16 Şubat 2013 Cumartesi

Soygun Düzeni’nin Saygın Soyguncuları



Soygun Düzeni’nin Saygın Soyguncuları
Veysi ERKEN
            Şamil Tayyar derin yapının AK Partiye hulul ettiğini varlığını orada devam ettirmeye başladığını ifade ettiği dönemde “saygınlar”ın farklı muamelelere tabi tutulması gerektiğini ileri sürenlere şaşmamak gerekir.
            Şamil Tayyar’ın tespiti doğrudur. Bu milletin canına kast eden, soygun düzenini kuranlar bugünlerde farklı kılıklara ve kurumlara yönelmiş olduklarından hiç şüphem yok. Geçmişte bir zat bakan iken “saygın soyguncular”dan bahsetmişti. Bakıyorum bugün aynı derin yapı tekrar devrede. Milletin anasını ağlatanların meğer hepsi hastaymış serbest bırakılmaları gerekiyormuş. Uzun tutukluluk dönemi iyi değişmiş. Hele hele bazı saygınlar örgüt üyesi olarak gösterilemezmiş. Medyadaki, sanayideki, holdinglerdeki saygın şeytanlara dokunulmamalıymış.  İhaleler ucuza saygınlara verilmeli imiş.
            Eh ne diyebiliriz.
            Değişen bir şey yok.
            İki binli yılların başında (31.01.2000)   kaleme aldığım yazı bugünü anlatıyor. Beraber okuyalım. “ Sath-ı vatanımızda “soğan Tarlaları”nın ve “kahvaltı Sofraları”nın altından fışkıran hizb’uş-Şeytan’ın marifetleri insan olan herkesin kanını donduran vahşetlerdir. Bu durumun tahlili şuuru yerinde her insan evladının vazifesidir.
             Bu vahşeti kim yapıyor? Kim yaptırıyor? Sorularının analizinin doğru yapılması ve doğru bir şekilde cevaplandırılması gerekir. Bu tekrar tekrar bize seyrettirilen filmin senaryosunu bozmak ve senaristlerini teşhir etmek için elzemdir. Dün “ipi ipe kırdırma” politikası ile binlerce genç fidanı toprağa gömen melun zihniyetin senaryosu ne ise bugün de aynı zihniyetin senaryosu yürürlüktedir.
             Vizyondaki filmin senaryosunu “Soygun Düzeni”nin “Saygın Soyguncuları” yazmışlardır. Bundan aklı başında olan hiç kimse şüphe duymamaktadır. Önemli olan “içimizde saygın soyguncular” var diyenlerin bu soyguncuları açıklamasıdır. Saygın soyguncular açıklanırsa milyarlarca dolara ve binlerce cana mal olan bu film vizyondan kalkar.
            Vizyondaki filmi seyreden herkes  “Soygun Düzeni”ni kuran “Saygın Soyguncular”ın bir avuç dönme ve boğazdaki aşiretten oluştuğunu görür. Bu oligarşik yapı heva, heves, mal, mülk, şehvet ve şöhretlerini ilah edinen, merhum Osman Yüksel Serdengeçti’nin tespitiyle “mabutları ceplerinde, mabudeleri yataklarında” olan hizb’uş-Şeytan’ın ta kendisidir. Hegamonik ve soyguna dayanan düzenlerini devam ettirmek için ahtapot gibi kollarını sath-ı vatanımıza yaymışlardır. Beyin aynı, kolların ismi ve renkleri farklı.
             Oligarşik yapının beyni aynı olduğu halde kollarının rengi ve ismi farklı olduğundan halk vizyona sokulan filmin senaryosunu kavramakta zorlanır. Özellikle Soygun Düzeninin beyin takımında yer alan derin “kartel”in köşe başlarının köşe taşlarının marifetiyle kitle uyuşturulur. Bu soygun düzeninin devamı için elzemdir.
            Halk vizyona sokulan filmin senaryosunu tartışırken onlar her şeyi lüpletip gümletme telaşındadırlar. Soygun düzeninin muhkemliği için gelsin trilyonlar, uçurulsun katrilyonlar oyunu devam ettirilir.
              Soygun düzeninin devamı için bir de figürana da ihtiyaç vardır. Hizb’uş-Şeytanı oluşturan oligarşik soyguncular genelde figüranlarını “ Allah’ın gazabına uğrayan bir toplum ile dostluk kuranların farkında değil misin? Onlar ne sizdendir (ey mü’minler) ne de o (hakikatleri inatla) reddedenlerden; böylece onlar yalan ve düzmece üstüne bile bile yemin ederler. Mücadele-14” ayetinde belirtilen nitelikteki insanlardan seçerler. Bu tür insanlar görünüşte iyi zannedilir; ancak en ufak bir menfaat karşısında bütün mukaddeslerini terke hazırdırlar.
             Soygun düzeninin saygın soyguncularına yardaklık edenlerin -tahlil neticesi- dünyevî ve maddî bir takım avantajlar için muhtelif adlar altında teşkilatlandıkları ve yerine göre cinayet şebekeleri biçiminde tezahür ettikleri görülür.
             Hadiseler, yardakçıların son kullanma tarihi bitince de paçavra gibi çöplüğe atılarak imha edildiklerini akıl sahiplerine göstermektedir. Bu durum bütün soygun düzenlerinin vazgeçilmez senaryosudur.
             Soygun düzeninin saygın soyguncuları son kullanma tarihi gelen yardakçılarına Şeytanın yardakçılarına dediğini derler.  “Çünkü şeytan insana "İnkâr et" der. İnsan inkâr edince de: Ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım, der. Haşr-16” 
Saygınlar yardakçıların ayette belirtildiği gibi muamele eder ve biz sizin yaptıklarınızdan sorumlu değiliz derler. İnsanlık tarihi boyunca efendilerin yardakçıları reddedişleri olmuş ve olmaya devam edecektir.
             Son vahşetler de bunu göstermektedir.
              Selam ve sabırla... 

1 yorum:

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?