22 Ekim 2015 Perşembe

Yardımlaşma ve Zalime Düşmanlık



Yardımlaşma ve Zalime Düşmanlık

Veysi ERKEN

            Müslümanlar, Kur’an-ı Kerim’de emredilen “küresel bakış”ı kaybettiklerinden olay ve olguları çözümlemede sıkıntı yaşamaktadır.
            Özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyadaki insanımızın kafasının karışık olduğunu görüyoruz.
            Tabii ki, burada kastedilen okumuş, aydın, münevver, akademisyen vs. zannedilenlerdir.
            Bahsi geçen taifenin bütün çözümlemeleri, tefekkürleri ve düşünüşleri “batılı okuma”ya dayanır. Müslüman olduklarını söylemelerine rağmen olay ve olguları İslamî metinlere, İslam’ın küresel bakışına ve ahlakına göre yorumlamada “sorun” yaşamaktadırlar.
            Rahatlıkla diyebilirim ki, bahsi geçen taifenin %99’u “batılı okuma”nın tesiri altında olup konunun cahilidirler.
            Özellikle medyada piyasaya sürülen bahsi geçen taifenin elemanlarına bakınız dediğimi anlarsınız.
            Şayet başka ülkelerin adamı değillerse (başka ülkelerin adamlarına diyeceğimiz bir şey yok. Zaten onlar görevini yapıyor.) “batılı okuma”nın tesiri altında bizi biz yapan değerlere farkında olmadan düşmanlık ettiklerini görürsünüz.
            Birkaç örnek vereyim. Son günlerde kafası karışmış aydınlarımız mültecilere ve muhacirlere neden yardım ediyoruz, bizim görevimiz mi? gibi ifadeleri bolca kullandıklarına şahit oluyoruz.
            Kötü niyetli olmayabilirler, ama İslam’ın evrensel bakışından bihaber oluşlarından olsa gerekir ki, bu ifadeleri kullanıyorlar.
Şu ayetteki mesajı anlamış olsalardı yeterdi diye düşünüyorum. “….Sizi Mescid-i Haram'dan çevirdiklerinden dolayı bir topluma karşı beslediğiniz kin, sizi saldırıya sevk etmesin. İyilik ve takvâ üzerinden yardımlaşınız; günah ve düşmanlık üzerinde yardımlaşmayınız, Allah'tan sakınınız. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir. Maide-2”
            Bilindiği üzere Kur’an-ı kerimin mesajı evrensel ve bütün asırlar için geçerlidir. Ayeti bu bağlamda okuduğumuzda iyilik ve takva üzerinde yardımlaşmanın evrenselliğini ve günümüze hitabını anlarız.
            Yardım günah ve düşmanlık için reddedilmiştir. Dolayısıyla bir topluluğa yardım ederken bir ilkemiz olmalıdır.
            Kötülük ve düşmanlık için yardımlaşma yasaklanmış ve düşmanlık “zalimler” için tahsis edilmiştir.
            Başka bir ayette “Artık (İslam'a mani) bir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din de yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet (Hakka karşı direnmekten) vazgeçerlerse, (bilinçli olarak) zulüm işleyenlerin dışındakilere karşı tüm düşmanlıklar sona erecektir. Bakara-193” denilmektedir.
            Bu konuda yüzlerce değil, binlerce misal verilebilir.
            Bugünü okuyamayanlar Kur’an’daki ilkeleri bilmeyenlerdir.
            Bu anlamda art niyetli olmayan bütün akademisyenlere, aydınlara, münevvere vs. gruplara tavsiyem tefekkürlerine doğru bir zemin aramalarıdır.
            Batılı okuma tarzı felahımıza değil, yok olmamıza yol açmaktadır.
            Ülkemizin huzuruna, barışına ve kalkınmasına katkı sağlamak isteyen herkesi tefekküre ve doğru tefekkür zemin ve okumalarına davet ediyorum.
            Selam ve Sabırla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?