6 Ağustos 2013 Salı

Demokratikleşmeyi İstememe



        Demokratikleşmeyi İstememe

Veysi ERKEN

      Rudyard Kipling “başarısız olmak için kırk milyon bahanemiz vardır, ama tek bir nedenimiz bile yoktur” demektedir. Bu tespit demokratik tavra karşı olan “oligarşik ilah zümresi” için  “demokratikleşmeme için kırk milyon bahaneniz vardır, ama tek bir nedeniniz bile yoktur” şeklinde uyarlanabilir.
      “Medya, ticaret, siyaset, mafya ve bürokrat” takımından oluşan oligarşik ilahlar taifesi gücünü muhafaza etmek için bahaneleri “neden” olarak ileri sürmekte ve toplumun kendileri dışında kalan katmanlarını ezmektedir.
     Oligarşik ilahlar zümresinin demokratikleşmeyi engellemek için ileri sürdükleri en geçerli(!) bahane “âli mefaat”tır. Âli mefaat bahis mevzuu olunca akan sular durur. Sadece akan sular değil, bireyin bütün hakları durdurulur.
    Bir başka deyişle bireysel şuuru dumura uğratmanın hapıdır “âli mefaat”.
    Oligarşik ilahların ve hempalarının dışında kalanlar, kısaca şuuru dumura uğratılanlar “âli mefaat”leri tartışırken onlar adi ve sufli arzularını tatmine devam ederler. Bunun bir misali âli menfaat için halk “örtü”yü tartışırken onlar soygunu devam ettirmekte ve icraatlarını örtü ile örtmeleridir.
     Toplum örtüleri sebebiyle hakları gasp edilenlerin, okullarından atılanların, eşlerinden boşanmak mecburiyetinde bırakılanların durumunu tartışırken onlar yedi kocalı Hürmüz misali doymak bilmeyen ihtiraslarıyla her şeyi yutmaya devam etmekteler.
      Bu bağlamda denilebilir ki, oligarşik ilahlar taifesinin en çok korktuğu şey bireylerin olup bitenin farkına varma durumudur. Bir başka deyişle bilinçlenmeleridir.
       Oligarşik ilahlar taifesi bilinçlenmeyi yok etmek veya en düşük düzeyde tutabilmek için en çok yaptığı icraat “yasak” kavramını devreye sokmak ve “tartışılmaz”ları çoğaltmaktır.    Toplumu oluşturan ekseriyet “tartışılmaz” ve “dokunulmaz”lar yüzünden hayal bile kuramaz hale gelir.
     İlahların keyfi yerinde olsun diye  “yasak”ları genişleten genelgeler, tüzükler veyahut başka yollar devreye sokulur ve “hak” ve “hukuk” katledilir. Böylece bilinçlenme dumura uğratılır ve özgürlükler kısıtlanır.
    Bireylerin bilinçlenmesini ve haklarını kullanabilir hale gelmesini engellemenin en kestirme yolu “medya”dan geçtiğini bilen bürokratik yapının oligarşik ilahları “medya”larını birinci kuvvet haline getirir ve bu yolla hakkı savunmak isteyenleri felce uğratır.
    Oligarşik ilahlar taifesinin iç yüzünün milyonda birini yansıtan, yedi kocalı Hürmüzlüklerini ve cibilliyetlerini ortaya koyan yayınların takibe alınması bilinçlenmeği dumura uğratma çabasının bir yansımasıdır.
    Bürokratik yapının tepesinde bulunan “oligarşik ilahlar zümresi” ilke ve kural tanımaz. İlke ve kurallar kendisine hizmet ettiği müddetçe "iyi"dir. Aksi durumda ise bütün ilkeler ve kurallar “kötü”dür.
   Bu yaklaşımın doğruluğu kendi kulları olan “meyda şeytanları” ile tescil ettirilir. Medya şeytanları ilahlarının menfaati neyi gerektiriyorsa o şekilde davranır ve olup biteni yorumlar. İlke ve kuralları efendilerin pislik zevklerine uygun yorumlamaktan ve yorumlayamadıklarını görmezlikten geri durmazlar.
  İşte böyle ortamlarda demokratik hak ve taleplerin güme gitmesi için bahaneler “âli menfaat” namına birer neden olarak sıralanır. Bahaneler üzerine “medya şeytanları” bol bol yorum yapar, hatta kendilerine ram ettikleri veya kandırdıkları bireylere de yorum yaptırırlar.
    İnsanın “benliği”, “kişiliği” ve “bireyliği”nin gelişimini engelleyen bu yapının yıkılması ancak oligarşik ilahlar zümresinin teşhisi ve süfli arzularının gözler önüne serilmesiyle mümkün olur.
     Şuurlu davranamayan ve önüne sürülen kartel müsvette ve yayınlarına inanan bireylerin varlığı sürdükçe “oligarşik ilahlar taifesi”nin zorbalığı devam edecektir. Çıkış yolu oligarşik ilahları ve onların sesi olan kartel medyasını yalnızlığa, bir başka deyişle yokluğa mahkûm etmekten geçer.    Ancak böyle bir tavır mutlu ve hür günlerin başlangıcının muştusudur. Ergenekon davası eksiklikleriyle bir başlangıç olabilir diye düşünüyorum.

    Selam ve Sabırla....

Not: Ramazan bayramımızın hayırlara vesile olmasını cenabı Allah’tan niyaz ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?