6 Mart 2021 Cumartesi

Marifet İltifata Tabidir

 

                                          Marifet İltifata Tabidir

            Veysi ERKEN

                 Fıtrat/yaradılış özelliği insanı iyiye, güzele, doğruya ve ahlakî ilkelere yönelttiği gibi kötüye, çirkine, yanlışa ve ahlaksızlığa da yöneltebilir.

            "Nefs" fıtratı itibarıyla kendisine hem “takva” hem de “fücur” ilham edilir ve bunlardan birisini tercih ederek sonuçlarına katlanır.

            Tabii ki, insan bu niteliklerini “bir muhit”/çevre içinde geliştirir.

 İyi veya kötüyü işleyebilir. Bunun için Allah kullarına “sadıklar”la olun der. Bir başka ifade ile muhitimiz sadıklardan oluşursa sağlıklı ve kâmil insan oluruz.

             İnsanın bu yönünü keşfeden kurum ve kuruluşlar özellikle insanın önüne modeller koyarak faaliyetlerinin semeresini arttırmak için kendilerini destekleyenlere iltifat ederler.

İltifat marifetlerin devamını sağlar.

Atalarımız, “Marifet iltifata tabidir” derken bir hakikati özetlemişlerdir.

            Marifetin iltifatla artacağı gerçeğini kavrayamayan Müslümanlar birbirini yerken gayrı Müslim çetenin elemanları bunu fazlasıyla kullanıyorlar ve dahi sahipleniyorlar.

Uzağa gitmeye gerek yok.

Sabatayist çete, fetö ve tapınakçıların iltifatlarını inceleyiniz bu gerçekle karşılaşırsınız.

Sabatayist çete bazılarını her gün şişirir, adeta kutsarken kendinden kabul etmediklerini veya kabullenemediklerini yerin dibine sokmaya çalışır.

Taktik aynı.

Kötüye iltifat.

Kötünün marifetini doğru olarak sunma ve bıkmadan onu övmek, desteklemek gerekirse paraya doyurmak.

Mesela bir yazar müsveddesini çok önemli şey yazıyormuş veya biliyormuş gibi ödüllendirmek ve bunu medyada örnek olarak göstermek veya bir teşhirciyi gençliğe örnek olarak sunmak,.

Bu yöntem o kadar tekrar ediliyor ki, Müslüman olduğunu bildiğimiz kişiler bile o ahlaksızları model olarak almaya başlıyor veya onların ahlaksızlıklarını savunur hale gelebiliyor.

            Umarım ki, inanmış/Müslüman bildiğimiz camiada da bunu görürüz.

Ve Rabbulaleminin rızasına uygun marifetleri ve marifet sahiplerini görür ve iltifat ederiz görmeyi arzu edip de göremediğimiz bu iltifat anlayışını bundan sonra görürüz.

            Bugün ülkemizin üzerinde bir karabulut gibi çöken ahlaksızların kültürel değerlerinden kurtulmak istiyorsak fıtrata uygun bir şekilde “takva” sahibi marifetli kişileri görür ve iltifat ederiz.

İnşallah özellikle “takva” sahibi yazarlarımıza, aydınlarımıza, gazetecilerimize, mucitlerimize, tafakkuh kabiliyeti ile donanmış âlimlerimize iltifat edilir.

Bunu yapacak olan kurumların yöneticileridir.

Tabii ki, ilk önce bağlayıcı kurum olan devlet bunu gerçekleştirmelidir.

Devlet ve sivil zannettiğimiz kurumlar bunu yapmaz ise meydan ahlaksızlara, bozgunculara ve şeytanların adımlarını takip edenlere kalır.

Bugün olduğu gibi.

            Bugünü incelediğimizde kısırlaşmayı ve yok oluşa doğru atılan adımları görüyoruz.

            Tedbir zamanı, yıkım “çığ”a dönüşmeden ve tamirat mümkün olmama noktasına gelmeden iltifat devreye girmelidir.

            Ya intibah ve iltifat, ya izmihlal.

            Selam ve Sabırla…     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?