MHP İktidar Olur mu?
Veysi ERKEN
Kadim dost Lütfü Şahsuvaroğlu ara
sıra çözüm babında rahmetli Galip Erdem ağabeyden mülhem “Beşiktaş Nasıl Kurtulur” diye yazı yazar. Yazıları bir davanın
dirilişi içindir elbette. “Beşiktaş
Nasıl Kurtulur” bir simgedir.
Lütfü bey samimidir. Çilesini
çekmiştir. Siteminde haklıdır. Bakıyorum ki, samimiyetsizler MHP konusunda
ahkâm kesiyor.
1 Kasım seçimlerinden sonra herkes
MHP nasıl kurtulur diye kaleme sarılıyor. Ahkâm kesenlerin çoğu “toplum Mühendisliği”ne soyunan
görevlilerdir.
Esasında soruyu sorması gerekenler geçmişte
MHP’nin sahip olduğu ülküyü benimseyenlerdir. Dostlar sizlerin yazması gerekir
diye sitem ediyor.
Bir yerde haklılar.
Yazmak gerekir. Ne de olsa “ekmek tuz hakkı” var.
Bir taraftan dışarıdan ahkâm kesmek
olur.
Yine de “ekmek tuz hakkı” gereği yazayım. Yazdıklarım şahsi görüşümdür.
Yıllarımız bu ülkü peşinde geçti.
Hep hayallerimiz oldu.
Şube başkanlığı yaptık. Yan
kuruluşlarının en üst yönetiminde bulunduk. Sadece gençliğimiz değil, çocukluğumuz
geçmişti bu hayal peşinde.
MHP bir parti değil bir ülkü
hareketiydi.
Ülküsü kuşatıcıydı.
“Çağrımız
İslam’da dirilişedir” diye
haykırıyordu gençlik. Bunun için Türkmen’i, Kürdü, Laz’ı, Çerkez’i, Boşnağı,
Çeçeni bir arada bulunuyordu.
Ortak bir davaları ve paydaları vardı.
“Rehber
Kur’an, Hedef Turan”dı onlar için.
Bu hayallerle büyüdüler.
MHP’yi iktidara taşımaya başladılar.
“Alım,
morum sarım seksen beşte iktidarım” demeye başladılar.
Amerika’nın çocukları önlerini
kesti.
Zindanlara tıkıldılar. Çürümeye terk
edildiler.
Betonlarda üşüdüler.
Olanı biteni sorguladılar.
Gün oldu tekrar aynı ülkü etrafında
buluştular.
Türkiye’ye damgalarını vuracaklardı.
Zalimin karşısında mazlumun yanında yer alacaklardı.
Kendilerini sorguladılar.
Ülkülerinin savunulmasını istemeyen
güçler ortaya çıktı.
Bu hengâmede bir fırsat yakaladılar.
28 Şubat zulmü.
Ülke alaca karanlığa mahkûm edildi.
Bu dönemde “ürkek değil, erkek” denildi.
Ve mecliste büyük bir potansiyel.
İktidar potansiyeli.
Olmadı.
Ülkücüleri katillikle suçlayanlarla
kol kola giriş ve sükût-u hayal.
Kaybolan güven ve heyecan.
Sonuç meclis dışı ve savruluş.
99’dan sonra yine bir teveccüh.
7 Haziran 2015.
Gelişme istidadı.
O da ne?
“Her
şeye hayır” görüntüsü.
Ve…
Beş ay sonra hezimet.
İşte MHP’nin durumu.
Kanaatime göre Sayın Devlet
Bahçeli’nin değişmesi MHP’de hiçbir şey değiştirmeyecektir.
MHP’de değişimi isteyenlerin ilk
yapmaları gereken şey şudur bence.
Asıl ilkelere dönmek, o ilkeleri
yaşamak ve yaşatmaktır.
Ülküsünü “çağrımız İslam’da dirilişedir” ilkesine dayandırmak ve “rehber Kur’an hedef turan”
doğrultusunda gelişmek, büyümek ve her etnisiteyi kapsamaktır.
Bunun inancı, güveni, heyecanı
sağlanmadıkça MHP’nin iktidarı zor.
Selam ve Sabırla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?