralarını atmaktadırlar, gereğini ifa etmek için davete icabet etmektedirler.

Ey iman edenler! Size ne oldu ki, “Allah yolunda seferber olun” denilince yerinize çakılıp kaldınız; yoksa âhiretten vazgeçip de dünya hayatıyla yetinmeye razı mı oldunuz? Hâlbuki dünya hayatının sağladığı fayda âhiretinkine göre pek azdır. Eğer toplanıp seferber olmazsanız Allah sizi elem veren bir azapla cezalandırır, yerinize başka bir topluluk getirir ve siz O’na zerrece zarar veremezsiniz. Allah’ın her şeye gücü yeter. Siz peygambere yardımcı olmasanız da önemli değil. Nitekim inkârcılar onu, iki kişiden biri olarak yurdundan çıkardıklarında Allah ona yardım etmişti: Hani onlar mağaradaydılar; arkadaşına “La tahzen, Tasalanma! Allah bizimle beraberdir” diyordu. Derken Allah ona kendi katından bir güven duygusu indirdi, sizin göremediğiniz askerlerle onu destekledi ve inkârcıların sözünü değersiz hale getirdi. Allah’ın sözü ise en yücedir. Çünkü Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. Kolay da olsa zor da olsa sefere çıkın ve mallarınızla canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Bilirseniz, bu sizin kendi iyiliğinizedir. Tevbe, 38-4”

Onlar yerlerine çakılıp kalmadılar.

Yeryüzünü mescit kılıp Gazze’de, Doğu Türkistan’da, Kudüs’te şükür namazını kılmak için gayret ve cihat ediyorlar.

Evet.

Onların elleri cihadtan karıcalanmış olsa da gönülleri merhametle donanmış. Başları hep yüksekte olmuş ve olmaya devam ediyor.

Merhum Necip Fazıl’ın ifadesiyle bu tekerlek tümsekte kalmayacak ve mazlum coğrafyalar özgür olacak.

Dua, dua, eller karıncalanmış;

Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.

Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış...

     Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;

     İplik ki, incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;

Karanlığında nur, yeniden doğuş...

Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!

     Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!

     Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!

Ölsek de sevinin, eve dönsek de!

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!

     Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!

     Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!”

İnanıyoruz ebed bizim, cennet bizimdir.

İnanıyoruz cehennem ve ateş Siyonistlerin, işbirlikçilerinin, uşaklarının yeri ve mekânıdır.

Selam ve Sabırla… 03.08.2025

Gazze’de Şükür Namazı

Gazze’de Şükür Namazı

Veysi ERKEN Dr.

Gazze’de şükür namazını kılmak nasip olur inşallah. “Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze'de şükür namazı kılacağız” diye açıklamada bulundu.  

https://www.youtube.com/watch?v=fxp0-GzsyGs

Siyonistlere, haçlılara ve içimizdeki hain işbirlikçilerine karşı “CİHAD”  devam ediyor. Cihadımız, Gazze’de, Doğu Türkistan’da ve bütün mazlum coğrafyalarda felaket, yıkım, soykırım, vahşet, işgal bitinceye kadar devam edecek ve bir gün Gazze’de şükür namazı kılınacak inşallah.

“Gazze’de şükür namazı” için çok geç kalındı. Sessizlik, suskunluk infazın, katliamın, vahşetin, soykırımın artmasını sağlıyor. İnsan olanlar haykırıyor gerisi susuyor, sessiz kalıyor, infazı seyrediyor.

Şükür namazı için “Kudus’ün, Gazze’nin Bozkurtları, mücahidleri” sahaya inmeli ve İsrail denilen kışlayı tasfiye etmelidir ki, şükür namazı kılınabilsin.

Daha önce  “MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli”;  “Kudüs Bozkurtları” Göreve hazır!

İsrail’in nihai hedefi Türkiye’dir!

Meselenin can alıcı noktası büyük İsrail devletinin kurulma projesidir.

Nil’den Fırat’a kadar sözde vaat edilmiş topraklara hâkimiyet kurmak, İsrail’in inanç bazlı ve tarihi arka planı olan bir hedefidir.

Bu hedefin nihai aşaması da Türkiye’dir.

Adına ister Gönüllü Kudüs Sevdalıları densin, isterse de Gönüllü Kudüs Bozkurtları, zulmün karşısındadır.

Nitekim kahramanlar ihtiyaç hâsıl olursa Zeytin Dağı’ndan Kudüs’e bakmasını, Gazze’deki bebekleri cesaretleriyle muhafaza etmesini bileceklerdir.

 Bu sözlerimden kim ne anlamak istiyorsa onu anlasın.

 İlk kıblemizin şerefini korumak yeri gelirse görevimizdir.

 Buna da hazırız."

https://twitter.com/ibrahimkaragul/status/1732346620040122867

Sayın Devlet Bahçeli’nin açıklaması çok önemli idi, gereği yapılmalıydı ki “Gazze’de Şükür namazı” kılınabilsin.

Geç kalınmakla birlikte gereği yapılmalıdır.

Kudüs Bozkurtları sevdalıdırlar Kudüs’e, Gazze’ye, Türkistan’a. Ümmetin birliğine ve Turan’a, “Gazze’de şükür namazını kılmanın yolunu açmalıdır.

“Zalime karşı Yavuz mazluma Yunus”tur Kudüs’ün sevdalı Bozkurtları.

Kurt bakışlıdırlar it soylulara, Siyonist haçlılara, uşakları ve işbirlikçilerine karşı.

Kudüs’ün Bozkurtları bir ordu olarak Siyonist haçlı zihniyetini paramparça etmelidir. Gazze’de şükür namazının kılınması için zemin hazırlamalıdır.

Gecikmeden.

Kudüs’ün Bozkurtları gerçek bir güç olarak Siyonist haçlı zihniyetinin katillerine, soykırımcılarına dur demelidir.

Tıpkı Selahaddin Eyyubi, Kılıçaslan, Alparslan ve nice kahramanlar gibi.

Gazze’de ve pek çok yerde mazlumların gücü tükeniyor, kırım/soykırım toprakları insansızlaştırıyor, bıçak kemiği kesmiş bulunuyor ve insan görünümlü olan şeytanlar katliamı seyrediyor.

Sessiz kalmak infazdır gerçeği göz ardı ediliyor.

Vicdanı, ahlakı, insaniyeti olan herkes bu soykırıma dur demekle mükelleftir. Dini, dili, ırkı, cinsiyeti ne olursa olsun insan olan gücü nispetine dur demekle mükelleftir.

Chris Hedges İsrail Terör örgütünü savaş makinesi olarak görüyor ve ekliyor.  İsrail savaş makinesinin, toptan insan öldürme kampanyasını derhal durdurması gerekiyor’  şeklinde konuştu https://video.haber7.com/video-galeri/257034-amerikali-papazdan-israil-icin-sok-ifadeler

Chris Hedges açıklamasında tüm dünyaya seslenerek ‘Hepimiz, Filistin halkı için ayağa kalkmalıyız’ diyor.

İnsan olan herkes aynı şekilde haykırıyor. 

Evet.

Vahşetin ortadan kaldırılması için ve Gazze’de şükür namazını kılabilmemiz için “Kudüs Bozkurtları” hemen sahaya inmelidir.

Yarın değil.

Bugün.

Genç kalındı esasında.

Gazze’deki kuşatma, açlık, susuzluk, vahşet, soykırım “Kudüs Bozkurtları”nın marifetiyle ortadan kaldırılmalıdır.

Nihai hedefleri Türkiye olan Siyonist haçlı katilleri durdurulmalıdır. Gazze’de şükür namazı kılınmalıdır.

Katılmayan namerttir diyordu Sayın Bahçeli.

Evet.

Gitmeyen, katılmayan namerttir.

Selam ve Sabırla… 03.08.2025