ALPERENLİK ve AHLAK KURALLARI
Veysi ERKEN
“Yoldan geliyoruz, yine yola gideceğiz.Hiçbirimizin garantisi yok. Şurda ayakta duranın da oturanın da garantisi yok. Ruh bir saniyeliktir. Bir saniyenize bile hâkim değilsiniz. Bir saniyesine bile hâkim olamadığınız, hükmedemediğiniz bir hayat için, bir dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Muhsin Yazıcıoğlu”
Bazı kavramlar vardır ki, insanların hem birey hem de grup olarak hayatlarını şekillendirir. Bir yerde şekillendirmekle kalmaz onun yaşayış tarzı, kültürü olmazsa olmazı olur. Zira asırlar üstüdür ve değişmez.
Alperen kavramı da böyledir.
Alperen olmak kolay değildir. Çünkü Alperenlik büyük bir meziyeti, kararlılığı, inanmışlığı, Allah’a teslimiyeti, mertliği, ahlaklı olmayı ve cesareti ifade eder. Alperenliğin cazibesi çok yüksektir.
Alperenlik İlayı Kelimetullah doğrultusunda Âleme nizam verme sevdasıdır. Adaleti âlemin bütününde hâkim kılma davasıdır. Yeryüzündeki zulümleri durdurma azmidir.
Kendini bilen dağa taşa “Hak yol İslâm yazacağız” diyen herkes Alperenim demeye can atıyor. Çünkü : “Alperen, beyninin her hücresine işlemiş olan düşünceler -değerler- iktidar olmadıkça “muhalif olma” dürüstlüğünü terk etmeyen insan” dır.
Alperen ömrünün hiç bir döneminde karşısında olduğu sistemle işbirliği yapmaya tenezzül etmeyen “insan” tipini temsil eder. Alperen “kendini ısıran köpeği beslemeyen” bir tiptir. Ve zalimlere rest çeken “cesur yürek”tir. Alperen gizli mahfillerin düşmanıdır. Alperenler haksızlığa, uğursuzluğa ve zulme boyun eğmezler.
Kısada Alperen “dik” duran, “kamet” ve “istikamet”i belli olandır.
Alperenler “dik” durdukları, kamet ve istikametleri belli olduğu için mazlumun dostu, zalimin düşmanıdırlar yeryüzünde. Zalimler hep Alperenlerden çekinirler.
Alperen’in Ahlak İlkeleri Şu Şekilde İfade Edilebilir
*Kişilerden, mensubu olduğu kurum ve kuruluşlardan önce en üstün ve değişmez olan KUR’AN’ DA vazedilen AHLAK İlkelerine Uyar ve Onları Uygular
*Mensubu olduğu teşkilatın Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’ten ilham alınarak belirlenen İlkelerini benimser ve benimsetmeye çalışır
* Meşveretsiz İş Yapmaz, Meşveret Sonunda Alınan Kararlara Uyar ve Uygular
*Üstüne Aldığı Vazifeyi Bilir. Görevlerini İfa ve İcra Ederken En İyiyi Yapmaya Gayret Eder.
*Görevlerin Yerine Getirilebilmesi İçin Etkili Çözüm Yollarını Bulmaya ve Görevi En İyi Yapabilecek Bireyleri Çalıştırır.
*Özel Çıkar Peşinde Değil, İlayı Kelimetullah eksenli Nizam-ı Âlem ülküsünün gerçekleştirilmesi için Çalışır, Kişisel Çıkarlar İçin Mevkileri Kabul Etmez.
*Görevini Yerine Getirirken, Teşkilatını ve Düşünceni Zarara Sokacak Eylem ve Davranışta Bulunmaz
*Teşkilat Kimliğini Özel İşlerinde Kullanmaz
*Gördüğü Yanlışlıkların ve Hataların Ortaya Çıkmasını ve Giderilmesini Sağlamaya çalışır
*Teşkilatın Özel Bilgilerini İfşa Etmez
*Halka Hizmeti Hakka Hizmet Bilir ve Uygular"
Selam ve Sabırla...
Not: 90'lı yıllarda yazılan bir yazının bir bölümüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu Yazı Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?